ESP:Electronic Stability Program
ESP'nin Popüler olması bir Alman otomotiv üretcinin mini sınıf otomobillerinin takla atma hatasından sonra olmuştur.O zamana çoğu kişi İspanyanın kısaltması olarak biliyordu. Otomobil dergilerinin yaptığı slalom testlerinde, aracın ani manevralarda takla atmasının ardından, firma, bütün otomobillere bu sistemi takarak soruna çözüm getirdi. ESP'nin çalışma prensibi aslında çok basit. 4 teker de birbirinden bağımsız gaz verebilme ve fren yapabilme yeteneğine sahip.Ani manevralarda aracın fiziksel dengesinin bozulması sonucunda tekerlerden biri ya da birkaçı kayma eğiliminde bulunup araba savrulmaya başladığı anda, ESP sistemi devreye giriyor ve arabanın kaydığı yöne, doğrultuya bağlı olarak ilgili tekerleğe gaz veya fren uyguluyor. Peki bu sistem aracın kaydığını nasıl algılıyor? Birazdan aşağıdaki şekilde de göreceğiniz gibi, ESP sistemine bağlı çeşitli sistemler, algılayıcılar var. Bunlardan benim size olayı açıklamakta kullanacaklarım, "Tekerlek Hızı Algılayıcısı", "Yanal Hız Algılayıcısı", "Direksiyon Açısı Algılayıcısı" ve "Fren Basıncı Algılayıcısı". Şimdi arabamızın arkasının kaymaya başladığını farzedelim, bakalım ESP bunu nasıl anlayacak.
Öncelikle arabanın arkası savrulunca Yanal Hız Algılayıcısı arabanın yanal yönde bir dengesizlik gösterdiğini, yani savrulduğunu çok basit bir şekilde algılayacaktır. Ayrıca Tekerlek Hızı Algılayıcıları arka tekerleklerin kaymaya başladıkları zaman dönüş hızlarının ön tekerleklere göre daha az olduğunu görecek, benzer bir şekilde Fren Basıncı Algılayıcısı da arka tekerleklere, öne nazaran daha az fren basıncı uygulandığını farkederek, aynı şekilde arka tutuşun kaybolduğunu anlayabilecektir. Son olarak Direksiyon Açısı Algılayıcısı'nın da nasıl çalıştığını anlatmamız gerekirse, arabanın kafadan kaydığını düşünmek yeterli olacaktır. Hızlı bir virajda, siz direksiyonu çeviriyorsunuz, ama aşırı hızlı gittiğiniz için, arabanın ön tarafı dönmüyor. (Bu olay önden çekişli arabalarda, viraj içinde gaza basıldığında, rahatlıkla anlaşılabilir). İşte bu durumda, siz direksiyonu çevirdiğinize rağmen Yanal Hız Algılayıcısı bir dönme hareketi hissedemeyeceği için, arabanın kafadan kaydığını, yani ön tekerleklerin tutuşunu kaybettiğini ESP sistemi algılar.
Traktör fren sistemleri bilenler bu sistemi daha iyi anlayabilir.Traktörlerde arka tekerlere kumanda eden iki tane fren pedalı vardır. Tarla sürerken bir uçtan öbür uca vardığınızda bu pedallardan sadece bir tanesine basarak traktörü olduğu yerde geri döndürebilirsiniz. Mesela sadece sağ fren pedalına basarsanız, traktörün sağ arka tekeri fren yapar ve traktör kendi çevresinde sağa doğru dönmeye başlar. İşte ESP de bu traktör frenlerinden esinlenerek yapılmış diyebiliriz ) Yani sadece gelişmiş ve elektronik bir traktör freni o kadar... Sonuçta öyle ya da böyle, ESP son derece faydalı, arabanın kaymasını neredeyse imkansız hale getiren bir sistemdir.
