başın sağolsun sevda allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Sitemizi ana ekranınıza bir web uygulaması olarak nasıl yükleyeceğinizi görmek için aşağıdaki videoyu izleyin.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda kullanılamayabilir.
Hangi aydı anımsamıyorum ama yine böyle sıcak bir yazdı 1995 lerdeydik o zamanlar.Daha çocuktu yüreklerimiz ve bedenlerimiz ve tabiî ki aklımız.Seni eski evinizin oturma odasında sesli müzik dinlerken tanımıştım.Ablan ve ben en büyük acıları yaşıyoruz zannederek dertleşiyorduk çocuk bakışlarımızın altında derin derin konuşarak.Kimbilir o zamanlar sen yanımızda neler düşündün ve nelere üzülüyordun.Her geldiğimde yıllar sonrada olacağı gibi fallarımız için kapattırdık fincanlarımızı.Bana o zamanlarda da derdin sonrada hep dedin herkesi dinleme bu içindeki insanların dertleri sıkıntıları ile içimi sıkıyorsun..Offf demelerin kulaklarımda halen..Yıllar geçti beraber büyüdük.Bir sevgi yada aşk bilmiyorum içindeki tanımı ne idi ,yaşadığını sen bana ben sana fallarda söylediklerimizi yorumlayarak anlattık.
Bir zaman sonra içindeki ukte ve görüntünde eksiklik zannetiğin, ama kocaman iyi yüreğinle fazla bile olduğunu bilmediğin kolundaki sakatlık için ameliyat oldun.Ablanla kavgalarınız sürdü o sana zarar gelsin istemediğini anlatamadı sense içindeki bir umutda olsa denemek istediğini anlatamadın.Zaten en sevdiklerimizi kırmazmıyız daha çok…Çok ince çizgide sevginizi hırpalayarak geçirdiniz o dönemler ki son günlerde elleriniz gözleriniz birbirinden hiç kopmadı kan bağınızdan ötesi bir bağlılıkla veda ettin ablana…
Bir sene mayıs ayının o güzel esintisine kapılarak hadi Esenim gidelim dedim beraber iyot yosun kokusuna doğru koşa koşa gittik..Hayatımız boyunca unutulmaz tatilimizde yüreğine yaklaşmanın sıcaklığı ile seni daha iyi tanıma fırsatı edindim.Sevda pozları dediklerini sana o sene sonunda öğretip bana söylediğine göre hayatının en fazla fotoğrafını çektik.Yüreğindeki iyi niyeti tanıdığımda o yaşına rağmen sende ne kadar saf bir çocuk beslediğini hayretler içinde gördüm! Bir gece kaleye çıktık bir kaç biranın da bize sağladığı o güzel açık yüreklerimizi ortaya dökerek Sezen den ve Aşkın Nur Yengiden eskimize bize aitlerden söyledik.Ay denize vurmuş ve gece yüreklerimizin karanlığını ortaya dökecek kadar karartmıştı her yeri..O mehtaba o doğa harikasına gözlerin o kadar derin bakıyor ve o kadar mutlu gülümsüyordunki o anı fotoğraflayamadığım için şimdi ne kadar pişman içim,, nasıl anlatabilirim ki kelimelerle…Her kötü olayı yaşadığını ve mutsuz olduğunu düşünen ablan ve kardeşine aslında ne kadar küçük şeylerin seni mutlu ettiğini belki gösterebilirdim o zaman.Eğer ki buralarda isen ve bizleri izliyorsan o gülümsemenle seni herkesin ne kadar sevdiğini ve güzel yüreğinin seni zannetiğinin tersine ne kadar güzel kıldığını görüp buna dünyanın ne mutlu insanı gibi gülümsediğini biliyorum.Seni Seviyoruz bunu şimdilerde görüp izleyip bilmeni umut ediyorum.
Bir ağustos ayında yine hadi Esenim diye bir galeyanla mersine yazlığa gittiğimiz o zamanlar kalkacak halin olmamasına rağmen hasta halinle ben koşturuyorum yoruluyorum diye düşünerek(ah be ince ağrı yüreklim her şeyi düşünecektin illaki böyle değimli ) o yazlığın merdivenlerini inip ağrılarına rağmen mutfakta yanımda idin..Sahilde bile aman çok kararmayım fobine rağmen yalnız bırakmadın bir kez şikayet etmedin, tıpkı o acıların için morfinleri alırken ben iyiyim demelerin gibi..Bir kez şikayet etmedin hep başkalarına kötü yansımamayı onları üzmemeyi seçerek iyiyim diyerek bir kez şikayet etmedin!!
