- Katılım
- 1 Ağu 2006
- Mesajlar
- 1,527
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
Demokrasinin en tuhaf tarafi oylama sistemidir. Yani
her secmenin bir oy hakki vardir ama hicbir ise
yaramamaktadir. Cunku her insanin bir oy hakki
olmasi adaletsizlik. Adini yazmayi bilmeyenle yaziyi
icat edenin esit oy hakki olmasi butun duzensizligin
kaynagidir.
Bence saglam bir bilgisayar agiyla
vatandaslarin uretime katkisi, odedigi vergi tutari,
yaptigi hayirli ve hayirsiz is sayisi ogrenilip
belli bir katsayiyla carpildiktan sonra (Bu
katsayiyla carpma hikayesini niye istedigimi
bilmiyorum, devlet hep oyle yapar diye yazdim.)
kisinin verebilecegi oy sayisi hesaplanabilir.
Dusunsenize ikiyuz milyar vergi verenin
de bir oy hakki var o tutardan fazla vergiyi
kaciranin da.Orman yakanin da bir oy hakki var agac
dikenin de... Secme durumu bu. Secilenlerde de durum
farkli degil. En fazlasindan ilkokul bitirmis olma
sarti araniyor o kadar. Yani heykel yapan da
secilebiliyor, icine tukuren de! Memlekete katki ne
kadar fazlaysa oy hakkinin da o kadar fazla olmasi
gerekir. Varolan durum bence hukuka aykiridir. Hatta
anayasanin bir maddesine de aykiridir ama su anda
kacinci madde oldugunu hatirlamiyorum.
Oylamada bu haksizlik yapilirken
sonuclari degerlendirmede de yanlis yapilmaktadir.
En cok oy alan parti kazaniyor simdi. Bu yanlis!
Butun yarismalarda en yuksek puan veren juri ile en
dusuk puan veren jurinin verdigi oylar
degerlendirmeye alinmaz. Geri kalanin ortalamasi
alinir. Evet bu sacma bir fikirdir. Ama yine de bu
konuya kafa yordugunu gosterir. Enflasyon devletin
alenen suc islediginin kanitidir. Cunku devlet
besbelli ki kalpazanlik yapmaktadir. Yani devlet
acik acik sahte para basmaktadir ve bunlari aslindan
ayirmak imkansizdir.
Ekonomi neden batti soyleyeyim: Bir kere
ekonomi ureticiler arasindaki bir tuketici
iliskisine donmedikce refah gelmez. Her uretici ayni
zamanda bir tuketicidir ama pek cok tuketici sadece
tuketicidir. Hicbir sey uretmez, hicbir ise
yaramazlar. Hicbir meslek erbabi degildirler. Hicbir
konuda yetenekleri yoktur. Ya da o boyle olduguna
inanmistir. Mukemmele yakin okey oynar ama bu spor
henuz olimpiyat kapsamina alinmamistir maalesef. Bir
ekonomide bu kadar TUKETICI olursa batar tabii.
Dunyanin en az icat yapilan ulkesi Turkiye'dir.
Zaten "basimiza icat cikarma simdi!" diye bir
deyimin uretildigi bir ulkede sonuc baska turlu
olamazdi. Ama su acik ki pek cokseye ihtiyacimiz
var, bunlarin bazilarini kendimiz bulsaydik fena mi
olurdu? Cunku bunun gelismeyle ilgisi yok. En buyuk
buluslar mum isiginda yapildigina gore?
Biliyorsunuz mesela Edison ampulu bulana
kadar henuz ampulu bulamadigi icin mum isiginda
calismistir. Yani ampulu mumla aramistir. Ve hep
ironi ironi dedikleri iste budur. Cunku icat dedigin
patent hakki demektir ve kayda deger bir bulus
insanin yedi ceddini zengin eder. Ama ulkende saglam
bir telif haklari yasasi yoksa insanin icinden icat
yapasi da gelmez herhalde. Yani demem o ki en
azindan bir vantilator filan icat edebilirdik. Ya da
tost makinesi. Bunlar atla deve degil diye
soyluyorum. Yani MR cihazi demiyorum mesela. O zor
tamam ama herhalde bir teflon tava yapabilirdik. Ama
kendi icatcilarimiza deli muamelesi yapinca
uygarliga katki saglanamiyor tabii. Her mahallede
vardir kendisi hakkinda "Bu mu? Manyagin teki mucit
o! Kendi kendine acayip seyler icat eder.." diye
bahsedilen biri.
