GM-Toyota-Ford üretim sistemleri

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan iceboy
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

iceboy

Kayıtlı Kullanıcı
Bilgi Girilmemiş
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
2,397
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Arkadaşlar Toyota nın üretim sistemine karşılık GM ın stok tutma operasyonlarının şirkete maliyetini anlayın ve GM in neden krizden çok etkilendiğini anlayın istedim. Bizzat okulda yaptığım projelerdir bu 3 proje.. Öncelikle Toyota yı okuyun ve farkı anlayın..Sıfır stok, talebe göre üretim böylece minimum maliyet.. GM üretim yap ama neye göre, neden, kime ürettiğini bilmeden..özellikle CRM yani müşteri ilişkilerindeki giderek zayıflayan yapıyı hepimiz biliyoruz Opel markasından. Bu arada GM in Amerika pazarı için yaptıgım bir projedir bu. sırayla vericem tüm makaleleri.
 
Toyota Production System [ TPS ]
Amacı: israfı ve maliyetleri azaltmak, değişen müşteri ihtiyaçlarına hızlı tepki vermek.

TPS in 3 tane ikincil görevi var:

•1- Sistemi talepteki günlük ve aylık dalgalanmalara adapte edebilen QC. Bu dalgalanmalar farklılaştırma ve miktar ile ilgili olarak oluşuyordu.

•2- QA, her süreçte uygulandı. Birbirini takip eden süreçlerde sadece birimler halinde parçalar tedarik edildi.

•3- İnsanlığa saygı duymak,insan kaynaklarının faydalanması için üzerinde duruldu.

Ohno[ JIT yi Toyota ya getiren ve TP S i Toyota da uygulayan kişi]’ nun amacı ;

1- Üretimi arttırmak
2- Maliyeti düşürmek

Ohno’ nun önündeki engeller ;

1- Son montaj hattı sürekli bir akış halinde değildi.
2- Müşteri seçimlerini farklılaştırılmış ürünlere uyduramamak.

TPS ;

•Yerinde kaliteyi,

•Standartlaştırmayı [her ürün için aynı kaliteyi],

•Talep değişikliklerini karşılayabilmek için fabrikadaki ürünlerin sürekli akışına odaklanmayı,

•Üretim faaliyetlerini güncel bayi taleplerine bağlamayı,

•Her ürün yada hizmetin basit ve özelleştirilmiş bir yolda ilerlemesini sağladı. [ Bu yol, sadece üretim hattı yeniden dizayn edildiğinde değiştirilebilirdi. ]

En önemli özelliği kurulum zamanını azaltmaktı.

İsraf Noktaları [ 3 M ve 7 İsraf Noktası ]

Yalın Üretim de, gereksiz faaliyetlerin tanımlanması için kullanılan kısaltmadır.
3M terimi Japoncada M harfi ile başlayan üç kelimenin (muda, muri, mura)
baş harflerinden meydana gelmiştir.

Bu kelimelerin ifade ettikleri anlamlar şunlardır :

Muda : Kayıp anlamına gelir. Yapılması halinde ek bir fayda sağlamayan işlemlerdir.
Başlıca muda türleri; gereğinden fazla üretim, taşıma mudası, bekleme mudası, gereksiz işlem mudası, stoklama mudası, hareket mudası ve tamir mudasıdır.

Muri : Aşırı yük anlamına gelir. Çalışma alanında bulunan ekipman ve insanların normal kapasitelerinin üzerinde çalıştırılarak zorlanmaları olayıdır.

Mura : Düzensizlik anlamına gelir. Çalışma alanındaki işi engelleyen veya zorlaştıran her türlü düzensizlik bu kapsama girer.

Yalın üretimin felsefesi; muda, muri ve muranın üçünü birden devamlı ve sistematik bir şekilde azaltmaya dayanır. Böylece daha verimli bir üretime ulaşılacak, gerçekleştirilen toplam iş hacmine katma değer sağlayan operasyonların oranı artacak, böylece üretimin verimlilik düzeyi de yükselecektir.

7 israf noktası:
•Talepten çok daha fazla üretmek
•Ürünlerin gereksiz hareketi
•Yüksek stok seviyesi
•Hatalı ürün üretimi
•Boşa geçen zaman
•Fazla yapılan işlemler
•İnsanların gereksiz hareketi

KAiZEN

•“Organizasyonda herhangi bir geliştirme yapılmadan bir gün geçemez ” felsefesinin üzerinde durdu.

