Geçmişten günümüze OPEL Tarihi ve Logoları

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan asTRa
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
cok guzel ya
opelın gecmısının bu derece ıyı oldugunu sanmıyordum ama cok ıyıymıs
 
Çok güzel olmuş emeğine sağlık bunları gerçekten bilmiyordum...
 
Opel Tarihi

arkadaşlar bütün gece sizler için güzel bi paylaşım hazırladım umarım bu yazımla birçok konu açıklığa kavuşacak saygılar

OPEL HISTORY​
Adam Opel GmbH bilinen adıyla OPEL ALMAN otomobil üreticisidir. Ambleminde tekerlek içinde şimşeğe yer veriyor. Amblemdeki tekerlek güveni, şimşek ise hızı simgeliyor.
Adam Opel 1862'de zanaat işini endüstriyel bir hale dönüştürdü ve 1863 Ocağının 21’inde Almanya Russelsheim’da ilk fabrikasını kurdu. İlk olarak şirketin ilk korucusu olacak mal üretildi bu bir dikiş makinasıydı ve kısa sürede en büyük dikiş makinası üreticisi olacaktı. Nitekim öylede oldu ve devrim yaratacak makinelerin üretimine başlamış oldu.
1886 sonbaharında OPEL bisiklet üretimine başladı ve aynı yıl içinde avrupanın en büyük bisiklet üreticisi oldu. 1895’te Adam OPEL ve OPEL GmbH dikiş makinesi satışlarında tüm avrupada lider oldu. Bunun üzerine OPEL yıllık bisiklet üretim kapasitesini arttırarak 2000 adede ulaştırdı. Yüzyılın sonunda bir başka devrim yaratan makine ortaya çıktı. Otomobil , Opel 1898’de Lutzmann ile anlaşma imzalayarak ilk otomobillerini üretmeye başlayacaktı . Yüzyıl bitmeden OPEL’in bir otomobil fabrikası vardı. Bu fabrika Friedrich Lutzmann’a aitti ve Almanya'nın Anhalt eyaletindeydi. 1899’da OPEL ilk otomobillerini OPEL-Lutzmann adı altında satışa sundu. Opel kardeşler (Adam'ın oğulları), Rüsselsheim'daki otomobil üretim tesisini kurarken iki yıl boyunca Lutzmann ile ortak çalıştılar. Halkın motorlu araç sahibi olmasını" daha verimli olarak teşvik etmek amacıyla şirket , 1901'de ürünlerine motorsikletleri de ekledi. İlk Opel kamyonlar ise 1899'da üretilmeye başlanmıştı bile… Lutzmann ile 2 yıl sonra ortaklığın bozulması sebebiyle OPEL otomobil üretimini sürdürebilmek için Fransa’nın Automobiles of Darracq S.A. şirketiyle 1902’de OPEL’i ruhsat sahibi yapan bir anlaşma imzaladı.Bundan sonra OPEL lisanslı olarak Fransız Darracq modellerini üretmeye ve Opel-Darracq markası altında pazarlamaya başladı. OPEL GmbH tarafından üretilen otomobiller Darracq şasisine binmiş Opellerdi ve 2 silindirli motorlarla hayat buluyorlardı. Bu arada Russelsheim’da OPEL GmbH tek başına ilk fabrikası kuruluyordu. Opel kardeşler aynı zamanda otomobilleri daha güvenilir ve ekonomik hale getirmek için kendi tasarımları üzerinde çalışıyorlardı.