Dunyadaki icatlar doneminin kapandigi soylenir ama
bu dogru degildir. Hala insan pek cok seyi
yapamamaktadir. Mesela ucamamak, isinlanamamak,
yeteri kadar sik sevisememek, aya gidebilmek ama
orada henuz para aklayamamak, zaman tunelinin sadece
filmini yapabilmis olmak, hicbir zaman dogru partiye
oy verememek gibi daha cogaltabilecegimiz pek cok
eksigi vardir. Dusunsenize dunyanin yuvarlak
oldugunu ogreneli kac sene oldu ki sunun surasinda.
Yani insanoglu binlerce yil ustunde yasadigi
gezegenin birak detaylarini seklini bile bilmeden
yasadi. Bati bile bu iste iyi degilken bizim
durumumuzu dusunmek bile istemiyorum.
Bir tek uluslararasi ismimiz Behcet Bey'dir.
Kendisini tanimiyorum ama Behcet Hastaligi dunya tip
literaturune girmistir. Tabii gonul isterdi ki
hastaligi degil ilacini bulsaydi ama zamanla o da
olacaktir. Yani koca tarihe baktiginizda bula bula
bir hastalik bulmusuz. O da tam bir icat sayilmaz
aslinda. Hastaligi Behcet Bey uretmedigine gore.
Mesela matbaayi biz bulmadigimiz gibi bulani da
ciddiye almamisiz. O yuzden hala buyuk harfleri ya
da kucuk harfleri ya da hicbirini tanimayan insanlar
yasiyor aramizda. Soylememe gerek yok ama onun da
sizin gibi bir oy kullanma hakki var.
Tarih boyunca bilime hic katkida bulunmamis bir
topluma bir cok icattan yararlanma imkani verdigi
icin dunyaya sukran borcluyuz. Adamlar telefonu
buldu, biz de bari en azindan jetonu bulaydik be
agbi, ayip yani? Cunku bizim orta ogretimimizde
akilda kalan cumle sudur Yahu bu matematigin gunluk
hayatimizda bize ne faydasi olacak?.... Hemen herkes
matematikten nefret eder ve faydasiz bir sey
oldugunu dusunurler. E bir toplum ya dayak yememis
ya da hesap bilmiyor durumundaysa batar tabii.
Matematik insanoglunun buldugu (ki herhangi bir
rakkami dahi biz icat etmis degiliz. En azindan
sifiri bul bari degil mi? Hayir onu da bulan bir
arap alimidir ama simdi isim ver deseniz verecek
durumda degilim.) en yararli derstir.
Matematikten anlamamak bir kusurdur. Ama bununla
ovunmek esekliktir. Cunku bu basarisiz ogrenciler
arasinda yaygindir. Onlar akillari sira matematikten
anlayani ve basarili notlar alani marjinal yapmak
isterler... Yani onlara gore matematikten kalmak
degil ondan gecmek tuhaftir. Caliskan ogrenciye inek
derler ama tembel ve sorumsuz ogrenciye takilmis
herhangi bir hayvan ismi yoktur.
Matematik butun bir hayati, bir hayatta basa
gelebilecek tum ihtimalleri, sadelestirmeleri,
basitlestirme ya da karmasiklastirma eylemlerini,
ozetle tum detaylariyla insan hayatini anlatan bir
sifredir. Sifir hicbir sey degil aslinda herseydir.
Bir, bir tek tanrinin ailedir. Sonra cokluk vardir
azlik vardir. Bir rakam digerinden buyuktur ama
sifiri neyle carparsan carp sonuc yine sifir olur.
Sizin zekaniz karsinizdakinin zekasiyla sinirlidir.
Yani hic kimsenin karsisindakinin kendinden daha
zeki oldugunu anlamasina imkan yoktur. Herhalde o
yuzden herkes kendini zeki zannediyor, hicbir salak,
salak oldugunun farkinda degil.
Matematik felsefenin de temelini olusturur. Herhangi
bir sayfada gordugunuz iksler yeler, abuk sabuk
isaretler filan size hayattaki cok karmasik bir
durumu formule eder ve size bilinmeyeni yani X'i
sorarlar. Anlasana be sapsal o X dedigi sensin.
Ileride yolunu kaybettiginde nasil bulacagini bilmen
icin bu formul.
Matematikteki problemler hayattaki problemlerin
aynisidir. Yani iki kere iki her zaman dort eder.
Matematik bunu bize garanti ediyor. Ya her zaman iki
kere iki dort etmeseydi? Ticaret cok riskli bir hale
gelmez miydi? Sen hala de ki "Ulan bu karekok alma
da neyin nesi?" Ya da "Integral mi? delirdi bu
herhalde.!"
