secim hakkında yorum yapan yok mu:)

hakkımızda hayırlısı olsun.. ama ben hep şunu diyorum bu ülkenin insanı birdir ben çok küçük bir azınlık dışında atatürkü sevmeyen insanlar olduğunu sanmıyorum bu ülkenin %90 ı kürdüde türküde lazıda çerkezide bence sever.. bayraığınıda sever milletinide sever.. zaten böyle olmasa biz bu ülkeyi kuramazdık bu zamana kadar ayakda tutamazdık artık aşmamız lazım bu söylemleri..

şu partiye oy verirsek şeriat gelir bu partiye oy verirsek koministler gelir yani bunları artık aşmamız lazım bu halk haddini aşanın her zaman haddini bildirir bakınız %42 diye böbürlenen başbakan %50 bekliyorum diyordu %38 verdi halk haddini bildirdi uyarıyı verdi fazla uçma ayağın yere bassın yoksa bu %38 ide alırım dedi..

bu halka güvenmek lazım bizim halkımız çok güzel dersler verir %20 ile eceviti getirdi ikinci seçimde bir anda %4 e düşürdü.. bu akp nin başınada gelebilir bir sonraki seçimde %38 lik partinin %10 lara düşmiyceği ne malum... ama sağlam bir alternatif lazım bu şu anki chp ve lideri ile asla olmaz...

valla ben bir sonraki genel seçimde hep e vericem :D osman pamukoğlunun partisi hiç olmassa temiz asker adam geçmişi temiz cesur yürekli idealist biri. :D seçilmesede ki seçilmez :D oyum bilicemki doğru yere gitti vicdanım rahat olur..
 
Abi benim bu sağ sol konusunda yorum yapmam çok doğru olmaz sonuçta sizin yaşınız benden daha büyük siz daha iyi biliyorsunuz o zamanları ama benim şuanda gördügüm kadarıylada sağ sol olayı pek yok herkez karın toklugu peşinde.Şuanda biraz daha doğu batı çatışması görüyorum onunda kaynagını dtp olarak buluyorum yanlışmıyım_? Şuanda en azından benim yaşımda olanların bi çogu böyle sağ sol ayrımı yapmıyor hani hangisi çalışırsa ona vericem diyorlar ister akp ister chp ister mhp ister dsp hani artık kendine yakın olana değil çalışana oy veriliyor.Şimdiye kadar sağ sol yaptıkta ne oldu ne olduysa bu yüzden başımıza gelmeyen kaldımı_? Ben şahsım adına konuşim ben şuanda her partiye oy veririm bu chpde olur akpde tek vermicem parti dtp bunada herkez saygı duyucaktır benim bayragımı istemeyenede kimsenin oy vericeni sanmıyorum..
Kriz konusuna gelince gene siz yaş itibariyle daha çok yaşadınız o günleri ama şuandaki krizi ben normal buluyorum hanisöyle söylim küresel olan bi kriz hani herşeyiyle direk iktidara bağlamak bence yanlış olur en azından 2001 krizine nazaran daha iyi bi durumdayız gibime geliyor en azından bankalar batmıyor ve direk kendimizden kaynaklanan bi kriz yok.Bilmiyorum benim görüşüm bu sadece sizin yaşınız daha büyük siz yaşadınız o dönemleri belkide benim gördügüm gibi değildir.
 