Tarih 1902’nin Ocak ayını gösterdiğinde OPEL Russelsheim hazırdı. 1902 sonbaharında, ilk tasarımları olan 10/ 12 hp modeli Hamburg Motor Show'da gösteriminden sonra piyasaya sunuldu. Opel daha sonraki yıllarla gelen başarılarınında gösterdiği gibi doğru yoldaydı. 1906 yazında OPEL ilk 1000 aracını üretmişti ve işleri çok hızlı bir biçimde gelişiyordu. Opeldeki yarış tutkusu 33/60 hp touring otomobilini üretilmesini sağladı. 33/60 hp touring modelindeki 8.6-litrelik motor, 3 B start numaralı 7.8 litrelik dört silindirli yarış otomobiline dayanmaktaydı. 1907 Hessian “Kaiserpreisrennen” yarışında, Opel sürücüsü Carl Jörns “En İyi Alman otomobili” ödülünü kazandı. Sonuçta, Opel pistlerin yapımcısı oldu.
Büyük hamle 1909'da, "Doktor'un Otomobili" olarak bilinen Opel 4/ 8 hp modeli ile geldi. Güvenilirliği ve sağlamlığı herkesten önce, o zamanlar ziyaretleri için pek çok taşra yolculuğu yapan doktorlar tarafından beğenildi, çünkü sert zeminli yollar yüzyılın başında sık rastlanan bir özellik değildi. 3950 deutsches marklık fiyatıyla efsanevi "Doktor'un Otomobili" o günün lüks modellerinin yarısı kadar tutuyordu. Sektördeki 10. ve yeni yüzyılın 9. yılında Opel, halkın büyük bir çoğunluğunu motorlu araç sahibi yapmak yolunda dev bir adım atmıştı.
1911’de çıkan dev yangın Russelsheim fabrikasını yok etti. Yangınla birlikte OPEL dikiş makinası üretimine son verdi ve hiç vakit kaybetmeden yeni fabrikasını yenilikçi ve daha modern makinalar kullanarak inşa etti. Opel 1913’te Amiens’de düzenlenen Fransız Grand Prix yarışlarında teknolojik bir sansasyon yarattı. Opel; dikey bir tahrik milini harekete geçiren 16 valflı ve üstten kam milli dört litrelik bir dört-silindirli motora odaklanmıştı. Yenilikçi üretim sistemleri ile birlikte OPEL 4/8 hp modelinin başarısı, Opel'in 1914'de rakiplerinin önüne geçmesini ve Almanya'daki en büyük ve güçlü motorlu araç üreticisi olmasını sağladı. Motor 110 hp güç üretmekteydi ve 170 km/saat maksimum hıza sahipti. Bu Opel’i dünyanın üstten kam milini dört-valf teknolojisi ile birleştiren ilk otomobil üreticisi yapmıştı.
Opel 1914’ün başlarında model tarihindeki en büyük silindir hacmine sahip motoru taşıyan bir otomobil üretti.. 12.3-litrelik silindir hacmine sahip “Über-Auto”, 1913 Grand Prix ödüllü otomobile dayanmaktaydı. Carl Jörns, 260 hp gücündeki “Dampfhammer” otomobili ile sayısız uluslararası etkinliklere katılmış ve 200’den fazla ödül ve kupa kazanmıştı. Jörns sonraları “Bu otomobil, gerçekten son sınırına kadar zorlamadım, ama 250 km/saat yapacak kapasitede olmalı” demiştir.
1924'de Opel , bir milyon marklık bir yatırımla Almanya'da ilk seri üretim hattını kuran şirket oldu. Bu yepyeni üretim şekli Opel müşterilerine pek çok avantaj sağladı. Yeni üretim hattında ilk üretilen model Laubfrosch yani Ağaç Kurbağası (Opel 4/ 12 hp) idi. Artan üretim hacmi ile yoğun talebin yarattığı , üretim giderlerindeki düşüş sayesinde zaten normal bir düzeyde olan fiyatlar altı yıl içinde 4500 marktan sadece 1990 marka indi. Ülke genelindeki enflasyona rağmen , Opel otomobilleri ekonomik hale getirecek bir adım daha atmıştı. Otomobil artık sadece zenginlere hitap eden narin ve pahalı bir lüks olmaktan çıkmış , herkes için sorunsuz ve güvenilir bir taşıma aracı haline geliyordu. Satılan 42,771 otomobil ve % 37.5'lik pazar payı Opel’i 1928'de yine Almanya'daki en büyük otomobil üreticisi yaptı. Başarılarının çoğu yenilikçi satış yaklaşımından kaynaklanıyordu. 1929 yazının başında Opel , bir sigorta şirketi ve taksitli satışları finanse eden bir şirket kuran ilk otomotiv şirketi oldu.