Matematikten hoslanmayan ogrenciler sonraki
hayatlarinda genellikle tercihlerini hep yanlis
yapan insanlar olurlar. Sanirim ulkemizdeki secim
sonuclari buna kanit olusturmaya yeter.
Evet matematik zordur ama hayat da oyledir.
Matematigi seviniz cunku fazla seceneginiz kalmadi.
Siz matematigi gereksiz buldukca enflasyon
yukseliyor. Birbiriyle satranc oynayan kari koca
sayisi artmadikca bu isler duzelmez. Herkesin oturup
ya da daha iyisi oturdugu yetisir kalkip "acaba ne
icat edebilirim" diye dusunmesi gerekir. Ama ondan
once sahip olduklarimizin degerini bilmeliyiz.
Kendi yerel zenginliklerimizin de farkinda degiliz.
Sozgelimi Bodrum'daki otellerin neredeyse hicbirinde
Bodrum zeytini yoktur. Koylerinde bin cesit peynir
yapilan turistik bir beldede oraya uc yuz kilometre
oteden gelmis ve otelin satin alma mudurunun
zimmetine gecirdiginden artanla alinmis bir beyaz
peynir sunulur. Yani otelin hemen arkasindaki
tepenin yamacindaki koyde yapilan muhtesem keci
peynirinden otelde kalan Italyanin haberi olsa sirf
o peynir icin seneye bir daha gelecek ama maalesef
bu olmamaktadir. Ustelik getirilen peynirin yanina
bir parca hiyar, biraz da maydanoz konarak turiste
"bizim yalnizca peynirimiz degil sebzelerimiz de
igrenctir" mesaji verilmektedir.
Turizm deyince bu arada turistik sapiklar icin bir
ikazim olacak. Evet belki bazi kadin turistlerin
beldemize geldiklerinde bir iki hemsehrimizle
sevistigi olmustur ama emin olunuz ki hicbirinin
buraya gelis maksadi bu degildir. Cunku seks turizmi
yapanlar genellikle uzakdoguya falan giderler bize
gelmezler. O yuzden kendilerine tecavuz etmesek iyi
olur. Onlar senin ustune alindigini bilseler o mini
etegi giymezlerdi ama seni bilmiyorlar tabii...
Cem YILMAZ.....
her secmenin bir oy hakki vardir ama hicbir ise
yaramamaktadir. Cunku her insanin bir oy hakki
olmasi adaletsizlik. Adini yazmayi bilmeyenle yaziyi
icat edenin esit oy hakki olmasi butun duzensizligin
kaynagidir.
Bence saglam bir bilgisayar agiyla
vatandaslarin uretime katkisi, odedigi vergi tutari,
yaptigi hayirli ve hayirsiz is sayisi ogrenilip
belli bir katsayiyla carpildiktan sonra (Bu
katsayiyla carpma hikayesini niye istedigimi
bilmiyorum, devlet hep oyle yapar diye yazdim.)
kisinin verebilecegi oy sayisi hesaplanabilir.
Dusunsenize ikiyuz milyar vergi verenin
de bir oy hakki var o tutardan fazla vergiyi
kaciranin da.Orman yakanin da bir oy hakki var agac
dikenin de... Secme durumu bu. Secilenlerde de durum
farkli degil. En fazlasindan ilkokul bitirmis olma
sarti araniyor o kadar. Yani heykel yapan da
secilebiliyor, icine tukuren de! Memlekete katki ne
kadar fazlaysa oy hakkinin da o kadar fazla olmasi
gerekir. Varolan durum bence hukuka aykiridir. Hatta
anayasanin bir maddesine de aykiridir ama su anda
kacinci madde oldugunu hatirlamiyorum.
Oylamada bu haksizlik yapilirken
sonuclari degerlendirmede de yanlis yapilmaktadir.
En cok oy alan parti kazaniyor simdi. Bu yanlis!
Butun yarismalarda en yuksek puan veren juri ile en
dusuk puan veren jurinin verdigi oylar
degerlendirmeye alinmaz. Geri kalanin ortalamasi
alinir. Evet bu sacma bir fikirdir. Ama yine de bu
konuya kafa yordugunu gosterir. Enflasyon devletin
alenen suc islediginin kanitidir. Cunku devlet
besbelli ki kalpazanlik yapmaktadir. Yani devlet
acik acik sahte para basmaktadir ve bunlari aslindan
ayirmak imkansizdir.
