1993-1998 arası üretilen Corollalar oldukça sorunsuz dümdüz araçlardı, çünkü otomobilde size sadece mekanik değil, elektronik ve teknolojik bir araç kullandığınızı hissettirecek ayrıntılara çok fazla (neredeyse hiç) yer verilmemişti. Bu araçların, dizaynının göze hitap etmesi, iç mekanının geniş ve kullanışlı olmasının yanı sıra, o dönemde emsal fiyattaki araçlara göre daha iyi işçiliğin ürünü oluşu, Türkiye ve dünya piyasasında tutunmasını sağladı.
Ancak, 1999 yılında üretilen kasa tam bir fiyaskoydu. Aracın dış görünüşü berbat, içi ise dar ve kasvetli idi, üstüne üstük eski modellere göre konsoldaki düğmelerin sayısı bile azaltılmış, tam bir ekonomi sınıfı araba üretilmişti. Hedef kitle olarak da, önceki kasayı şirket aracı olarak uygun gören firmalar ve orta direkteki daha az paraya daha kaliteli ve daha az yakıt tüketen araçlara binmek isteyen insanlar seçilmişti. Ama görüldü ki, ürünün ucuz ve kaliteli olmasının yanı sıra, göz zevki ve keyif de önemliydi. Bundan sonra yok akıllı motor, yok bilmem ne diye bi sürü pazarlama stratejisi güdüldüyse de, Türk insanı Corolla'dan soğumuştu. Şu an Türkiye pazarındaki sıfır Corolla'lar, avrupa için üretilen modellerden, yani Japon'lar artık, Türkiye'yi Ortadoğu Ülkeleri sınıfından çıkardılar, dolayısı ile de, yeni Corolla'lar yine 1. sınıf teknoloji ürünü ve iyi işçilik ve kaliteli malzeme ile üretilmiş araçlar. Sözün özü 1999-2004 aralığında üretilen Corolla'ları alırken biraz düşünün, ama Opel her zaman aynı kalite ve konforu muhafaza etti. Şahsen ben 1993 model bir Vectra'da da, 1999 model bir Vectra'da da, 2005 model bir Vectra'da da, Vectra hissi, hazzı ve keyfi yaşayabiliyorum, ancak aynı şansı ne yazık ki Corolla bize tanımadı.