Ekonomik kriz nedeniyle 1920'lerin sonuna doğru Opel kardeşler güçlü bir ortak aramaya başladılar. 1929 Martında Adam Opel'in oğulları General Motors Şirketinin temsilcileri ile bir anlaşmaya vardılar. Dünyanın bu en büyük otomobil üreticisi hisselerin çoğunluğunu devraldı , fakat Opel'i her konuda bağımsız bıraktı. Artık tüm faaliyetler temel iş olan otomobil üretimine odaklanmıştı. Opel , sadece mevcut pazar pozisyonunu sağlamlaştırmakla kalmadı , aynı zamanda pazarını genişletmeyi de başardı. Bu sıralarda Opel başarılarının yanında öncü RAK roket tepkime programları ile oldukça ilgi çekti. Bu programda karada rekorlar kıran RAK 2 ve 3 denemeleri ve RAK 1 Friedrich uçağı ile yapılan başarılı bir uçuş yer alıyordu.
Opel’in Roket Çağı 1928 mayısının 23’ünde Berlin’in AVUS pistinde 3000 davetlinin gözleri önünde başladı. O gün; Fritz von Opel , yere tutunmasını sağlamak için iki muazzam kanatla donatılmış olan puro biçimindeki siyah parlak yarış aracı , roket tahrikli RAK 2 ile arkasında uzun bir ateş ve duman bulutu bırakarak saatte tahmini 238 km’ye ulaştı ve hız rekoru kırdı. OPEL GmbH’en in kurucusu olan Adam OPEL ‘in torunu olan Von OPEL ile ortakları Friedrich Sander ve Max Valier ,RAK 2 de ileri fırlamayı gerçekleştirmek için , 120 kg patlayıcı ile paketlenmiş 24 adet katı yakıtlı roket kullandılar. Von Opel gaz pedalına her bastığında 2 roketi ateşleyerek aracın gücünü; maksimum güce ve dünya rekoruna ulaşana kadar arttırdı. Von Opel araçtan indiğinde hislerini şöyle anlatıyor ; ‘’Düşünmeyi bıraktım. Arkamda kontrol edilemez şekilde kabaran güçlerle , sadece içgüdülerimle hareket ediyordum.’’ şeklinde ifade etti. Von Opel , adrenalin hala damarlarında dolaşırken hemen son hedefini ilan etti: Roket güdümlü bir uçak ile uçmak istiyordu.Kalabalığa ‘’Gelin, ilk uzay gemisinin dünyanın etrafında güneşten daha hızlı dönebileceği günü bizimle birlikte hayal edin.’’ diye seslendi. Bir yıldan biraz fazla bir süre sonra , 30 Eylül 1929’da Von Opel , roket güdümlü bir uçak ile uçan ilk insan olarak bu hayalin küçük bir kısmını gerçekleştirdi.