Hangi birini yazayım be Esenim gelin çiçekleri ile süslü tabutunun çevresinde herkesin sessizce anlattığı o güzel insana dair hangi birini anlatabilirim ki ben…İçine afakanlar bastıran fallarımı seni sıkmasına rağmen geri çevirmeden bakmanımı, her seferinde senden sonra evlenicem biliyorum hissediyorum diyerek bir çocuk yapma hayalinimi,,odanda sigara molalarımızda uzaktan büyük bir anlayışla gözlemleyerek baktığın yaşadıklarımızı yorumlamanımı,,kendine göstermediğin anlayışı bizlere gösterdiğinimi, hissetiğinde çıkan her bir olayımı,,havuz günlerimizi mi ,,beypazarında o kahkaha dolu mutlu saatlerinimi, doğaya hayran senin küçük basit mutluluklarınımı,,her gittiğimiz yerden arkandan ne kadar iyi niyetli denilen yansımanımı ,,teyzene dair taklitlerinimi ben şimdi hangi birini içimdeki tarifleri ile anlatayım be Gülüm..
Daha hiçbir şey belli değil ken biz daha seni bizden alacak illeti daha bilmiyorken beni arayarak ölüm ayını tayin eden rüyanı anlattığın gün bunu iyiye yormayı yeğleyen seni kaybetmekten korkan bizler senin buralardan gitmenin ne anlamana geldiğini bilmiyormuşuz ..bilememişiz…Bu acının nasıl br şey olduğunu o zaman tayin edemezmişizde...Rüyanda; dut ve kiraz yediğini ve dayın ile teyzenin sana su vermedğini gördün..Ve sen kiraz mevsimi bitimi ve dut mevsiminde en son dayını görerek son nefesini verdin…3 ay o korkunç hastane günlerinde kiraz ve dut mevsimi ne zaman diyen dostum canım Elifimin korkulu endişeli gözlerine bakamadım ve o günlerde hastane önünde incir ağacı değilsede o ağaçlar altında yorgunluktan bitap çimenlerde sızan ablanın katı inleten o inlemelerinin ne anlama geldiğini bildiğini bilerek hem sana hem ailene sabır için dua ettim..Günlerce benimle bizimle seni tanıyan tanımayan herkes dua ettik..Gecelerin ağır geçti gündüzlerin ise morfinlerle uyku ile uyumak arasında ve sen hep acı içinde kıvrandın ama bilincinin açık olduğu her an her zaman iyiyim diyerek kimseyi üzmek istemedin ve en ayık en güçlü diyebildiğin bir öğlen herkesten özür diledin arayamadığın için.Ne temiz bir yürektir Allahım onca şeyi yaşadın ve yine başkalarını düşündün..Hepimizin içinde bir boşluk bıraktın be Gülüm..Sana seni anlatmayı seni yaşadığımız o güzel halinle sana göstermeyi ne kadar isterdik..Umarım bunu biliyorsun bilerek veda ettin umarım!
Sol yanımız ağrıdı Esenim tam 3 ay..Sol yanımızda bir ağırlıkla seninle olmaya çalıştık acılarını ne kadar bildik anladık bilmem ama o sol yanımızı şimdi tarifsiz bir boşlukta…
O boşluk şimdi bizimle değilsede sol yanındaki en güzel şeyle bir yerlerde biliyorum..Hakketiğin yerdesindir ve mutlusundur umarım..Kanatsız meleğim şimdi kanatlarınla en sevdiğin mavilerdesindir inşallah…Deniz üstünde ve gökyüzünde..Sana senin gibi olmasada gülümseyeceğim hep o maviliklere bakarken arkadaşım-kardeşim…SENİ SEVİYORUM ve asla UNUTMAYACAĞIM…
(Gökyüzü bu gün ağlıyor benim gibi sana senin yokluğuna Güzel İnsan)
Hangi aydı anımsamıyorum ama yine böyle sıcak bir yazdı 1995 lerdeydik o zamanlar.Daha çocuktu yüreklerimiz ve bedenlerimiz ve tabiî ki aklımız.Seni eski evinizin oturma odasında sesli müzik dinlerken tanımıştım.Ablan ve ben en büyük acıları yaşıyoruz zannederek dertleşiyorduk çocuk bakışlarımızın altında derin derin konuşarak.Kimbilir o zamanlar sen yanımızda neler düşündün ve nelere üzülüyordun.Her geldiğimde yıllar sonrada olacağı gibi fallarımız için kapattırdık fincanlarımızı.Bana o zamanlarda da derdin sonrada hep dedin herkesi dinleme bu içindeki insanların dertleri sıkıntıları ile içimi sıkıyorsun..Offf demelerin kulaklarımda halen..Yıllar geçti beraber büyüdük.Bir sevgi yada aşk bilmiyorum içindeki tanımı ne idi ,yaşadığını sen bana ben sana fallarda söylediklerimizi yorumlayarak anlattık.