Bu sağ sol olayları yüzünden ülkenin başı büyük dertlere girdi, ihtilal yapıldı. O zamanki siyasiler bir cumhurbaşkanını seçemediler. TBMM'deki o zamanın siyasileri ülkeyle dalga geçer gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rahmetli Zeki Müren'e, Bülent Ersoy'a (o zamanlar nüfus kağıdının rengi bile belli değildi) oy veriyorlardı. Ülkede kan gövdeyi götürüyordu, akşamları sokağa çıkamıyorduk. Bu laubalilik sonucu ihtilal yapıldı, eski günleri unutanlar, 82 anayasasına %93 oranında kabul oyu verenler şu anda yaygara yapmaya başladılar. İşte fanatikçe yapılan sağ sol o kadar tehlikelidir. Şimdi de benzeri yol izlenip türk/kürt diyologları başladı. Bu çok daha tehlikeli. O zamanlar iktidar kavgası vardı, şimdilerde ise durum toprak kavgası. Elbetteki oy kullanırken ülke için çalışacağına inandığımız adayları öne çıkarmalıyız ama bu adayları bizler belirleyemiyoruz. Önümüze (parti başkanlarına yaptıkları şirinlikler sonucu öne çıkanlar) bir takım adayları koyuyorlar, hadi bunlardan birini seçin bakalım diyorlar. Krizin küresel olduğuna ben fazla inanmıyorum. Anormal şekilde para harcayan ABD (Irak savaşının kaça mal olduğunu bir düşünün) acısını bir şekilde çıkarıyor işte. Japonya'da Çin'de kriz yok. AB ülkeleri ekonomide toptan hareket ettikleri için toptan etkilenmek durumunda kaldı. Bankalar batmaz tabi, birincisi kredi kartlarına ödenen faizler ortada, ikincisi birçoğu zaten yabancıların eline geçti. Ziraat Bankasını satılığa çıkaralım bakalım kaç tane avrupa ülkesi almak için kuyruğa girecek. Bütün avrupada kriz olsa kuyruğa girerler mi? Bizde de kriz var ama bak yeni araçlara iki aya gün veriyorlar. Yani parası olan krizde ekstradan para kazanır, olmayan daha da batar. Bizde durumu iyi olanlar galerilere koştu, durumu kötü olanlar, işten çıkarılanlar eve kapandı. 94 krizini bazılarımız belki hatırlar ( Bir gecede 100 lira 60 liraya gerilemişti). Bazı genç arkadaşlar daha develüasyonla tanışmadılar, onlar sadece aylık hesaplanan enflasyonu biliyorlar. O nedenle 2001 krizi bizler için oyuncak sayılır. 2001 krizinde bu kadar insan kapı önüne konmadı. Beterin beterini görenler için izlemek daha kolay oluyor. Geçenlerde hesabını burada yapmıştım. Kısaca yazayım: Arabalara ÖTV indirimi yapacağına fabrikaların SSK primlerinin yarısını birkaç ay almasalar hem binlerce işçi şu an çalışıyor olacaktı, hem de devletin gelir kaybı daha az olacaktı. Adamlar işsiz kalmış, ceplerinde para yok senin önlemin; arabada, beyaz eşyada, mobilyada ÖTV indirimi. Bu sizlere komik gelmiyor mu?
 