1930'ların ortalarında şirket hala Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisiydi. Tarih 1931’i gösterdiğinde GM , Opel’in gösterdiği sonu gelmeyen başarılarının sonucunda %100 sahibi olmaya karar verdi ancak %100 sahibi olmasına karşın tüm kararlarında OPEL’e yine serbest bıraktı. Bu yıllarda GM bünyesinde bulunan Vauxhall (GM Vauxhall’ı 1925 yılında satın aldı) ile OPEL’i hızla birleştirme çalışmalarına başladı. Bu çalışmayı yapmasının sebebi İngilizlerin Almanları sevmemesi ve yaptıkları girişimleri sabote etmeleri GM’i bu pazarlama stratejisine zorladı. Nitekim 1931 ilkbaharında iki marka artık birdi. Ancak tasarım ve mühendislik Opelden çıkıyor olmasına karşın marka bazlı birçok farklılık mevcuttu. Bu taki 1970 yılına kadar böyle sürecekti. İngiltere’de Vauxhall Avrupada OPEL olarak satılacaktı. OPEL 1931 yılında 1.2-litrelik modeli ile ideal binek otomobilini üretti. Yeni tasarlanan son derece yumuşak dört-silindirli motorun (3400 rpm devirde 22 hp) motor bloku dört noktadan kauçukla monte edilmişti. Üç krank mili yatağı sessiz çalışma özelliğini daha da geliştiriyordu. OPEL 1934 sonbaharında Brandenburg’da 3.cü tesisinin açılışını yaptı. 1935'de Opel ilk defa bir yıl içinde Brandenburg'daki yeni tesislerinde üretilen 25,000 adet Blitz kamyonet dahil 100.000 araç üretti. Aynı yıl efsanevi Opel Olympia üretildi. Bu , komple çelik entegre bir kaporta ve şasiye sahip olan ilk seri üretim Alman otomobiliydi. OPEL Olimpia modelinde sunduğu yeni geliştirdiği 6 silindirli motoru ile dünyanın en iyi motor üreticisi ünvanına da kavuştu. Bu motor dünyanın en iyi çalışan sıralı 6silindirli motoruydu ve 1965’e kadar ürün porgramında kaldı. Bütün bunlar yaşanırken Opel uluslararası satış başarıları elde ediyordu. GM ile olan bağlantı, dünya pazarına daha iyi ulaşabilmesini sağlıyordu. Japonya'da, Çin'de ve Güney Amerika'daki çeşitli ülkelerde yeni merkezler kuruluyordu. Bu sıralarda bisikletlerin üretim kapasitesi, yolcu otomobillerine sürekli artan talep dolayısıyla düşürülmüştü. Sonunda 1937'de Opel işinin bu bölümünü NSU'ya sattı. O zamana kadar Opel toplam olarak 2,6 milyon adet bisiklet üretmişti. Yine bu sıralarda OPEL kendi tarihine altın harflerle yazılacak efsane modeli Kadett’i satışına başladı.
Tarih 1940 sonbaharı (kara sonbahar) Nazi rejimi OPEL fabrikalarının kontrolünü ele geçirir ve bütün sivil üretimi bitirir. 1942’de General Motors , OPEL’i tüm dünyaya tam bir kayıp olarak ilan eder. Bu Gm’in tarihinde yaşadığı en büyük kayıptır. Bu sıralarda OPEL istem dışıda olsa alman ordusuna üretim yapmaktadır. OPEL en büyük yıkımı 1944’de Rüsselsheim ve Brandenburg’deki tesislerinde meydana gelen tahribatla yaşar. Müttefiklerin bombalamaları yüzünden bu tesisler kötü şekilde zarar görür ve Sovyetlerin acımasızca savaş tazminatı adı altında Kadett üretim varlıklarını ele geçirir. 1945 sonbaharında II.Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra OPEL tekrar seri üretime dönmeye çabalar ve 1946’da Savaş sonrası ilk Opel , 1.5 tonluk bir Blitz kamyon (Blitz bombardıman anlamına gelir savaşa ithafen bu ad konulmuştur.) fabrikadan çıkar. Yolcu otomobili üretimi, savaş öncesi Opel Olympia modelinin yeni bir versiyonu ile 1947'de tekrar başlar.