ABC:actıve body control
ABC yüksek teknoloji ürünü bir süspansiyon sistemi. Ayrıca ACD’de modern havalı süspansiyonun yerini klasik helezon yaylı bir sistem almış. ABC'nin işe yarayıp yaramadığını biri bu sistemle donatılmış diğeri ise standart olarak sunulan havalı süspansiyona sahip 2 adet aracın karşılaştırması ortaya çıkaracak. Mühendisler ABC’ yi dahiyane bir buluş olarak tanımlıyor. Firmanın ABC (Active Body Control) adını verdiği sistem aktif süspansiyon anlamına geliyor. Firma bünyesinde ABC üzerinde çalışan mühendisler bu yeniliğin hak ettiği ilgiyi görmemesinden şikayetçi. ABC otomobilin yol tutuş ve sürüş özelliklerinde inanılmaz bir iyileşme sağladığından bu opsiyon için talep edilen fiyat farkının (Almanya'da 5 bin euro) mantıklı olduğu görülüyor. ABC sayesinde sürüş konforu ve güvenliği kriterlerinde eşit oranda yüksek bir kalite standardı elde edilmiş. ABC ile donatılmış arac sistemin verimliliğini çok açık bir şekilde ispatlıyor. Otomobil en sert şerit değiştirme manevralarında bile neredeyse hiç yana yatmıyor. Ancak bu özelliklere sahip otomobillerde görülen sert süspansiyon karakteristiği yerine havalı süspansiyona sahip model gibi konforlu bir sürüş de yakalanabilmiş. Sistemin sürüş güvenliğine katkısı, Airmatic donanımlı otomobilin zaten başarılı olan sürüş özellikleri göz önünde bulundurulduğunda mükemmele ulaşan bir sürüş özelliğinden bahsetmek mümkün. Hava destekli Airmatic donanımlı arac, limitler zorlandığında karoserindeki sallanma hareketleri eşliğinde yoldan çıkma eğilimi gösterirken ABC'li versiyon yolu çok daha başarılı tutuyor ve direksiyon hareketlerine daha kesin cevap veriyor. Gerçekleştirilen yol tutuş testlerinde aynı izlenim devam ediyor. Oval pistte, slalom parkurunda ve yüksek süratlerde gerçekleştirilen ani şerit değiştirme manevralarında ABC ile donatılmış olan otomobil çok daha güvenli ve rahat bir sürüş sağlıyor. Ancak iki otomobilin de aynı bazı paylaşması limitlerinin birbirine çok yakın olmasını sağlamış. ABC, sürücünün daha az efor sarf etmesini sağladığından avantajlı bir seçenek oluşturuyor. Özellikle ani şerit değiştirme manevralarında otomobilin arkası daha az kayma eğilimi gösteriyor. Ayrıca otomobilin daha az yana yatması sürücünün kendisini güvende hissetmesini sağlıyor. ESP sisteminin daha az ve geç devreye giriyor olması da ABC'nin diğer avantajları. Yan rüzgârdan etkilenme karakterinin test edildiği alanda ABC'nin bir başarısı daha ortaya çıktı. Yandan 90 km/s ile esen rüzgârda (otomobilin sürati 100 km/s) Airmatic sistemli otomobilin tehlikeli bir şekilde şerit değiştirdiği gözlendi. Bunun nedeni ise, yana yatan karoserin hava direncini artırması. Tüm bu olumlu özelliklerinin yanı sıra daha yüksek bir konfor seviyesi sağlaması, ABC’ yi daha cazip hale getiriyor. Virajlarda, süratlenme ve frenaj sırasında karoserin sallanma eğiliminin ciddi boyutlarda azalması karşılaştırmada konfor katsayısının artması şeklinde yorumlanıyor. Engebeli zemin sürüşlerinde otomobilin içindekileri daha az sarsması ve sallantı olmaması da olumlu bir etki. ABC'li versiyonda süspansiyonu bir but ona dokunarak serleştirip otomobilin virajlarda yana yatma hareketini neredeyse sıfıra indirmek de mümkün.
alıntıdır...