Son düzenleme:
Bu sağ sol olayları yüzünden ülkenin başı büyük dertlere girdi, ihtilal yapıldı. O zamanki siyasiler bir cumhurbaşkanını seçemediler. TBMM'deki o zamanın siyasileri ülkeyle dalga geçer gibi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rahmetli Zeki Müren'e, Bülent Ersoy'a (o zamanlar nüfus kağıdının rengi bile belli değildi) oy veriyorlardı. Ülkede kan gövdeyi götürüyordu, akşamları sokağa çıkamıyorduk. Bu laubalilik sonucu ihtilal yapıldı, eski günleri unutanlar, 82 anayasasına %93 oranında kabul oyu verenler şu anda yaygara yapmaya başladılar. İşte fanatikçe yapılan sağ sol o kadar tehlikelidir. Şimdi de benzeri yol izlenip türk/kürt diyologları başladı. Bu çok daha tehlikeli. O zamanlar iktidar kavgası vardı, şimdilerde ise durum toprak kavgası. Elbetteki oy kullanırken ülke için çalışacağına inandığımız adayları öne çıkarmalıyız ama bu adayları bizler belirleyemiyoruz. Önümüze (parti başkanlarına yaptıkları şirinlikler sonucu öne çıkanlar) bir takım adayları koyuyorlar, hadi bunlardan birini seçin bakalım diyorlar. Krizin küresel olduğuna ben fazla inanmıyorum. Anormal şekilde para harcayan ABD (Irak savaşının kaça mal olduğunu bir düşünün) acısını bir şekilde çıkarıyor işte. Japonya'da Çin'de kriz yok. AB ülkeleri ekonomide toptan hareket ettikleri için toptan etkilenmek durumunda kaldı. Bankalar batmaz tabi, birincisi kredi kartlarına ödenen faizler ortada, ikincisi birçoğu zaten yabancıların eline geçti. Ziraat Bankasını satılığa çıkaralım bakalım kaç tane avrupa ülkesi almak için kuyruğa girecek. Bütün avrupada kriz olsa kuyruğa girerler mi? Bizde de kriz var ama bak yeni araçlara iki aya gün veriyorlar. Yani parası olan krizde ekstradan para kazanır, olmayan daha da batar. Bizde durumu iyi olanlar galerilere koştu, durumu kötü olanlar, işten çıkarılanlar eve kapandı. 94 krizini bazılarımız belki hatırlar ( Bir gecede 100 lira 60 liraya gerilemişti). Bazı genç arkadaşlar daha develüasyonla tanışmadılar, onlar sadece aylık hesaplanan enflasyonu biliyorlar. O nedenle 2001 krizi bizler için oyuncak sayılır. 2001 krizinde bu kadar insan kapı önüne konmadı. Beterin beterini görenler için izlemek daha kolay oluyor. Geçenlerde hesabını burada yapmıştım. Kısaca yazayım: Arabalara ÖTV indirimi yapacağına fabrikaların SSK primlerinin yarısını birkaç ay almasalar hem binlerce işçi şu an çalışıyor olacaktı, hem de devletin gelir kaybı daha az olacaktı. Adamlar işsiz kalmış, ceplerinde para yok senin önlemin; arabada, beyaz eşyada, mobilyada ÖTV indirimi. Bu sizlere komik gelmiyor mu?

Savaş abi, 2001 krizinde bankaların batmasının sebebi zaten Çiller döneminde verilen sınırsız mevduat garantisiydi. Ondan sonra kimse bu kanunu kaldırmaya cesaret edemedi. O dönemlerde kredi faizleri oldukça yüksekti, hatırlarsınız. Kendi şirketinin finansman ihtiyacını karşılamak isteyen aşırı zengin insanlar başka bankadan kredi çekerek yüksek faiz ödemek yerine, kendi bankalarını kurdular, çok fazla sayıda banka vardı o dönemde... Halktan mevduatları topladılar TCMB nezdinde ayrılması gereken yasal karşılıktan sonra kalan kısımla o mevduatlarla kendi şirketlerini finanse ettiler. Sonra da transfer amacıyla kurulan bu bankalar battı haliyle, sınırsız mevduat garantisi sayesinde de o mevduatları biz vatandaşlar kdv, ötv olarak ödedik. Yani adamların şirketlerinin finansmanını yaptık.

Şu krizde Türkiye'deki bankaların batmamasının en önemli sebebi ise, çok büyük bankalar (global bankalar) olmamalarıdır. Şöyleki, bizim bankalar ABD'deki o toksik denilen fonları, mortgage fonlarını satın almadılar, alamadılar. Avrupa bankalarını batıran sebep budur abi... Bizim bankacılık sisteminin zarar görmemesi o fonları almamaları, küçük banka olmaları, yani bir nevi şans. Sözüm size değil, yani o krizde bankalar battı, bu krizde batmadı derken bunun sebebinin hükümetle, izlenen politikayla veya krizin aslında var olmaması iddiasıyla alakası olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Kanun farklıydı, durum farklıydı.

Abi bu arada eğer, Japonya'nın da istihdam, tefe, tüfe, büyüme rakamlarına göz atarsanız, şu anki krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu göreceksiniz.

Bir de şunu belirtmek isterim, bu hükümeti hiçbir zaman savunmadım ama yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Ekonomide daralma dönemlerinde harcamalar azalır, arz-talep dengesi arz lehinde bozulduğundan enflasyondan korkulmaz, deflasyondan korkulur. Harcamaları arttırıcı politikalar uygulamak gerekir. Ötv indirimi, ücret artışı, ikramiye, gibi yani hane halkının gelirine doğrudan etki edecek enstrümanları kullanmak gerekir. Bence hükümetin buradaki adımı doğru, ama geç atılmış bir adım (her zaman olduğu gibi)... Üreticiyi de unutmayarak ona teşvikler, dediğiniz gibi indirimler uygulamak gerekir.