1948 ortalarında OPEL tamamen serbest kaldığında General Motors kontrolü yeniden eline geçirir. OPEL savaş sırasında alman ordusuna üretim yapmasından dolayı Büyük Britanya’da kötü bir itibar kazanmasına sebep oldu. Bu nedenle OPEL Vauxhall adını tüm Büyük Britanya’da kullanma kararı aldı ve model farkı olmaksızın satışa sundu. Yıl 1950'yi gösterdiğinde tesisler tamamen onarılmıştı ve üç yıl sonra yıllık üretim yine 100.000 aracın üzerine çıktı.
1955 yılında OPEL Kapitan’ın (09bin 510mark) fiyatı Mercedes 220’den 3bin mark kadar ucuzdu ve bu rakam bir işçinin yıllık kazancına eşitti. 1952 yılında Opel , Mercedes’in iki katından daha fazla 6 silindirli otomobil satarak Mercedes’i geride bıraktı. Bu avantajını 1960lı yıllara kadar korudu.
1956'da Opel 207,010 araç satarak % 17.6'lık bir pazar payına ulaştı. Aynı yıl, iki milyonuncu Opel üretildi. Yıldönümünü kutlama modeli olan tam genişlikteki kaportasıyla pastel renkli Kapitan'ın altın kaplı aksesuarları vardı ve pek çok sergide olağanüstü ilgi çekti.
Şirketin kuruluşunun 100. yılı olan 1962'de Adam Opel AG Bochum'da ikinci bir tesis açtı. Yeni Kadett oradaki üretim hattından "Yeni bir tesisten yeni bir otomobil" sloganıyla çıktı. Opel Kadett başarı öyküsüne 1962 yılında başladı. Küçük dikiş makinası lakaplı 1-litrelik, dört-silindirli ve üstten kam milli motoru (40 hp), bu hafif otomobilin saygın bir sürüş performansına ulaşmasında yardımcı olmuştu.
Opel 1965 yazında Opel Diplomat V8 Coupe’yi görücüye çıkardı. Diplomat Opel’in amiral gemisiydi. 25bin550 marklık fiyatıyla Almanya’da 5 adet VW Kaplumbağa (Kéifer) alınabiliyordu. Bu nedenle Diplomat Coupe üretimi 304 adetle sınırlandırıldı. Karoseri KARMANN tarafından üretilen Diplomat V8 Coupe’nin Chevrolet’ten alınan 5.4lt’lik V8 motoru (Chevrolet Corvette) 230hp gücündeydi. O günlerde Diplomat V8’den hızlı olan tek Alman otomobili vardı; Mercedes 600. 1966’da Diplomat’ın limuzin versiyonuda üretildi.
Sayıları gittikçe artan spor otomobil meraklılarına çekici bir model sunabilmek için şirket 1960'ların ortalarında bir coupe geliştirdi. GT sayesinde Opel, özellikle dinamik otomobilerin üreticisi olarak ününü pekiştirdi. Araç Corvette’in üretim teknikleriyle üretiliyordu. Piyasaya çıkışından kısa süre sonra büyük sükse yaptı. Amerikaya ilk OPEL’in yani ilk OPEL amblemiyle giden model GT modelidir. Amerikada satışa sunulduktan kısa süre sonra cep corvette’i olarak adlandırılmaya başlanır. 2.1 litrelik dört-silindirli turbo-dizel motora (95 hp) sahip modifiye edilmiş bir Opel GT otomobili Haziran 1972’de 20 uluslararası rekor kırdı.
1972'de yine bir iş rekoru kırıldı : % 20.4'lük pazar payıyla şirket yine Almanya'nın en büyük otomobil üreticisi olmuştu. Kısa bir süre sonra, Opel Rekord D lanse edilmişti. Bu otomobilin bir test aracından türetilmiş, 60 hp gücündeki türbülans odacıklı dizel motoru,bir Opel binek otomobilinde kullanılan ilk dizel motordu.1970'lerin sonunda Opel, ilk petrol krizi ve değişen müşteri beklentileri ile bir sonraki on yılın taleplerini karşılayacak tamamen yeni bir model geliştirdi. İnsanlar yüksek performansla düşük yakıt tüketimini birleştiren otomobillerin arayışı içindeydi. Aerodinamik şekilli Rekord E bu yeni felsefeyi sundu ve halkın genelinden olumlu bir tepki aldı. OPEL ile Vauxhall arasında 1980 yılı itibariyle direksiyonun sağdan olması ve marka amblemi dışında hiçbir fark kalmamıştı.