Ekonomi neden batti soyleyeyim: Bir kere
ekonomi ureticiler arasindaki bir tuketici
iliskisine donmedikce refah gelmez. Her uretici ayni
zamanda bir tuketicidir ama pek cok tuketici sadece
tuketicidir. Hicbir sey uretmez, hicbir ise
yaramazlar. Hicbir meslek erbabi degildirler. Hicbir
konuda yetenekleri yoktur. Ya da o boyle olduguna
inanmistir. Mukemmele yakin okey oynar ama bu spor
henuz olimpiyat kapsamina alinmamistir maalesef. Bir
ekonomide bu kadar TUKETICI olursa batar tabii.
Dunyanin en az icat yapilan ulkesi Turkiye'dir.
Zaten "basimiza icat cikarma simdi!" diye bir
deyimin uretildigi bir ulkede sonuc baska turlu
olamazdi. Ama su acik ki pek cokseye ihtiyacimiz
var, bunlarin bazilarini kendimiz bulsaydik fena mi
olurdu? Cunku bunun gelismeyle ilgisi yok. En buyuk
buluslar mum isiginda yapildigina gore?
Biliyorsunuz mesela Edison ampulu bulana
kadar henuz ampulu bulamadigi icin mum isiginda
calismistir. Yani ampulu mumla aramistir. Ve hep
ironi ironi dedikleri iste budur. Cunku icat dedigin
patent hakki demektir ve kayda deger bir bulus
insanin yedi ceddini zengin eder. Ama ulkende saglam
bir telif haklari yasasi yoksa insanin icinden icat
yapasi da gelmez herhalde. Yani demem o ki en
azindan bir vantilator filan icat edebilirdik. Ya da
tost makinesi. Bunlar atla deve degil diye
soyluyorum. Yani MR cihazi demiyorum mesela. O zor
tamam ama herhalde bir teflon tava yapabilirdik. Ama
kendi icatcilarimiza deli muamelesi yapinca
uygarliga katki saglanamiyor tabii. Her mahallede
vardir kendisi hakkinda "Bu mu? Manyagin teki mucit
o! Kendi kendine acayip seyler icat eder.." diye
bahsedilen biri.
Dunyadaki icatlar doneminin kapandigi soylenir ama
bu dogru degildir. Hala insan pek cok seyi
yapamamaktadir. Mesela ucamamak, isinlanamamak,
yeteri kadar sik sevisememek, aya gidebilmek ama
orada henuz para aklayamamak, zaman tunelinin sadece
filmini yapabilmis olmak, hicbir zaman dogru partiye
oy verememek gibi daha cogaltabilecegimiz pek cok
eksigi vardir. Dusunsenize dunyanin yuvarlak
oldugunu ogreneli kac sene oldu ki sunun surasinda.
Yani insanoglu binlerce yil ustunde yasadigi
gezegenin birak detaylarini seklini bile bilmeden
yasadi. Bati bile bu iste iyi degilken bizim
durumumuzu dusunmek bile istemiyorum.
Bir tek uluslararasi ismimiz Behcet Bey'dir.
Kendisini tanimiyorum ama Behcet Hastaligi dunya tip
literaturune girmistir. Tabii gonul isterdi ki
hastaligi degil ilacini bulsaydi ama zamanla o da
olacaktir. Yani koca tarihe baktiginizda bula bula
bir hastalik bulmusuz. O da tam bir icat sayilmaz
aslinda. Hastaligi Behcet Bey uretmedigine gore.
Mesela matbaayi biz bulmadigimiz gibi bulani da
ciddiye almamisiz. O yuzden hala buyuk harfleri ya
da kucuk harfleri ya da hicbirini tanimayan insanlar
yasiyor aramizda. Soylememe gerek yok ama onun da
sizin gibi bir oy kullanma hakki var.
Tarih boyunca bilime hic katkida bulunmamis bir
topluma bir cok icattan yararlanma imkani verdigi
icin dunyaya sukran borcluyuz. Adamlar telefonu
buldu, biz de bari en azindan jetonu bulaydik be
agbi, ayip yani? Cunku bizim orta ogretimimizde
akilda kalan cumle sudur Yahu bu matematigin gunluk
hayatimizda bize ne faydasi olacak?.... Hemen herkes
matematikten nefret eder ve faydasiz bir sey
oldugunu dusunurler. E bir toplum ya dayak yememis
ya da hesap bilmiyor durumundaysa batar tabii.
Matematik insanoglunun buldugu (ki herhangi bir
rakkami dahi biz icat etmis degiliz. En azindan
sifiri bul bari degil mi? Hayir onu da bulan bir
arap alimidir ama simdi isim ver deseniz verecek
durumda degilim.) en yararli derstir.
