- Katılım
- 28 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,578
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
http://lazcayayinistiyorum.azlaguyi.com/index.htm
Bilindiği üzere TRT kendi bünyesinde “farklı dil ve lehçelerde” yayınlara başladı. Herhangi bir talep olmamasına rağmen ilk yayın Boşnakça yapıldı. Boşnakçayı, Arapça, Çerkezce, Zazaca, Kırmançı dilleri takip etti. Ama nedense Lazcadan, Gürcüceden bahsedilmiyor. Gazeteci Oktay Pirim'in aktardığı habere göre TRT'ye bir rapor sunulmuş ve bu rapora göre Lazca ile Rumca arasında bazı dil özellikleri bulunuyormuş ve bu da Doğu Karadeniz Bölgesi'nde bazı sıkıntılara yol açarmış. Bu rapor üzerine TRT Yönetimi Lazca yayından vazgeçmiş ve. Lazca, Karadeniz Bölgesi'nde Rize'nin Pazar, Ardeşen; Artvin'in Arhavi ve Hopa ilçeleriyle bazı köylerinde küçük bir nüfus tarafından kullanılıyormuş.
Birincisi Lazca sadece bahsedilen yerlerde kullanılan bir dil değildir. Marmara bölgesinde, Sapanca, Düzce, İzmit, Akçakoca, Yalova, Bursa, Bolu gibi yerleşimlerdeki çok sayıda köyde Lazca konuşuluyor. Ayrıca, başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye'nin hemen her ilinde göçten dolayı onbinlerce Laz yaşıyor ve bunların önemli bir çoğunluğu Lazca biliyor.
Kaldı ki, mesele Lazcanın kaç kişi tarafından konuşulduğu ve Lazların nerelerde yaşadığı değil, ortaya Lazlarla hiçbir ilgisi olmayan politik bir argüman konmasıdır.
TRT'den bu konuda net bir açıklama yapılmadığına göre, Oktay Pirim'in haberinden yola çıkıp yorumlar geliştirmek şu an için anlamsızdır.
TRT'ye, “Yayın yapılacak diller hangi kıstasa göre belirlendi?” sorusunu yöneltmeye ve cevap istemeye hakkımız var.
Lazca ve Rumca Akraba Diller Değildir!
Linguistik açıdan Lazca ve Karadeniz Rumcası arasında ortak bir geçmiş tespit etmek mümkün değildir. Bu diller birbirinden bağımsız dillerdir ve farklı dil ailelerine mensupturlar. Lazcanın ait olduğu dil ailesi Güney Batı Kafkas Dil Ailesi olarak tanımlanırken Rumca Hint-Avrupa Dil Ailesine mensuptur. Ayrıca bu gerçek ilgililer tarafından da bilinmektedir.
Lazca ile Karadeniz Rumcası arasındaki az sayıdaki kelime ortaklığına ise Rumca ile herhangi bir dil arasında rastlamak mümkündür. En basit örnek bugün kullanılan Türkçe'de çok sayıda Rumca kelime vardır.
Lazca ile Karadeniz Rumcası arasında bazı dil özellikleri var ne demek ve bunu kim ya da kimler tespit etmiş?
Türkiye'de hem Rumcayı hem de Lazcayı araştırmış ve ikisini karşılaştırabilecek kaç dilbilimci var?
Hal böyle iken nasıl oluyor da “Lazca ile Rumca arasında bazı dil özelliklerinin bulunduğu” gibi bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan komplo teorileri TRT'nin Lazca yayından vazgeçmesinin gerekçesi olarak gösterilebiliyor.
Lazca yayın istemek demokratik bir hak talebidir!
Lazca bu topraklarda binlerce yıldan beri yaşayan bir dildir. Eğer ortada her yurttaşın eşit olarak faydalanabileceği bir hak varsa, anadili Lazca olan yurttaşlar da bu haktan faydalanmalıdırlar.