•Adımları: Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al

•Sonraki süreçlerden, ölçümlerden ve müşterilerden bilgi toplanması.

•Potansiyel problemlerin şimdiden önlenmesi oluşturmaktadır.

Shojinka: Beklenmeyen bir hata fark edildiğinde montaj hattı hatanın sebebini bulmak için durdurulur. Her işçi, kaliteli bir müfettişti. Üretim aşamasında kim bir problem tespit etse, montaj hattının yanındaki Andon kartını çekerek üretimi durdurabiliyordu. Buda denetçiye problemi belirlemede ve çözmede imkan sağladı.

•Çalışma ortamının kalitesi ürün kalitesini etkilemektedir. Bu nedenle, TPS için çok önemli olan 5S uygulanmaktadır.

• Seiri- sınıflandırma
• Seiton- yerleştirme
• Seiketsu- düzen
• Seiso- temizlik
• Shitsuke- disiplin



KANBAN

•J.I.T. İçinde çok kritik bir öneme sahip ve Heijunka sayesinde KANBAN uygulaması kolaylaştı .

•Bir workstation’dan başka bir workstation’a parçaları bir üretim çizgisinde alması için kartlar ve kutu kaplarına güvenen basit bir parça hareket sistemiydi

Toyota , Kanban’ın 2 kategorisini kullandı

1- Parçaları bir yerden başka bir yere taşımak, “Conveyance Kanban,[taşıyıcı Kanban]” olarak bilinir.

2- Parçaların üretilmesi için yetki vermek “Production Kanban [üretici Kanban].” olarak bilinir.

•Bu 2 yöntem; üretilecek miktar, zaman, yöntem, sıklık, devretme miktarı, devretme zamanı, varılacak nokta, depolama noktası, devretme malzemesi, konteynrlar.vs. ile birbirini izleyen süreçler arasında hem Toyota içinde hemde Toyota’nın tedarikçileri arasında sürekli bir bilgi akışı sağladı.

•KANBAN ı efektif uygulamak için Ohno 6 nokta belirledi:

1- Sonraki işlemler ürünü almak için önceki süreçlere gitti.

2- Önceki aşamalar sadece sonraki süreçlerce talep edilen miktarlar kadar üretti .

3- KANBAN olmadan bir ürünü üretmek veya kaldırmaya izin verilmedi

4- KANBAN ürünlerle bağlantılı olmalıydı.

5- Çok az sayıda olmak koşuluyla, %100 hata serbestliği olan ürünler gerekliydi.

6- KANBAN sayısı azaltılmalıydı.

Jidoka (Otonamasyon): İnsan kararlarının ekipmanlar üzerinde etkili olduğunun üzerinde durdu ve otomasyon süreci daha güvenilir hale geldi. Toyota makinelerini işçilerin hatalı bir parça ürettiklerinde dikkatlerini çabuk fark etmeleri için çok çeşitli cihazlarla donattı. Buda hatalı ürünlerin süreç boyunca ilerlemelerine engel oldu.
Pokayoke: Hatayı kanıtlama anlamındadır. Çok fazla konsantrasyona gerek kalmadan, basit mekanizmaları kullanarak üretim operatörlerinde meydana gelen hataları durdurmayı hedefledi. [ L istasyonları (bunlar arabaların müşteri şikayetlerinden gelen bilgiler doğrultusunda kontrol edilen yerlerdir ) ve Obeya (Mühendisler, tedarikçiler, tasarımcılar hatta işçilerin bile içinde olduğu Brain storming yapılan odalardır) ]
GBL [Global Body Line]: Arabanın şeklini kaynaklama yerinden itibaren elinde tutma ve bunu düzinelerce farklı saklama yerlerinde yapmak yerine ana bir saklama yerinde yapmaya dayanır. Toyota ya tek bir üretim bandında çoklu model yapma imkanı tanıdı