ESP'nin Popüler olması bir Alman otomotiv üretcinin mini sınıf otomobillerinin takla atma hatasından sonra olmuştur.O zamana çoğu kişi İspanyanın kısaltması olarak biliyordu. Otomobil dergilerinin yaptığı slalom testlerinde, aracın ani manevralarda takla atmasının ardından, firma, bütün otomobillere bu sistemi takarak soruna çözüm getirdi. ESP'nin çalışma prensibi aslında çok basit. 4 teker de birbirinden bağımsız gaz verebilme ve fren yapabilme yeteneğine sahip.Ani manevralarda aracın fiziksel dengesinin bozulması sonucunda tekerlerden biri ya da birkaçı kayma eğiliminde bulunup araba savrulmaya başladığı anda, ESP sistemi devreye giriyor ve arabanın kaydığı yöne, doğrultuya bağlı olarak ilgili tekerleğe gaz veya fren uyguluyor. Peki bu sistem aracın kaydığını nasıl algılıyor? Birazdan aşağıdaki şekilde de göreceğiniz gibi, ESP sistemine bağlı çeşitli sistemler, algılayıcılar var. Bunlardan benim size olayı açıklamakta kullanacaklarım, "Tekerlek Hızı Algılayıcısı", "Yanal Hız Algılayıcısı", "Direksiyon Açısı Algılayıcısı" ve "Fren Basıncı Algılayıcısı". Şimdi arabamızın arkasının kaymaya başladığını farzedelim, bakalım ESP bunu nasıl anlayacak.
Öncelikle arabanın arkası savrulunca Yanal Hız Algılayıcısı arabanın yanal yönde bir dengesizlik gösterdiğini, yani savrulduğunu çok basit bir şekilde algılayacaktır. Ayrıca Tekerlek Hızı Algılayıcıları arka tekerleklerin kaymaya başladıkları zaman dönüş hızlarının ön tekerleklere göre daha az olduğunu görecek, benzer bir şekilde Fren Basıncı Algılayıcısı da arka tekerleklere, öne nazaran daha az fren basıncı uygulandığını farkederek, aynı şekilde arka tutuşun kaybolduğunu anlayabilecektir. Son olarak Direksiyon Açısı Algılayıcısı'nın da nasıl çalıştığını anlatmamız gerekirse, arabanın kafadan kaydığını düşünmek yeterli olacaktır. Hızlı bir virajda, siz direksiyonu çeviriyorsunuz, ama aşırı hızlı gittiğiniz için, arabanın ön tarafı dönmüyor. (Bu olay önden çekişli arabalarda, viraj içinde gaza basıldığında, rahatlıkla anlaşılabilir). İşte bu durumda, siz direksiyonu çevirdiğinize rağmen Yanal Hız Algılayıcısı bir dönme hareketi hissedemeyeceği için, arabanın kafadan kaydığını, yani ön tekerleklerin tutuşunu kaybettiğini ESP sistemi algılar.
Traktör fren sistemleri bilenler bu sistemi daha iyi anlayabilir.Traktörlerde arka tekerlere kumanda eden iki tane fren pedalı vardır. Tarla sürerken bir uçtan öbür uca vardığınızda bu pedallardan sadece bir tanesine basarak traktörü olduğu yerde geri döndürebilirsiniz. Mesela sadece sağ fren pedalına basarsanız, traktörün sağ arka tekeri fren yapar ve traktör kendi çevresinde sağa doğru dönmeye başlar. İşte ESP de bu traktör frenlerinden esinlenerek yapılmış diyebiliriz ) Yani sadece gelişmiş ve elektronik bir traktör freni o kadar... Sonuçta öyle ya da böyle, ESP son derece faydalı, arabanın kaymasını neredeyse imkansız hale getiren bir sistemdir.