Ne yapmalı?
Anadiline sahip çıkan herkes yasalardan doğan bu hakkını kullanmak üzere ilgili devlet kurumu olan TRT'ye faksla, telefonla, internet üzerinden, mektupla ya da şahsen başvurarak Lazca yayın yapılması yönünde talepte bulunmalıdır.
Bunun yanında haber ajanslarına, gazetelerin haber servislerine her türlü iletişim kanalını kullanarak bu konunun takipçisi olduğumuzu göstermemiz gerekir. İsmail Avcı Bucaklişi
Müge Tuzcuoğlu - Talepleri olmasına karşın, TRT’den “yayın sözü” alamayan Lazlar, harekete geçti. 17 Haziran’da, Lazca yayın talebini içeren bir metni TRT’ye fakslayan Laz aydınlar, önceki gün de Ankara’ya gelerek, TRT’ye taleplerini ilettiler. TRT’nin 7 Haziran 2004’te, anadillerde yayın yapmaya başlaması ancak Lazca’nın bu diller arasında yer almaması ve Lazca yayınla ilgili hiçbir açıklamanın olmaması, Türkiye’de yaşayan Lazları harekete geçirdi. Lazca yayın talebini hukuki yoldan yetkili mercilere ileten ve bu konudaki yasal süreci başlatan Laz aydınları, 17 Haziran’da, Lazca yayın talebini içeren bir metni TRT’ye faksladılar.
Bu ilk adımın ardından, araştırmacı-yazar İsmail Bucaklişi, Avukat Memedali Barış Beşli, sanatçı Birol Topaloğlu, Refika Kadıoğlu, Avukat Arzu Kal, Avukat Özgen Hindistanlı ve Avukat Mustafa Bayram, Ankara’da TRT Yayın Denetleme Daire Başkanı ile görüştüler. Görüşmede heyete, “taleplerinin genel müdüre aktarılacağı” yanıtı verildi.
Anayasa’ya aykırı
TRT’ye iletilen dilekçelerde, Lazca yayının son anda gündemden çıkarılmasının şaşkınlık ve üzüntüyle karşılandığı belirtilerek, “Gazeteci Oktay Pirim’in aktardığı habere göre kurumunuz Lazca yayından ‘Rum Pontus İmparatorluğu canlandırılmak isteniyor’ yolundaki istihbarat raporları nedeniyle vazgeçmiş. Bu tarihsel ve bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan kabul edilemez iddia, biz Laz yurttaşları rencide etmiş ve töhmet altında bırakmıştır” görüşüne yer verildi. Dilekçede, Lazca yayının yapılmamasının, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik ilkesinin ve ayrımcılık yasağının ihlali anlamına geleceği ifade edilerek, “Sonuç olarak yasal düzenlemelerle hak kazanmış olduğumuz Lazca yayının bir an önce başlatılmasını, bu konuda bizlere düşenin gereğini yapmaya hazır olduğumuzu ve bahsi geçen raporların hangi kurumlar tarafından verildiğinin ve içeriklerinin bizlere ve kamuoyuna açıklanmasını talep ederiz” denildi.
İsmail Bucaklişi, yaptığı açıklamada, bir dili ve kültürü yaşatmak görevinin, önce o kültürün mirasçılarına ait olduğunu ifade ederek, ancak devletin görevinin de, kültürel zenginliklerin yok olmasına göz yummamak olduğunu söyledi.
Bucaklişi, bu korumayı her dil ve kültür kadar Laz dili ve kültürünün de hak ettiğini dile getirerek, “Atılan adımların sadece AB’ye uyum sürecinde ve bu amaçla değil halkın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda samimi şekilde yapılacağını ümit ediyoruz. Biz Laz aydınları bunun için yıllardır mücadele ederken artık devletin de dil ve kültürümüzün yaşatılması ve yok olmaması için gereken özeni gösterip desteğini esirgemeyeceğine olan inancımızı canlı tutmak istiyoruz” dedi.