Avrupa'daki üretimi daha da artırmak için şirket 1982'de İspanya'da, Zaragoza'da ek bir tesis açtı.Orada üretilen Corsa sub-compact, kısa zamanda kendi pazarında en çok satan otomobil haline geldi. Bir yıl sonra şirket Rüsselsheim'daki geleneksel merkez tesislerinde bir Senator modelinin - 1899'da otomobil üretiminin başlamasından bu yana 20 milyonuncu Opel'in - üretimini kutladı. 1980'lerin ortalarında yakıt tüketiminde azalmaların yanında egzos emisyonlarının da optimize olması gündeme geldi. Opel bu konuda da hemen faaliyete geçti. Opel, katalitik konvertörlü modeller serisi sunan ilk Alman üretici idi. Aynı zamanda Nisan 1989'da, bu egzos emisyon kontrol donanımını tüm modellerinde standart olarak sunan Avrupa'daki ilk üretici oldu. Bugün, modellerinin yakıt tüketiminin daha da azaltılması ve egzos emisyonlarının sürekli olarak düşürülmesi, hala şirketin çevreye olan çok yönlü taahhütünün en önemli hedefleri arasındadır. Opel 1978'den bu yana modellerinin ortalama yakıt tüketimini 7.03 litreye düşürerek %28 azaltmayı başardı ve halen % 25 daha düşük düzeye indirme çalışmalarına devam ediyor.
1988 yılında Kadett E GSi 16V ile motor sporlarında yeni bir devir başlatmış oldu. Bu otomobilin seri üretim aracının 217 km/saat hıza erişmesine yardımcı olan 2-litrelik 16V motoru (150 hp), katalitik konvertörlü ve 200 hp gücü rahatlıkla aşan son derece başarılı Formula 3 motoru için temel oluşturmuştur.
Yıl 1989’u gösterdiğinde OPEL efsane modeli Calibrayı satışa sunar. Bu arada Almanya’da Berlin Duvarı yıkılarak tarihin en önemli olaylarından biri oluyordur. OPEL Calibra yine OPEL’de bir ilkdir. 0.26cwlik sürtünme katsayısı 1999’a kadar dünyanın en iyi değeri olarak tarihteki yerini aldı. 1991'de, Kadett'in yeni nesli Astra, bir ilk olarak yan darbe koruması, koltuklarda kaydırmaz koltuk destek rampaları ve emniyet kemer gergileri ile Opel Güvenlik Sistemi'ne sahip oldu ve OPEL bu konuda öncü marka ünvanını kazandı.
1991 sonbaharında OPEL tarihinde yine bir ilke imza atarak Calibra Turbo 4x4 modelini geliştirdi. 1992 yılında, Calibra benzinli turbo motora sahip ilk Opel otomobili oldu. Calibra 2-litrelik bir 16V (204 hp) motora sahipti ve kalıcı bir dört-tekerlek çekişli sistem özelliğine sahipti. Bu otomobilin maksimum hızı 245 km/saatti.
1995'den bu yana tüm modeller standart olarak sürücü ve ön yolcu için tam boy hava yastığı ile donatıldı. Şiddetli ön darbelerde ayak ve bacak yaralanmalarını azaltan Pedal Gevşeme Sistemi ile yeni hibrid hava yastığı ilk olarak yeni Vectra'da kullanıldı.