Tedarikçi Yönetimi

Ohno, taşeronlarından dağıtımları koordine etmeye 1949 da Koromo’daki fabrikanın üretim bantlarından itibaren yapmaya başladı. Amacı ara depolamayı ortadan kaldırmaktı. Bu firmalara, parçaların sadece Kanban ın ihtiyacı olduğu zaman teslim edilmesini istediğini açıkladı.1960 ların ortasında ve sonlarında, Toyota yan kuruluşlarına onun idare tekniklerini öğretti, ve kendisininkiyle yan kuruluşların üretim çizgilerini senkronize etti. Ama yan kuruluşların çoğu , Kanban’ı uygulamadan yüksek miktarlarda üretmeye devam ettiler.. 1973 ten sonra, enerji maliyetlerinin ve malzemelerin maliyetleri artınca ve birinci petrol krizi ortaya çıkınca,Toyota tüm tedarikçilerine Kanban’ı uygulamayı şart koştu.

Aichi Prefecture içindeki veya yakınındaki tedarikçiler, Toyota’nın içsel üretim hatlarını ilk kullanan tedarikçiler oldular. Zaten onlar neredeyse tamamen Toyota ‘ nın siparişlerine bağımlılardı.1970 lerin sonlarında, ve 1980 lerin başında, Toyota, Japonya’daki tüm yan kuruluşlarına bu sistemi uygulamalarını istedi.Tokyo bölgesindeki firmalar üretim hatlarını ve yönetim sistemlerini değiştiren son firmalardı. Çoğu Toyota nın öncelikli tedarikçileri değildi. Ama onların Toyota’yı takip etmelerindeki isteksizliğin diğer sebebi Kanban sisteminde günlük dağıtımların sayısının çok fazla oluşuydu, bazen gece yarısında direkt olarak Toyota fabrikalarına dağıtım yapılıordu. Toyota şehri içindeki veya şehre yakın olan firmalar için çok zor değildi. “Araba havuzları denilen sistem geliştirdiler ve bu sistem yapmak zorunda oldukları sefer sayılarını azalttı. Japonya’nın çeşitli bölgelerindeki yan kuruluşlarda bunu uygulamak daha zordu. Eğer faaliyet karları daha yüksek değilse, Toyota'nın tekniklerinin, daha yüksek üretkenlikle sonuçlandığını bulmasına rağmen ve daha istikrarlı olmasına rağmen uygulamadılar.

Toyota tedarikçilerini dikey olarak tek bir tedarikçiye bütünlemek istemedi, geniş bir ağda yapmak istedi. Aynı zamanda, sıkı bir denetim sahibi olmak istedi tedarikçileri üzerinde. Yani, Toyota iç tedarik operasyonlarını güya bağımsız [quasi-independent] ilk sıra tedarikçi firmalara kaydırdı, ki bu firmalar Toyota ya öz sermayesinin parçalamasına engel oldu ve benzer ilişkiler geliştirdi diğer tamamen bağımsız tedarikçiler ile benzer ilişkiler geliştirdi. Süreç devam ettiği sürece,Toyota’nın ilk sıra tedarikçileri ikinci sıra tedarikçilerin öz sermayelerini elde etti.

1960 ların ortalarında, Ohno’nun yalın düşünceyi tedarikçilere yayma planı vardı. Toyota, tedarikçilerinin, küçük, çok önceden montajlanmış ve günde bir çok kez saatlerce yollanmış parça kümeleri ile doldurulmuş olan bitmiş ürünlerin depolanmasına güvendiğini farketti. 1969da, Ohno yeni “direk raporlar grubunu” eğitti ve yönetti, buna “ Production Research Office dedi. (şimdi Operations Management Consulting Division [OMCD] deniyor), Toyota nın en büyük ve en önemli 42 tedarikçisi arasında karşılıklı yardımlaşma grupları kurmak için yaptı

Toyota’nın ilk sıra tedarikçileri, firmanın ürün geliştirme takımlarının bir bütünüymüş gibi çalışmaya başladılar ve ikinci sıra tedarikçiler bireysel parçaları ürettiler. İkinci sıra tedarikçilerin normalde üretim uzmanlığı vardı ama ürün mühendisliği yetenekleri yoktu. Birinci ve ikinci sıra tedarikçiler üretim tesislerini JIT ye göre çalıştırdılar.