Bilindiği üzere TRT kendi bünyesinde “farklı dil ve lehçelerde” yayınlara başladı. Herhangi bir talep olmamasına rağmen ilk yayın Boşnakça yapıldı. Boşnakçayı, Arapça, Çerkezce, Zazaca, Kırmançı dilleri takip etti. Ama nedense Lazcadan, Gürcüceden bahsedilmiyor. Gazeteci Oktay Pirim'in aktardığı habere göre TRT'ye bir rapor sunulmuş ve bu rapora göre Lazca ile Rumca arasında bazı dil özellikleri bulunuyormuş ve bu da Doğu Karadeniz Bölgesi'nde bazı sıkıntılara yol açarmış. Bu rapor üzerine TRT Yönetimi Lazca yayından vazgeçmiş ve. Lazca, Karadeniz Bölgesi'nde Rize'nin Pazar, Ardeşen; Artvin'in Arhavi ve Hopa ilçeleriyle bazı köylerinde küçük bir nüfus tarafından kullanılıyormuş.
Birincisi Lazca sadece bahsedilen yerlerde kullanılan bir dil değildir. Marmara bölgesinde, Sapanca, Düzce, İzmit, Akçakoca, Yalova, Bursa, Bolu gibi yerleşimlerdeki çok sayıda köyde Lazca konuşuluyor. Ayrıca, başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye'nin hemen her ilinde göçten dolayı onbinlerce Laz yaşıyor ve bunların önemli bir çoğunluğu Lazca biliyor.
Kaldı ki, mesele Lazcanın kaç kişi tarafından konuşulduğu ve Lazların nerelerde yaşadığı değil, ortaya Lazlarla hiçbir ilgisi olmayan politik bir argüman konmasıdır.
TRT'den bu konuda net bir açıklama yapılmadığına göre, Oktay Pirim'in haberinden yola çıkıp yorumlar geliştirmek şu an için anlamsızdır.
TRT'ye, “Yayın yapılacak diller hangi kıstasa göre belirlendi?” sorusunu yöneltmeye ve cevap istemeye hakkımız var.
Lazca ve Rumca Akraba Diller Değildir!
Linguistik açıdan Lazca ve Karadeniz Rumcası arasında ortak bir geçmiş tespit etmek mümkün değildir. Bu diller birbirinden bağımsız dillerdir ve farklı dil ailelerine mensupturlar. Lazcanın ait olduğu dil ailesi Güney Batı Kafkas Dil Ailesi olarak tanımlanırken Rumca Hint-Avrupa Dil Ailesine mensuptur. Ayrıca bu gerçek ilgililer tarafından da bilinmektedir.
Lazca ile Karadeniz Rumcası arasındaki az sayıdaki kelime ortaklığına ise Rumca ile herhangi bir dil arasında rastlamak mümkündür. En basit örnek bugün kullanılan Türkçe'de çok sayıda Rumca kelime vardır.
Lazca ile Karadeniz Rumcası arasında bazı dil özellikleri var ne demek ve bunu kim ya da kimler tespit etmiş?
Türkiye'de hem Rumcayı hem de Lazcayı araştırmış ve ikisini karşılaştırabilecek kaç dilbilimci var?
Hal böyle iken nasıl oluyor da “Lazca ile Rumca arasında bazı dil özelliklerinin bulunduğu” gibi bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan komplo teorileri TRT'nin Lazca yayından vazgeçmesinin gerekçesi olarak gösterilebiliyor.
Lazca yayın istemek demokratik bir hak talebidir!
Lazca bu topraklarda binlerce yıldan beri yaşayan bir dildir. Eğer ortada her yurttaşın eşit olarak faydalanabileceği bir hak varsa, anadili Lazca olan yurttaşlar da bu haktan faydalanmalıdırlar.
Ne yapmalı?
