endişeye mahal yok; batması batmamasından daha hayırlı olacaktır inanın.. çünkü gm 2004den bu yana her sene batacağını, iflasın eşinde olduğunu açıklayan bir şirket. ve sürekli sübvanse edilen, kredilerle destek görende bir şirket..
Olayı şöyle düşünün; sizin yanınızda kalan bir akrabanız var.. bu adam çalışmıyor, kimse iş vermiyor çünkü serserilik yapıyor, üstelik malboro içiyor, lüks yaşıyor, içkisinede laf söyletmiyor.. Siz "yeter artık" dediğinizde yada aklına estiğinde "ya para verin yada kendimi intihar ederim" diyor.
Gm de aynı böyle bir firma; washingtondaki hükümetle yapılacak olan kredi görüşmesine özel jetlerle gitti gm ceoları. Öyle bir tavır takındılarki sanki kredi almaya değil, vermeye gitmişler.. Nihayetinde de parlemento binasından bir bardak soğuk suyla döndüler.
Bu gm öyle bir hale geldiki batsada bela, batmasada.. ama batarsa kısa yoldan pisliğide ortadan kalkacaktır.
Doların yükselme hadisesine gelince; dünyada çok fena bi likidite açığı var. Aynı hadise türkiyede de başgösterdi ve arz-talep dengesinde talep yoğun bir gelişme oldu. Gerçi abd para basmaya başlamış, adamlar bütçe açığını-devalüasyonu ve diğer herşeyi göze almış durumda. Çünkü bu aşırı değerlenmeyi, kalp krizi geçirmeden hemen önce yaşanan "kalp atışlarının aşırı yükselmesi" gibi görüyorlar. Yani nabız o kadar çok atıyorki, her an pat diye durabilir. Ayrıca doların bu aşırı değerlenmesi ortamında en zararlı çıkacak olanda abddir. İthalatı deli gibi artacak, ihracatı sıfıra inecek. Neticede oluşan bütçe açığınıda sittimsene kapatamayacaktır. Türkiyedeki değerlenme ise tamamen spekülatif.
Birkaç gün içerisinde dolara yapılan yönelme, altına dönecektir. Neticede tüm dünya batsa bile altın baki kalacak.
Açıkcası geçmişte "kahrolsun amerika" diye slogan atanlar, şimdi dualarının kabul olmasından pişman gibiler