Tabi işin diğer boyutu tüm bunları yaparken, bilanço açığı artacak ve IMF ile paşa paşa anlaşmak zorunda kalınacak. Şu anda elinde nakdi olan gerçekten çok karlı, uzun vadeli yatırım yapmak için eşi benzeri bulunmaz bir dönemdeyiz. 1 ay önce şahit oldum, 1 yıl önce 1.200.000TL'ye alınan gayrimenkul 625.000TL'ye alıcı buldu. (rakamlarda hata yok)

Savaş abi, diğer hususta söylediğiniz gibi, kriz küresel değildi. Tamamen ABD denen Leviathan misali yaratıktan kaynaklanan, onun yaşadığı bir krizdi. Ama o hapşırırsa dünya hasta olur, o hasta olursa dünya komaya girer. Nitekim öyle oldu. Sadece Türkiye değil tüm dünya ona bağlı yaşıyor. Dünya Gayri Safi Milli Hasılası'nın büyük çoğunluğu sadece bu ülkenin tekelinde...

Son olarak, bazı düşünceler var, ooo vatandaş harcıyor, arabalar alıyor, mobilyalar alıyor kriz mriz yok şeklinde... Başbakan diyor ABD'de işsizlik %6 arttı, bizde %1-2 arttı ne var, olur o kadar... Ama demiyor ki işsizlik sıralamasında afrika ülkeleriyle yarışıyoruz dünya üçüncüsüyüz. Yani bu adamlar yalancı, istatistiki verileri bile reel değil nominal hesaplıyor, net rakamları açıklamıyor, enflasyon sepetini değiştiriyor, her türlü hile hurdayı yapıyor. İşine gelen rakamları açıklıyor, onları da formüllerde oynama yaparak açıklıyor. Sözüm ona, kriz teğet geçmiş olsaydı zaten ötv indirimi ve diğer teşvikleri uygulamazdın, kendinle çelişme efendi diyorum.
 
Son düzenleme:
Senin satır aralarına biraz saplantılar yapacağım:

Savaş abi, 2001 krizinde bankaların batmasının sebebi zaten Çiller döneminde verilen sınırsız mevduat garantisiydi. Ondan sonra kimse bu kanunu kaldırmaya cesaret edemedi. O dönemlerde kredi faizleri oldukça yüksekti, hatırlarsınız. Kendi şirketinin finansman ihtiyacını karşılamak isteyen aşırı zengin insanlar başka bankadan kredi çekerek yüksek faiz ödemek yerine, kendi bankalarını kurdular, çok fazla sayıda banka vardı o dönemde... Halktan mevduatları topladılar TCMB nezdinde ayrılması gereken yasal karşılıktan sonra kalan kısımla o mevduatlarla kendi şirketlerini finanse ettiler. Sonra da transfer amacıyla kurulan bu bankalar battı haliyle, sınırsız mevduat garantisi sayesinde de o mevduatları biz vatandaşlar kdv, ötv olarak ödedik. Yani adamların şirketlerinin finansmanını yaptık.

Bu konu aklımdaydı, yazmadığımı sonradan fark ettim. Kendi şirketlerine kredi vermek için banka kurup batıranların bir kısmı şu an hala bir elleri yağda bir elleri balda misali yaşıyorlar. Bu da beni kahrediyor.

Abi bu arada eğer, Japonya'nın da istihdam, tefe, tüfe, büyüme rakamlarına göz atarsanız, şu anki krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu göreceksiniz.

Dün yayınlanan 2008 yılının son çeyreğine ait büyüme rakamlarından birkaçı Türkiye -6,2 Japonya -4,3 Almanya -1,7 Çin 6,8 Hindistan 5,3 olarak görülüyor. Japonya birkaç yıl evvelki eksi enflasyondan çok etkilenmişti.