Toyota çeşitli adımlar attı tedarikçileriyle uzun dönemli ilişkilerini iyileştirmek için. Personel, tedarikçilerin tesislerine üründe ani dalgalanmalarla başa çıkmak için vekil tayin edildi. Kıdemli yöneticiler tedarikçi firmalarda üst düzey pozisyonlardaydılar. Tedarikçi birlikleri bilgi paylaşım alanı gibi kullanıldılar, mesela Statistical Process Control, Total Quality Control, Value Analysis
and Value Engineering. [forum gibi]. Maliyetleri düşürmek için Toyota, parçaların tasarımını basitleştirmeye yönlendirdi. Satıcılar rakiplerinden iş beklediler ölçek ekonomisi kullanabilmek için. Toyota, satıcılarına global pazarda % 20 paya sahip olmayı hedeflemelerini gerektiğini söyledi.[FONT=&quot][/FONT]

Toyota JIT sisteminde, tedarikçilerin kritik öneme sahip olduklarını biliyordu.Toyota, tedarikçilerini montaj hattında bulunan hatalı parça sayısına, sıralı ve ihtiyaç duyulan miktarda parçanın zamanında teslimat oranına, ve maliyet azaltma oranına göre değerlendirdi. Eğer bir tedarikçi kalite yada istikrarlılık noktalarından birinde bile yetersiz kaldıysa, Toyota tarafından belirli bir süre daha az miktarda parça alımı ile cezalandırılıyordu
 
Son düzenleme:
Ford vakası Ford’un tedarik zinciri modeline karar verme aşamasını anlatıyor.

Otomotiv endüstrisinde 2000 yılında yapılan araştırmaya göre 20 milyon adet fazla araç tespit ediliyor.Ford pazarda lider durumda olmasına rağmen bazı değişiklikler yapması önlem alması gerektiğini düşünmeye başlıyor.Ve Ford 2000 adı altında bir projeye başlıyor.

Bu planın ilk parçası Kuzey Amerika , Avrupa ve Uluslararası otomotiv operasyonlarını, tek bir operasyonda birleştirmeyi kapsıyordu.

İkinci olarak ürün geliştirme aktiviteleri 5 araç merkezinde toplandı.Her biri belirli bir Pazar segmenti için araçların geliştirilmesinden sorumluydu.


Ford 2000 ‘de yer alan projeler;

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Sipariş Teslimatı :Sipariş teslimatı projesindeki amaç müşterinin siparişinden bitmiş ürünün müsteriye ulaştımasına kadar geçen 45-60 günlük süreyi 15-20 güne indirmektir.
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Ford Üretim Sistemi: Toyota üretim sisteminden modellenmiştir. Amacı sistemi yalın,uyumlu ve daha etkili hale getirmektir. Ford Üretim sisteminin bir parçası Senkronize Malzeme Akışıdır.Araç
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Senkronize Üretim Sistemi: Müşterilerin gereksinimi ile tedarikçilerden malzemelerin akışının eş zamanlı olarak gerçeklerştirilmesidir. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için, malzemelerin tedarik aşamasından, üretim ve dağıtım aşamasına kadar tedarik zincirindeki tüm süreçler bütünleştirilmelidir. Hat üzerinde işlenecek araçların sırasını gösterir.Araç sıralama da senkronize üretimin içindedir. Araç sıralama ile tedarikçiler ne zaman ve nereye parçaların ihtiyaç duyulduğunu bilir.Stokların azalmasına neden olur.Faydası tüm tedarik zincirinde hissedilir.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Ford Perakende Ağı : Bazı bölgelerde perakende dağıtımının çoğunluğuna sahipken bazı bölgelerde azınlık durumundaydı. Asıl amacı tüm Ford yerel marketteki tüm Ford satıcılarını alıp,satıcıların birbirleri arasındaki olan yarışı gerçek bir yarışa dönüştürmektir.(Toyota,GM,Honda) Diğer bir amaç showroomları ve servisleri iyileştirip nufusun yoğun olduğu yerlere çekmek.



Bu çalışmanın yapılmasındaki amaç;

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Japon firmaların elde ettiği maliyet avantajlarından yararlanıp daha düşük fiyata daha fazla karla araç satmak.
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Çevrim sürelerini ve fiyatları düşürerek daha rekabetçi olmak.