2000 ilkbaharında, tamamen yeniden geliştirilen 2.2-litrelik bir dört-valflı benzinli motorun seri üretimine Astra Coupé’de başlandı. 16V motor, alaşımlı silindir başlıklarına ve motor karterine sahip dört-silindirli ECOTEC kuşağının ilk Avrupa versiyonuydu. Bu motor, 147 hp güç üretiyordu ve ilk kez 2005 yılında yürürlüğe konan sıkı Euro 4 emisyon standardının gereksinimlerini daha o zaman karşılamaktaydı.Opel’in yakıt-hücresi konsepti olan HydroGen1, 2001 yılında 11 uluslararası rekoru kırdı.Saf hidrojenle çalışan Zafira, Arizona çölündeki 24-saatlik test maratonunda 1386.906 kilometre kat etmişti. …Opel 2001 yılından beri geçerli olan monovalentplus konsepti ile yeni bir ilke imza attı. 1.6-litrelik, düşük emisyonlu motor doğal gazla çalışmak üzere optimize edilmiş ve günümüzde Zafira CNG ile Combo CNG otomobillerin olağanüstü düşük çalıştırma maliyetlerine ulaşmalarında yardımcı olmuştur.… Kasım 2003’te, Opel yenilikçi TWINTURBO teknolojisine sahip bir dizel binek otomobili açısından bir dünya rekoru kırdı. Mühendisler ilk kez dizel binek otomobilinde iki aşamalı bir turboşarj ünitesi yapmayı başarmışlardı. 212 hp gücündeki 1.9-litrelik bir CDTI TWINTURBO motorunun günlük kullanıma uygun Vectra OPC konsept otomobilinde kullanılmış olduğunu. 112 hp motorun litre başına verimi bir dizel motor için en üst düzeyi oluşturmuştur. Aynı yılda OPEL Speedster Eco concepti Dudenhofen’da 17 uluslar arası rekor kırdı. 1.3lt Ecotec CDTİ motorundan 112 hp güç alan Speedster Eco hafif üretim teknikleri ve uzun arka kısmıyla , 0.20cw aerodinamik yapısı sayesinde 250km hıza ulaşıyor 100km’de 2.5lt mazot tüketiyordu. OPEL'in dizel başarıları 30 yıl öncesine dayanıyor.
General Motors ile satılan birçok model OPEL modelleridir. OPEL’in ticari isimleride vardır. Bunlar Büyük Britanya’da Vauxhall , Avusturalya’da Holden , Amerika’da Saturn ve Pontiac , Latin Amerika’da Chevrolet. Ancak Vauxhall , Saturn ve Holden tüm modelleriyle birebir safkan OPEL’dir. Diğer GM markaları adı altında satılan birçok model( örnek ; (OPEL Omega) Cadillac Catera tasarım ve mühendislik tamamiyle OPEL’dir.) tasarım ve mühendisliği OPEL’den alır. Yıllar içinde GM’in isteği üzerine ilk kez bir OPEL modeli başka GM ‘e bağlı olmayan bir markada kullanıldı. OPEL Zafira A Subaru markasında Trevis adı altında satıldı. OPEL General Motors’un çekirdeği konumundadır. Yıllardır çekirdek marka imajını başarıyla korumuştur ve başarıları GM’i besleyen bir damar niteliğindedir. OPEL GM’in özüne yenilik getiren GM’in en büyük markaları arasında yer alır ve yeri GM için apayrıdır.
Günümüz modelleri yenilikçi , kullanışlı , tutumlu , erişilebilir olma özelliğiyle oldukça popüler 2009 yılında piyasaya çıkıcak Insignia ile OPEL yine birçok markaya öncülük edecek.

YÜKSEL MUTLU​
VLADİMİR VALENTİN SERGEEV​
 
Son düzenleme:
birçokkez verildiğini biliyorum ancak daha detaylı yazmak istedim şimdiden belirteyim
 
yüksel, Opel tarihini detaylı bir şekilde öğrenmek isteyen arkadaşlar için güzel bir yazı hazırlamışsın, eline sağlık :) paylaşım için teşekkürler...
 
Geri
Üst