ABC:actıve body control
ABC yüksek teknoloji ürünü bir süspansiyon sistemi. Ayrıca ACD’de modern havalı süspansiyonun yerini klasik helezon yaylı bir sistem almış. ABC'nin işe yarayıp yaramadığını biri bu sistemle donatılmış diğeri ise standart olarak sunulan havalı süspansiyona sahip 2 adet aracın karşılaştırması ortaya çıkaracak. Mühendisler ABC’ yi dahiyane bir buluş olarak tanımlıyor. Firmanın ABC (Active Body Control) adını verdiği sistem aktif süspansiyon anlamına geliyor. Firma bünyesinde ABC üzerinde çalışan mühendisler bu yeniliğin hak ettiği ilgiyi görmemesinden şikayetçi. ABC otomobilin yol tutuş ve sürüş özelliklerinde inanılmaz bir iyileşme sağladığından bu opsiyon için talep edilen fiyat farkının (Almanya'da 5 bin euro) mantıklı olduğu görülüyor. ABC sayesinde sürüş konforu ve güvenliği kriterlerinde eşit oranda yüksek bir kalite standardı elde edilmiş. ABC ile donatılmış arac sistemin verimliliğini çok açık bir şekilde ispatlıyor. Otomobil en sert şerit değiştirme manevralarında bile neredeyse hiç yana yatmıyor. Ancak bu özelliklere sahip otomobillerde görülen sert süspansiyon karakteristiği yerine havalı süspansiyona sahip model gibi konforlu bir sürüş de yakalanabilmiş. Sistemin sürüş güvenliğine katkısı, Airmatic donanımlı otomobilin zaten başarılı olan sürüş özellikleri göz önünde bulundurulduğunda mükemmele ulaşan bir sürüş özelliğinden bahsetmek mümkün. Hava destekli Airmatic donanımlı arac, limitler zorlandığında karoserindeki sallanma hareketleri eşliğinde yoldan çıkma eğilimi gösterirken ABC'li versiyon yolu çok daha başarılı tutuyor ve direksiyon hareketlerine daha kesin cevap veriyor. Gerçekleştirilen yol tutuş testlerinde aynı izlenim devam ediyor. Oval pistte, slalom parkurunda ve yüksek süratlerde gerçekleştirilen ani şerit değiştirme manevralarında ABC ile donatılmış olan otomobil çok daha güvenli ve rahat bir sürüş sağlıyor. Ancak iki otomobilin de aynı bazı paylaşması limitlerinin birbirine çok yakın olmasını sağlamış. ABC, sürücünün daha az efor sarf etmesini sağladığından avantajlı bir seçenek oluşturuyor. Özellikle ani şerit değiştirme manevralarında otomobilin arkası daha az kayma eğilimi gösteriyor. Ayrıca otomobilin daha az yana yatması sürücünün kendisini güvende hissetmesini sağlıyor. ESP sisteminin daha az ve geç devreye giriyor olması da ABC'nin diğer avantajları. Yan rüzgârdan etkilenme karakterinin test edildiği alanda ABC'nin bir başarısı daha ortaya çıktı. Yandan 90 km/s ile esen rüzgârda (otomobilin sürati 100 km/s) Airmatic sistemli otomobilin tehlikeli bir şekilde şerit değiştirdiği gözlendi. Bunun nedeni ise, yana yatan karoserin hava direncini artırması. Tüm bu olumlu özelliklerinin yanı sıra daha yüksek bir konfor seviyesi sağlaması, ABC’ yi daha cazip hale getiriyor. Virajlarda, süratlenme ve frenaj sırasında karoserin sallanma eğiliminin ciddi boyutlarda azalması karşılaştırmada konfor katsayısının artması şeklinde yorumlanıyor. Engebeli zemin sürüşlerinde otomobilin içindekileri daha az sarsması ve sallantı olmaması da olumlu bir etki. ABC'li versiyonda süspansiyonu bir but ona dokunarak serleştirip otomobilin virajlarda yana yatma hareketini neredeyse sıfıra indirmek de mümkün.
alıntıdır...