Anadiline sahip çıkan herkes yasalardan doğan bu hakkını kullanmak üzere ilgili devlet kurumu olan TRT'ye faksla, telefonla, internet üzerinden, mektupla ya da şahsen başvurarak Lazca yayın yapılması yönünde talepte bulunmalıdır.
Bunun yanında haber ajanslarına, gazetelerin haber servislerine her türlü iletişim kanalını kullanarak bu konunun takipçisi olduğumuzu göstermemiz gerekir. İsmail Avcı Bucaklişi
Müge Tuzcuoğlu - Talepleri olmasına karşın, TRT’den “yayın sözü” alamayan Lazlar, harekete geçti. 17 Haziran’da, Lazca yayın talebini içeren bir metni TRT’ye fakslayan Laz aydınlar, önceki gün de Ankara’ya gelerek, TRT’ye taleplerini ilettiler. TRT’nin 7 Haziran 2004’te, anadillerde yayın yapmaya başlaması ancak Lazca’nın bu diller arasında yer almaması ve Lazca yayınla ilgili hiçbir açıklamanın olmaması, Türkiye’de yaşayan Lazları harekete geçirdi. Lazca yayın talebini hukuki yoldan yetkili mercilere ileten ve bu konudaki yasal süreci başlatan Laz aydınları, 17 Haziran’da, Lazca yayın talebini içeren bir metni TRT’ye faksladılar.
Bu ilk adımın ardından, araştırmacı-yazar İsmail Bucaklişi, Avukat Memedali Barış Beşli, sanatçı Birol Topaloğlu, Refika Kadıoğlu, Avukat Arzu Kal, Avukat Özgen Hindistanlı ve Avukat Mustafa Bayram, Ankara’da TRT Yayın Denetleme Daire Başkanı ile görüştüler. Görüşmede heyete, “taleplerinin genel müdüre aktarılacağı” yanıtı verildi.
Anayasa’ya aykırı
TRT’ye iletilen dilekçelerde, Lazca yayının son anda gündemden çıkarılmasının şaşkınlık ve üzüntüyle karşılandığı belirtilerek, “Gazeteci Oktay Pirim’in aktardığı habere göre kurumunuz Lazca yayından ‘Rum Pontus İmparatorluğu canlandırılmak isteniyor’ yolundaki istihbarat raporları nedeniyle vazgeçmiş. Bu tarihsel ve bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan kabul edilemez iddia, biz Laz yurttaşları rencide etmiş ve töhmet altında bırakmıştır” görüşüne yer verildi. Dilekçede, Lazca yayının yapılmamasının, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik ilkesinin ve ayrımcılık yasağının ihlali anlamına geleceği ifade edilerek, “Sonuç olarak yasal düzenlemelerle hak kazanmış olduğumuz Lazca yayının bir an önce başlatılmasını, bu konuda bizlere düşenin gereğini yapmaya hazır olduğumuzu ve bahsi geçen raporların hangi kurumlar tarafından verildiğinin ve içeriklerinin bizlere ve kamuoyuna açıklanmasını talep ederiz” denildi.
İsmail Bucaklişi, yaptığı açıklamada, bir dili ve kültürü yaşatmak görevinin, önce o kültürün mirasçılarına ait olduğunu ifade ederek, ancak devletin görevinin de, kültürel zenginliklerin yok olmasına göz yummamak olduğunu söyledi.
Bucaklişi, bu korumayı her dil ve kültür kadar Laz dili ve kültürünün de hak ettiğini dile getirerek, “Atılan adımların sadece AB’ye uyum sürecinde ve bu amaçla değil halkın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda samimi şekilde yapılacağını ümit ediyoruz. Biz Laz aydınları bunun için yıllardır mücadele ederken artık devletin de dil ve kültürümüzün yaşatılması ve yok olmaması için gereken özeni gösterip desteğini esirgemeyeceğine olan inancımızı canlı tutmak istiyoruz” dedi.