Ford firmasında çalışanlar Ford’un Dell ‘in kullandığı virtual integration sistemini kullanması gerektiğini düşünüyorlar.

Ford’un öncelikle kullandığı tedarik zinciri yapısını inceleyelim.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Klasik Tedarik Zinciri : 1980 yıllarının sonuna kadar Ford Klasik Tedarik zinciri yönetimini kullandı. Klasik tedarik şirketini kullanan sistemin içerisinde planlama/satın alma departmanı, hem üretimden hem de iç ve dış üretim bölgelerine (tedarikçilerine) siparişlerin iletilmesinden sorumludur. Şirket içinde siparişlerin tamamlanması sonrasında, biten ürünlerin şirket deposunda tutulması ve şirket tırları ile yüklemesi yapılır veya bir dağıtım şirketi bu işlemi müşterinin siparişi vermesinden itibaren gerçekleştirir. 1980 yılların sonunda 1000 adete oluşan tedarikçilerini yönetemez hale geldi. 1990 yılların başında tedarikçilerini kademelendirerek klasik tedarik zincirini modernize etti
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Tedarikçi Kademelendirme: 1. kademe tedarikçi firmalar ana şirketten modül veya sistemlerin siparişini alıyor, modülü veya sistemi oluşturan parçaları üretilmek üzere 2. veya 3. kademe tedarikçi firmalara dağıtıyor. Üretilen parçaları toplayıp modül veya sistem halinde ana üretim şirketinin montaj bandına yetiştiriyor. . kademedeki tedarikçi firmalar, ana şirketin ürün tasarımı çalışmalarına bile katılabiliyor.
Klasik tedarik zinciri yönetimi ile pazarda meydana gelen değişikliklere hızlı cevap verebilmek zor oluyordu.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Dell Tedarik Zinciri : Dell’in tedarik zinciri modeli,müşterilere doğrudan satışa dayanmaktadır. Dağıtımcılar ve perakendeciler bypass edildiğinden Dell tedarik zinciri yalnızca 3 aşamadan oluşmaktadır.(Tedarikçi,Dell,Müşteri)


Dell’in sağladığı avantajlar:
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Dell teknoloji ve biilgiyi kullanarak direk modeli sanal entegrasyona çevirdi.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Sanal entegrasyon ile firmalar aynı yerde çalışıyorlarmış gibi bilgilerini paylaşırlar.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Böylece stratejik partnerlerini aynı ülkede olmasına göre değil,onların becerilerine fiyatlarına göre seçebilme şansı doğdu.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Dell perakendiciler aracılığıyla satan rakiplerine göre çok daha az stok tutmaktadır.

Ø[FONT=&quot] [/FONT]Dell bazı ürünler için stok tutmamakta gerekli olan parçalar tedarikçilerden direk alınarak müşteriye teslim edilmektedir.
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Dell müşterileri ile doğrudan ilişkide bulunduğundan olabildiğince küçük kesimlere ayırabilmiş ve her kesimin ihtiyaç ve karlılıgını doğru tespit etmiştir.
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Doğru talep tahmini yapmasında avantaj sağlamıştır.
Ø[FONT=&quot] [/FONT]Tedarik ile uyumu daha da artırabilmek için Dell,müşterilerine var olan PC konfigürasyonlarını kendi seçme şansı vermiştir.

Direk Modeli ve Klasik tedarik zinciri casede anlatıldıktan sonra Ford’un hangisini uygulanacağı söylenememiştir.

Hocamıza göre Dell sistemi uygulmalıdır.Şuan BMW bu sistemi uygulamaktadır.Böylece hem stok tutulmayacak hem de müşteriye katma değer sağlıcaktır.Yapılması zor da olsa çağa ayak uydurmak adına yapması gerekmektedir.

forden0.jpg
 
GM’in yöneticilerinin amacı: GM’in taleplerini ve GM’in tedarik zinciri sistemini digital loyalty network adı altında birleştirmektir

.Digital loyalty network 3 bileşenden oluşmaktadır.
1)[FONT=&quot] [/FONT]digital: teknoloji odaklı
2)[FONT=&quot] [/FONT]loyalty: müşterilere odaklılık, GM’e olan bağlılıklarını ve değerlerini artırmak
3)[FONT=&quot] [/FONT]network: tüm dağıtım ve tedarik zinciri partnerlerini bu müşterilere hizmet vermesi için koordine etmek

GM, bu sistemle yani araba sanayindeki “değer yaratma işletme modeli” ile süreklilik sağlayacak ve bu verimliliği ve karlılığı artıracaktır.