Matematikten anlamamak bir kusurdur. Ama bununla
ovunmek esekliktir. Cunku bu basarisiz ogrenciler
arasinda yaygindir. Onlar akillari sira matematikten
anlayani ve basarili notlar alani marjinal yapmak
isterler... Yani onlara gore matematikten kalmak
degil ondan gecmek tuhaftir. Caliskan ogrenciye inek
derler ama tembel ve sorumsuz ogrenciye takilmis
herhangi bir hayvan ismi yoktur.
Matematik butun bir hayati, bir hayatta basa
gelebilecek tum ihtimalleri, sadelestirmeleri,
basitlestirme ya da karmasiklastirma eylemlerini,
ozetle tum detaylariyla insan hayatini anlatan bir
sifredir. Sifir hicbir sey degil aslinda herseydir.
Bir, bir tek tanrinin ailedir. Sonra cokluk vardir
azlik vardir. Bir rakam digerinden buyuktur ama
sifiri neyle carparsan carp sonuc yine sifir olur.
Sizin zekaniz karsinizdakinin zekasiyla sinirlidir.
Yani hic kimsenin karsisindakinin kendinden daha
zeki oldugunu anlamasina imkan yoktur. Herhalde o
yuzden herkes kendini zeki zannediyor, hicbir salak,
salak oldugunun farkinda degil.
Matematik felsefenin de temelini olusturur. Herhangi
bir sayfada gordugunuz iksler yeler, abuk sabuk
isaretler filan size hayattaki cok karmasik bir
durumu formule eder ve size bilinmeyeni yani X'i
sorarlar. Anlasana be sapsal o X dedigi sensin.
Ileride yolunu kaybettiginde nasil bulacagini bilmen
icin bu formul.
Matematikteki problemler hayattaki problemlerin
aynisidir. Yani iki kere iki her zaman dort eder.
Matematik bunu bize garanti ediyor. Ya her zaman iki
kere iki dort etmeseydi? Ticaret cok riskli bir hale
gelmez miydi? Sen hala de ki "Ulan bu karekok alma
da neyin nesi?" Ya da "Integral mi? delirdi bu
herhalde.!"
Matematikten hoslanmayan ogrenciler sonraki
hayatlarinda genellikle tercihlerini hep yanlis
yapan insanlar olurlar. Sanirim ulkemizdeki secim
sonuclari buna kanit olusturmaya yeter.
Evet matematik zordur ama hayat da oyledir.
Matematigi seviniz cunku fazla seceneginiz kalmadi.
Siz matematigi gereksiz buldukca enflasyon
yukseliyor. Birbiriyle satranc oynayan kari koca
sayisi artmadikca bu isler duzelmez. Herkesin oturup
ya da daha iyisi oturdugu yetisir kalkip "acaba ne
icat edebilirim" diye dusunmesi gerekir. Ama ondan
once sahip olduklarimizin degerini bilmeliyiz.
Kendi yerel zenginliklerimizin de farkinda degiliz.
Sozgelimi Bodrum'daki otellerin neredeyse hicbirinde
Bodrum zeytini yoktur. Koylerinde bin cesit peynir
yapilan turistik bir beldede oraya uc yuz kilometre
oteden gelmis ve otelin satin alma mudurunun
zimmetine gecirdiginden artanla alinmis bir beyaz
peynir sunulur. Yani otelin hemen arkasindaki
tepenin yamacindaki koyde yapilan muhtesem keci
peynirinden otelde kalan Italyanin haberi olsa sirf
o peynir icin seneye bir daha gelecek ama maalesef
bu olmamaktadir. Ustelik getirilen peynirin yanina
bir parca hiyar, biraz da maydanoz konarak turiste
"bizim yalnizca peynirimiz degil sebzelerimiz de
igrenctir" mesaji verilmektedir.
Turizm deyince bu arada turistik sapiklar icin bir
ikazim olacak. Evet belki bazi kadin turistlerin
beldemize geldiklerinde bir iki hemsehrimizle
sevistigi olmustur ama emin olunuz ki hicbirinin
buraya gelis maksadi bu degildir. Cunku seks turizmi
yapanlar genellikle uzakdoguya falan giderler bize
gelmezler. O yuzden kendilerine tecavuz etmesek iyi
olur. Onlar senin ustune alindigini bilseler o mini
etegi giymezlerdi ama seni bilmiyorlar tabii...
Cem YILMAZ.....