79 model renonun arka fren balataları değişecek Yibanın arkasında bir şerefsiz ile anlaştık. Şerefsiz tamam ben değiştiririm dedi. Tam fiyatta anlaştık. Neyse balatalar söküldü yeni balatalar çakıldı çakan yerde hemen yakın yerde. Neyse iş bitti ben takan şerefsiz evladına parayı verdim. Oradan uzaklaştım aradan sanırım bir yada iki aylık bir zaman geçti. Yine sanayiye yolum düştü. Tam arabadan indim adamın biri yakama yapıştı ayıp değil mi arkadaş aldığın malzemenin parasını vermeden gittin dedi.
Ulan resmen mala döndüm. Düşünüyorum ben bu adamı görmedim bile bak hemşerim ben senden ne parça aldım nede sana iş yaptırdım dedim. Adam benden o kadar emin ki ya sen bir kaç önce arabanın arka balatalarını değiştirmedin mi dedi. Evet dedim iyi de değiştirdiğin balataların parasını niye ödemeden gittin dedi...
Ohaaaaaaaaaa
Ya güzel kardeşim ben parasını takan o şerefsize verdim dedim. Neyse adamla bir olduk dükkanına gittik. Adam bu şerefsizi aradı adam geldi ama renk kıpkırmızı oldu. Parçacı bu adam sana parayı verdim diyor dedi. Verdi mi? vermedi mi? bizim şerefsiz kem küm etmeye başladı. Sadece verdi mi? vermedi mi? diye bir daha sordu. Adam aldım demez mi?
O sırada bir henkame koptu hava da küllükler filan uçuşuyor resmen. Neye uğradığımı şaşırdım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra adam parçacı özür diledi ama dilese ne...
Adama dedim kardeşim kaç para ise söyle bir daha vereyim dedim. Adamlar almadı ama adamlar da çok fena bozuldu çay iç çorba iç deseler de durumuyum orada?
Bu adamlar birbirlerini dolandırmaktan geri kalmadıktan sonra benim gibi müşteriye ne yapar? artık siz düşünün...
Ulan resmen mala döndüm. Düşünüyorum ben bu adamı görmedim bile bak hemşerim ben senden ne parça aldım nede sana iş yaptırdım dedim. Adam benden o kadar emin ki ya sen bir kaç önce arabanın arka balatalarını değiştirmedin mi dedi. Evet dedim iyi de değiştirdiğin balataların parasını niye ödemeden gittin dedi...
Ohaaaaaaaaaa
Ya güzel kardeşim ben parasını takan o şerefsize verdim dedim. Neyse adamla bir olduk dükkanına gittik. Adam bu şerefsizi aradı adam geldi ama renk kıpkırmızı oldu. Parçacı bu adam sana parayı verdim diyor dedi. Verdi mi? vermedi mi? bizim şerefsiz kem küm etmeye başladı. Sadece verdi mi? vermedi mi? diye bir daha sordu. Adam aldım demez mi?
O sırada bir henkame koptu hava da küllükler filan uçuşuyor resmen. Neye uğradığımı şaşırdım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra adam parçacı özür diledi ama dilese ne...
Adama dedim kardeşim kaç para ise söyle bir daha vereyim dedim. Adamlar almadı ama adamlar da çok fena bozuldu çay iç çorba iç deseler de durumuyum orada?
Bu adamlar birbirlerini dolandırmaktan geri kalmadıktan sonra benim gibi müşteriye ne yapar? artık siz düşünün...