- Katılım
- 19 Ara 2007
- Mesajlar
- 20,554
- Tepkime puanı
- 271
- Puanları
- 83
O günleri yaşamış biri olarak arkadaşımızın mesajına birebir katılmıyorum, çünkü biz hiçbir zaman benzinsiz kalmadık. O zamanlar hangi bakanın, hangi müdürün, hangi belediye başkanının, hangi paşanın makam arabası benzinsizlikten yatmıştır, bir açıklasınlar da ben de öğreneyim. Ama bir gerçek varki garibanların canı çok yandı. Nakit sıkıntısı olmayan esnaf malını piyasaya sunmadı, çünkü ürünlere devamlı okkalı zamlar geliyordu, şehiriçinde benzin bulunmuyordu ama şehir dışlarında vardı ayrıca dünyanın en büyük petrol krizi o yıllarda yaşandı, bu durum bizim ülkemize has bir durum değildi, vatandaş OPEC'in, Zeki Yamani'nin adlarını ilk kez o zaman duydu. Şimdiki durum ise çok farklı. Şimdi benzin var ama vatandaşın cebinde benzin alacak para yok, ayrıca ürünün fiyatı acımasızca uygulanan vergilerden dolayı iyice ulaşılmaza doğru hızla ilerliyor. Ekonomi öneren, 1600 cc üzeri araçlara acımasızca vergi tahakkuk ettiren beyler hemen hemen hersene sıfırlanan 5000-6000 cc lik zırhlı lüks makam araçları ile caddelerde tur atıyorlar, bu araçların MTV, sigorta, kasko, yakıt, servis giderlerini kendi ceplerinden ödesinler de o zaman ne kadar delikanlılar bir görelim..