Bir de şunu belirtmek isterim, bu hükümeti hiçbir zaman savunmadım ama yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Ekonomide daralma dönemlerinde harcamalar azalır, arz-talep dengesi arz lehinde bozulduğundan enflasyondan korkulmaz, deflasyondan korkulur. Harcamaları arttırıcı politikalar uygulamak gerekir. Ötv indirimi, ücret artışı, ikramiye, gibi yani hane halkının gelirine doğrudan etki edecek enstrümanları kullanmak gerekir. Bence hükümetin buradaki adımı doğru, ama geç atılmış bir adım (her zaman olduğu gibi)... Üreticiyi de unutmayarak ona teşvikler, dediğiniz gibi indirimler uygulamak gerekir.

İyi de harcamayı yapan vatandaş değil ki. Vatandaşın çoğunda zaten harcayacak para kalmadı. Abim aylardır kiracısından para alamıyor, mahkemeye verdik, neredeyse senesi olacak mahkeme halen sonuçlanmadı. Paran varsa harcarsın. Bizde harcamaların ağa babası devlet. 2009 yılı bütcesi daha şimdiden açık verdi. İktisatta insanlar umduklarının tersini yaşar diye bir kural vardır.

Tabi işin diğer boyutu tüm bunları yaparken, bilanço açığı artacak ve IMF ile paşa paşa anlaşmak zorunda kalınacak. Şu anda elinde nakdi olan gerçekten çok karlı, uzun vadeli yatırım yapmak için eşi benzeri bulunmaz bir dönemdeyiz. 1 ay önce şahit oldum, 1 yıl önce 1.200.000TL'ye alınan gayrimenkul 625.000TL'ye alıcı buldu. (rakamlarda hata yok)

Hala inatla İMF ile masaya oturmuyorlar. Ümüğimizi kurtaracağız diye başka şeylerden fedakarlık edecek gibiyiz. Parası olan her devirde arabasını rahatlıkla dağdan aşırır. Bu tür kriz durumlarında ise nakti bol olanların keyiflerine diyecek olmaz. Paraya ihtiyacı olanların ellerinde kalan son malları öldüm bahasına alırlar. Sonrada faiz haram muhabbeti yaparlar.

Savaş abi, diğer hususta söylediğiniz gibi, kriz küresel değildi. Tamamen ABD denen Leviathan misali yaratıktan kaynaklanan, onun yaşadığı bir krizdi. Ama o hapşırırsa dünya hasta olur, o hasta olursa dünya komaya girer. Nitekim öyle oldu. Sadece Türkiye değil tüm dünya ona bağlı yaşıyor. Dünya Gayri Safi Milli Hasılası'nın büyük çoğunluğu sadece bu ülkenin tekelinde...

Bu hapşırık ekonomisi zayıf, borç batağında bocalayan ülkelere pahalıya mal oluyor.

Son olarak, bazı düşünceler var, ooo vatandaş harcıyor, arabalar alıyor, mobilyalar alıyor kriz mriz yok şeklinde... Bir diğeri diyor ABD'de işsizlik %6 arttı, bizde %1-2 arttı ne var, olur o kadar... Ama bilmiyor ki işsizlik sıralamasında afrika ülkeleriyle yarışıyoruz dünya üçüncüsüyüz. Yani bu adamlar yalancı, istatistiki verileri bile reel değil nominal hesaplıyor, net rakamları açıklamıyor, enflasyon sepetini değiştiriyor, her türlü hile hurdayı yapıyor. İşine gelen rakamları açıklıyor, onları da formüllerde oynama yaparak açıklıyor. Sözüm ona, kriz teğet geçmiş olsaydı zaten ötv indirimi ve diğer teşvikleri uygulamazdın, kendinle çelişme efendi diyorum.