GM’in 2 tane işletme bölümü vardır.
1)[FONT=&quot] [/FONT]arabalarla ilgili: design, üretim ve pazarlama
2)[FONT=&quot] [/FONT]finansal servisler: sigorta ve mortgage


  • Sanayideki değişiklikleri , fırsatları belirleyerek ve değerlendirerek GM’e yüksek değerler kattılar. Bunun için GM kapasitesini 3 alana böldü.
1)[FONT=&quot] [/FONT]customer side ( müşteri tarafı)
2)[FONT=&quot] [/FONT]supply side ( tedarik tarafı)
3)[FONT=&quot] [/FONT]IT

1. CUSTOMER SIDE OPPORTUNITIES AND CHALLENGES:
MÜŞTERİ ODAKLILIK: GM, sadece ürünlerle rekabet edemeyeceğini anladı ve hem müşteriye hem de ürüne odaklanmalıydı. Müşteriyi iyi anlayıp , müşterilerin ne talep ettiğini belirlemek gerekiyordu.
GM, kısa zamanda üretim yapıp, dağıtımı sağlayarak, müşterilerine farkılılık yaratmak istedi.
GM, müşterilerle birebir ilişkiler kurdu.Müşterilerin kendi araçlarını belirlemelerine imkan tanıdı, yani müşteriler teknolojiyi yani interneti kullanarak kendi araçlarının rengini bile belirleyebiliyordu.
Bunun için “e-world” kurdular.
DEALER RELATIONS: Dağıtım kanallarını geliştirmek için satıcılarla da birlikte çalışmaya başladılar. STOK yapmanın GM’e rekabet avantajı sağladığını gördüler.

2. SUPPLY SIDE OPPORTUNITIES AND CHALLENGES
Buffer inventory ( yedek stok) yapmanın değişen müşteri taleplerine hızlı cevap verebilmeyi sağladı. Ayrıca önceden tahmin edilemeyen üretim ve uzun dağıtım zamanlarına karşı da safety stock yaptılar.
Communication channel: iletişim önceden manuel olduğu için verimliliği engelliyordu, bu yüzden DLN kurdular ve böylece tedarikçiler , satıcılar arasında ki zaman kaybından doğan iletişimsizliği ve verimsizliliği engellediler.
LOGISTICS: GM lojistik operasyonları 3.parti sağlayıcıları tarafından yönetiliyordu.
GM, maddeleri planladı.
DLN sayesinde de tedarikçilerden hangi malzemeleri, hangi araçlar için alacaklarını hızlı bir şekilde belirleyip, üretime en kısa sürede başlayarak ( short-time production), dağıtım sürecinide hızlandırdılar.

3. IT
22 farklı mühendislik sistemi var. Birçok workstationları vardı, hiçbiri birbiri ile iletişim halinde değildi.Verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek için bilgisayar sistemlerini standardize etti. TEDARİK ZİNCİRİ SİSTEMİNİ kurarak, müşterilerle, tedarikçilerle ve iş ortaklarıyla iletişim kurarak, online satışa başladı. GM , DİGİTAL ORTAMDA ÇALIŞAN İLK BÜYÜK ÜRETİM FİRMASIDIR.

GM ÖNCELİKLERİ ( INITIATIVES)
Başarının sırrının müşteri ve tedarik zinciri ile evlenmek olduğunu anladılar. Teknoloji sayesinde DLN kurarak GM’e yeni değer getirdiler.

1) CUSTOMER RELATIONS MANAGEMENT INITIATIVES
Müşteri merkezli yaklaşım benimsediler. Müşteri beklentilerini kişiselleştirerek GM’e sürdürülebilir bir rekabet avantajı yarattılar.
ECM (enterprice customer management) data baseleri ile müşteri bilgilerini yakaladılar.GM’in IT grubu sayesinde ECM sistemini ve databaseleri birleştirerek , bu bilgileri ürün geliştirmede, satışlarda, pazarlama kampanyalarında ve kişisel çabalarda kullandılar.
GM BUY POWER: internet sitesidir, bu site müşteri ve GM tedarik tarafı arasında hizmet veren bir linktir. Bu sitedeki “click-stream data” sayesinde GM tedarikçileri pazardaki talebi görebildiler.
ONSTAR: Bu sisteme tüm GM araçları kayıtlıydı ve GM bu sayede her gün müşterileri ile iletişim halinde olabiliyordu ve bu da devamlı veri sağlamasına olanak sağlıyordu.

