"" Evet görevlerini yapsınlar hakkımıza dokunmasınlar doğru..Ancak hani aşağı yukarı tükürmek gibi baksak birdee...
Hırsıza yatak odanda müdahele düşünsenize!! Çocuğunuz eşiniz odada siz gelsinde burda müdahele ediimm ben mi diyceksiniz,,ee yada tersinden bakın; aradınn polisi gelin hırsız dedin geldi polis ,senin belki sevmediğin biri bu polis adama oyun oynadın ahaa mülke tecavüz savcı kararı olmadan nasıl girdin hemde karıma vurdun şikayet ettin vs.. polisin düştüü şeye bak,,,yada hırsız ali amcalardan çıkıp size gelicek aa olmaz olay mahali ali amcalardı ordan kovaladık size geldiii yasal olarak giremeyiz bi gidip karar alıp gelelim dedi,,yada çantada bi ton bomba taşıyan kadına açınız denicek aa hayırr ne münasebet git arama kararı al bakimm mi denicek..tersiinden bakalım çantada özel iki parça bişi var çamaşır belki açmak istemedin hakkın olarak açamazsın dedin..??Yani iki taraftanda bakınca iş kötü hani obj olursak diyorum,,,Yani alınan ceza ve kararlar belkide o kadar eşitlikci ve mantıklı değil ""
Özelde "adli ve önleme aramaları yönetmeliği"nde genelde ise 2005 de değişen eski adı "CMUK" yeni adı "CMK" olan kanunda düzenlenen Kişisel hak ve özgürlüklerle ; toplumun genel faydaları arasında tercih yapılmasını gerektiren ve hiç bir şekilde orta çizgisi olmayan bir durumdur bu bahsettikleriniz.
Bu konu hakkında benimde zikredeceklerim mevcut
Eskiden polisin daha doğrusu kolluğun arama, gözaltı vs uygulamalarında daha fazla takdir ve yetki kullanması sözkonusuydu. Ama daha sonraları bu durumun çok fazla inikasları ve komplikasyonları olunca bu yetkiler hakim ve savcılara devredildi. Ve hiç kimsenin hiçbir zaman memnun olmadığı bu konu iyice çetrefilleşti.
Yatak odasına giren hırsız muhabbeti ilk özcan denizle 2005 de başlamıştı. Demek istiyordu ki "polisin jandarmanın yetkisi kısıtlandı, özel için genelin faydası hiçe sayıldı". Daha sonra yerinde bulunamayan, yada ulaşılamayan hakim-savcılar nedeniyle yakalanamayan ve kaçan kişilerden bahsedildi. Çünkü kolluk doğru dürüst yönetmeliği okumamıştı ve yetkilerinden-yapması gerekenlerden bihaberdi. Ve hemen akabinde emniyet genel müdürü sözcüsü ismail çalışkan bey tvye çıkıp, haftalık bildiriminde bulunurken kolluğun bu yetkilerinin alınarak hakim-savcıya verilmesinin doğru olmadığını , yetkilerin yeniden tanzimini yeniden istediklerini alenen ifade etti.Yani arama kararı vs beklenilmeden polis duruma el koyabilecekti.
Peki neden bu aşamaya gelindi; 12 eylül 1980 den sonraki apolitizasyon sürecinde, toplumun haklı-haksız tepkilerden izole edilmesinin ve kuzu haline getirilmesinin yegane yolu kolluğun her türlü yetkiyle donatılması ve bir nevi polis devletin amir hükümlerince hareket etmesiydi ki böylede oldu. Ama bir şey vardı; bizde ki kolluğun çoğu ilkokul ve ortaokul mezunuydu. Zaten "Asarım keserimci" olan bu güruha bu yetkilerde verilince, bunlar hepten azıttı.
Sonra düzenlemelerle bu yetkiler azaltıldı. Ama kolluk hala aynı kollukdu. kamu yararını bahane edip vatandaşa eziyete devam ediyorlardı. Meşhur istanbul beyoğlu ekipler amiri hortum süleyman işte bu dönemde namlandı.Hortum süleyman, karakola adres sormak için girenleri bile içeri alıp kendi tabiriyle ıslatmadan bırakmıyordu. Ancak bu şekilde beyoğlunun ve görev yaptığı diğer yerlerin yola geleceğine inanıyordu. Ve hortum amir gibi pek çok polis-subay-astsubay sıfatında ki kolluk amiri halka bu şekilde davranmaya başlayınca ve şikayetler artınca, yetkileri hakime-savcıya devredildi.
Kolluk eskisi kadar rahat hareket edemiyor, izin almak ağırına gidiyor, asliye ceza hakimiyle , c.savcısıyla uğraşmak istemiyor ama bu durumu bu hale getirende kendisidir.
Çanta valiz mevzuuna gelince ; bölgede askerlik yapanlar bilirler, her 60-70 km bir arama noktaları vardır. Noktaya gelince kuyruğa girer sıranın size gelmesini beklersiniz. Aynı boğaz köprüsünde ki kuyruklar gibi.. Etrafta onlarca silahlı adam vardır, BTRlerin kobraların namluları ve içerideki gözler aracınıza dönüktür.Sıra size gelince kimlik-ehliyet-ruhsat beyan edip aracınızı ellerine bırakırsınız. İçine , torpidoya, paspasın altına, koltukların altına, bagaja, stepneye, valizinizin içine tek tek bakarlar. "Gidebilirsin,z" derler, siz valizi toplayıp, kapıları kapatıp devam eder ve 70 km ileride ki noktada tekrardan aynı şeyleri yaşarsınız.
Şayet siz kanuna saygılı, devletini-milletini seven biriyseniz bu durum sinirlerinizi zorlar, kızarsınız.. Ama bu yapılanlar vatan haini şerefsizler, kaçakçılar ve namussuzlar için korkulu bir rüyadır. Çünkü bu noktalarda hergün onlarca silah, tonlarca kaçak madde, uyuşturucular, teröristler, arananlar vs vs yakalanır.
Kolluk işini kanuna göre yapar. kanunu bilir ve tanırsanız hiç bir problem kalmaz.