Bu ilkede bir gecede kişi başı milli gelir değişmedi mi? Ekonomik değerlerde bilmeyenleri etkilemek için rakamlarla oynamak çok kolaydır, iktisat ve ekonomi terimlerini bol bol kullanırsan karşındaki amcaların, teyzelerin kafaları çok karışır. İnsanlar bocalar, işin içinden çıkamaz. Dikkat ettiniz mi hiç bir politikacı net rakamlarla konuşmaz, fiyatlar baz alınırken vatandaşın temel ihtiyaçları baz alınmaz. Bir iki sert soru gelince hemen çark eder global, makro, mikro, küresel gibi terimlerin arkasına sığınmaya çalışır.
 
Genel olarak mutabık olmamızdan memnunum. Dediğiniz gibi bu ülkede bir gecede milli gelir değişti. Zaten düşük kur politikası da buna sebep. Dolar'ın olması gereken seviyesi 1.500 iken 1.100 seviyesinde tutarsanız 10.000 dolar kişi başına milli gelir elde edersiniz. Enflasyon sepetine cımbız, tarak gibi 1 kez alıpta ömür boyu kullanılabilecek şeyler, aklıma gelmeyen bir sürü ıvır zıvır eklendi. Yanlışım olabilir, sanırsam baz alınan yıl da kurcalanıyor. Maalesef krizin küresel olduğunun söylenmesi vatandaş'ın mevcut iktidara güven duymasına yetiyor, geri kalanından habersiz yaşanıyor.

Abi sizin de kira örneğinde belirttiğiniz üzere, kısa vadede alınacak acil tedbir o kiracının gelirine pozitif etki yaratacak maliye politikası araçlarını devreye sokmaktır ki borçlarını ödesin ve harcama yaparak ekonomiye katkıda bulunsun. Ama bu uzun vadede enflasyon'a sebep olur, çok tehlikelidir. Kalıcı bir çözüm değildir, anı kurtarır. Bu işin tek çözümü (uzun vadede) üretim, ihracat ve istihdam artışıdır. O da bizde yok !
 
Kira olayında en zorumuza giden iki kere mağdur olmamızdır. Yaklaşık 2 senedir kira alamıyoruz. Bizim araştırmamız sonucu altındaki araça 3 kere haciz konmuş. Üstelik 2 tanesini devlet koymuş ama adam battım param yok diyor, arabaya benden fazla biniyor. Kiraları icra yolu ile alabilirsek 2 senelik gelir vergisi vereceğiz, gelir vergisi için son gün 25 marttı. Geçen sene de kira geliri az olduğundan beyanname vermemiştik. Zamanında beyan yapmadığımız için toplamda 4800 TL olan muafiyet 2400 TL ye düşecek. Kira gelirine güvenip borçlanan abim zor durumda kaldı, aile huzuru bozuldu. Kiracının apartman aidatları birikti. Devlet tahliye kararını halen vermedi. Bizim gibi durumda olanların adalete güveni sarsılıyor. Devlet gerekeni zamanında yapmadığı için, mahkemeler uzuyor da uzuyor. İnsanlar da kanunsuz yollardan işlerini halletmek zorunda kalınca kabahatli kim olur? Mafyanın beslenmesini vatandaş mı devlet mi sağlamış oluyor?
 
Abi, umarım kısa zamanda kira sorununu çözersiniz. Kiracı'nın hayırlısı çok önemlidir. Ev sahibi de sonuçta bütçesini ona göre hazırlıyor. Özellikle buna benzer tipte ticaret, iş, evrak, yani parayla ilgili davaların çok kısa sürede sonuçlanması gerekiyor ancak yargının üzerinde büyük iş yükü olmasından dolayı ağır ilerliyor. Dava sonunda alınacak yasal faiz ise genelde tatmin etmiyor. Mafyayı besleyen ise vatandaş değil devletin kendisi oluyor.

Daha dün konuştuğumuz gibi bugün IMF ile yeniden görüşmelere başlanacağı haberlerini aldık. Tamamen seçimlerin geçmesini bekliyorlardı. Bu işin olacağı çoktan belliydi. Ama seçmenlerine mesaj verecek ya "IMF'e teslim olmayız, ekonomi iyi, teğet geçti" diye... seçimlerin sonuçlanmasını beklemeyi tercih ettiler.
 
Geri
Üst