2)SUPPLY CHAIN MANAGEMENT INITIATIVES
Order to delivery: ( sipariş teslimatı) , doğru aracı, doğru yerde, doğru zamanda ve doğru fiyatta müşterilerine ve satıcılara vermeyi sağlayan bir sistemdir. Amaç:stok azaltmak, müşteri tatminini artırmak, ve hızlı dağıtımdı.
Order to delivery 3 cross functional gruba ayrılır.
1.[FONT=&quot] [/FONT]tedarik operasyonları
2.[FONT=&quot] [/FONT]lojistik
3.[FONT=&quot] [/FONT]sipariş
COVISINT: internet bazlı pazardır. Araba imalatçılarının tedarikçilerle aralarında iletişimi sağlayan dünyanın en büyük internet pazarıdır.
B2B: (BUSINESS 2 BUSINESS): Küçük tedarikçiler EDI teknolojisini pahalılığından dolayı uygulayamadıklarından covisint sayesinde pazarda yer aldılar ve GM de covisint sayesinde ürünlerinin kataloglarını online olarak koydu.

3)IT INITIATIVES
GM ana işletme modeline teknolojik öncelikleri uygulayabilmek için cross-functional matrix kurdular. Bu modelle , müşteri ve tedarik tarafındaki öncelikleri IT sayesinde transfer edebildiler. Kendilerini “dot-corp” dijital firma olarak belirttiler.

Tüm bu öncelikler ( customer, supply ve IT) GM’in çalışan işletme modelinde hissedar değerlerini artırdı
 
eline sağlık. Yazdıklarını satır satır okumadım ama bir göz gezdirdim. JIT stok yönteminin toyotaya sağladığı mekan ve maliyet avantajları gerçektende tartışılmaz. GM in sarsılmasındaki stok v.s nedenlerin dışında en önemli neden bana göre çok eskilerde kalmış olan "ne üretirsem onu satarım" politikasını izlemek oldu. Talebin ihtiyaçlarına, çevre faktörlerine pek fazla kulak asmadı, faaliyetlerini gereğinden fazla dallandırdı ve çöküşünü kendi hazırladı.
 
Eline sağlık Efecim,
iyi bi kaynak olmuş ;)
 
elinize saglik. gercekten yararli bir bilgi.
 
eline sağlık. Yazdıklarını satır satır okumadım ama bir göz gezdirdim. JIT stok yönteminin toyotaya sağladığı mekan ve maliyet avantajları gerçektende tartışılmaz. GM in sarsılmasındaki stok v.s nedenlerin dışında en önemli neden bana göre çok eskilerde kalmış olan "ne üretirsem onu satarım" politikasını izlemek oldu. Talebin ihtiyaçlarına, çevre faktörlerine pek fazla kulak asmadı, faaliyetlerini gereğinden fazla dallandırdı ve çöküşünü kendi hazırladı.

Fark budur işte. Pazarın ihtiyacını bilmeden feedback almadan ürettiler.Ve tedarikçilerini yönetme aşaması Toyota için çok kritikti ve çok çok başarılı bi aşama oldu.Tedarikçilerini iş ortağı olarak gördü Toyota ve win-win chain yarattılar.
 
şu an malesef toyota da krizin etkilerini yaşıyor,
bir yazıya göre onlar da rekabet için aşırı hızlı büyüme yolunu seçtikleri için bugün sıkıntıya düşmüşler,yine de borç bulmakta zorlanmayan ender firmalar arasında gösteriliyor.
dosya eklemeyi bilmiyorum.
efecim yazıyı sana mailliyorum, ilgini çekebilir.
 
Büyük emek harcamışsın ellerine sağlık umarım okuldaki hocaların memnun kalır :)
 
Geri
Üst