Bir zaman sonra içindeki ukte ve görüntünde eksiklik zannetiğin, ama kocaman iyi yüreğinle fazla bile olduğunu bilmediğin kolundaki sakatlık için ameliyat oldun.Ablanla kavgalarınız sürdü o sana zarar gelsin istemediğini anlatamadı sense içindeki bir umutda olsa denemek istediğini anlatamadın.Zaten en sevdiklerimizi kırmazmıyız daha çok…Çok ince çizgide sevginizi hırpalayarak geçirdiniz o dönemler ki son günlerde elleriniz gözleriniz birbirinden hiç kopmadı kan bağınızdan ötesi bir bağlılıkla veda ettin ablana…
Bir sene mayıs ayının o güzel esintisine kapılarak hadi Esenim gidelim dedim beraber iyot yosun kokusuna doğru koşa koşa gittik..Hayatımız boyunca unutulmaz tatilimizde yüreğine yaklaşmanın sıcaklığı ile seni daha iyi tanıma fırsatı edindim.Sevda pozları dediklerini sana o sene sonunda öğretip bana söylediğine göre hayatının en fazla fotoğrafını çektik.Yüreğindeki iyi niyeti tanıdığımda o yaşına rağmen sende ne kadar saf bir çocuk beslediğini hayretler içinde gördüm! Bir gece kaleye çıktık bir kaç biranın da bize sağladığı o güzel açık yüreklerimizi ortaya dökerek Sezen den ve Aşkın Nur Yengiden eskimize bize aitlerden söyledik.Ay denize vurmuş ve gece yüreklerimizin karanlığını ortaya dökecek kadar karartmıştı her yeri..O mehtaba o doğa harikasına gözlerin o kadar derin bakıyor ve o kadar mutlu gülümsüyordunki o anı fotoğraflayamadığım için şimdi ne kadar pişman içim,, nasıl anlatabilirim ki kelimelerle…Her kötü olayı yaşadığını ve mutsuz olduğunu düşünen ablan ve kardeşine aslında ne kadar küçük şeylerin seni mutlu ettiğini belki gösterebilirdim o zaman.Eğer ki buralarda isen ve bizleri izliyorsan o gülümsemenle seni herkesin ne kadar sevdiğini ve güzel yüreğinin seni zannetiğinin tersine ne kadar güzel kıldığını görüp buna dünyanın ne mutlu insanı gibi gülümsediğini biliyorum.Seni Seviyoruz bunu şimdilerde görüp izleyip bilmeni umut ediyorum.
Bir ağustos ayında yine hadi Esenim diye bir galeyanla mersine yazlığa gittiğimiz o zamanlar kalkacak halin olmamasına rağmen hasta halinle ben koşturuyorum yoruluyorum diye düşünerek(ah be ince ağrı yüreklim her şeyi düşünecektin illaki böyle değimli ) o yazlığın merdivenlerini inip ağrılarına rağmen mutfakta yanımda idin..Sahilde bile aman çok kararmayım fobine rağmen yalnız bırakmadın bir kez şikayet etmedin, tıpkı o acıların için morfinleri alırken ben iyiyim demelerin gibi..Bir kez şikayet etmedin hep başkalarına kötü yansımamayı onları üzmemeyi seçerek iyiyim diyerek bir kez şikayet etmedin!!
Hangi birini yazayım be Esenim gelin çiçekleri ile süslü tabutunun çevresinde herkesin sessizce anlattığı o güzel insana dair hangi birini anlatabilirim ki ben…İçine afakanlar bastıran fallarımı seni sıkmasına rağmen geri çevirmeden bakmanımı, her seferinde senden sonra evlenicem biliyorum hissediyorum diyerek bir çocuk yapma hayalinimi,,odanda sigara molalarımızda uzaktan büyük bir anlayışla gözlemleyerek baktığın yaşadıklarımızı yorumlamanımı,,kendine göstermediğin anlayışı bizlere gösterdiğinimi, hissetiğinde çıkan her bir olayımı,,havuz günlerimizi mi ,,beypazarında o kahkaha dolu mutlu saatlerinimi, doğaya hayran senin küçük basit mutluluklarınımı,,her gittiğimiz yerden arkandan ne kadar iyi niyetli denilen yansımanımı ,,teyzene dair taklitlerinimi ben şimdi hangi birini içimdeki tarifleri ile anlatayım be Gülüm..
Daha hiçbir şey belli değil ken biz daha seni bizden alacak illeti daha bilmiyorken beni arayarak ölüm ayını tayin eden rüyanı anlattığın gün bunu iyiye yormayı yeğleyen seni kaybetmekten korkan bizler senin buralardan gitmenin ne anlamana geldiğini bilmiyormuşuz ..bilememişiz…Bu acının nasıl br şey olduğunu o zaman tayin edemezmişizde...Rüyanda; dut ve kiraz yediğini ve dayın ile teyzenin sana su vermedğini gördün..Ve sen kiraz mevsimi bitimi ve dut mevsiminde en son dayını görerek son nefesini verdin…3 ay o korkunç hastane günlerinde kiraz ve dut mevsimi ne zaman diyen dostum canım Elifimin korkulu endişeli gözlerine bakamadım ve o günlerde hastane önünde incir ağacı değilsede o ağaçlar altında yorgunluktan bitap çimenlerde sızan ablanın katı inleten o inlemelerinin ne anlama geldiğini bildiğini bilerek hem sana hem ailene sabır için dua ettim..Günlerce benimle bizimle seni tanıyan tanımayan herkes dua ettik..Gecelerin ağır geçti gündüzlerin ise morfinlerle uyku ile uyumak arasında ve sen hep acı içinde kıvrandın ama bilincinin açık olduğu her an her zaman iyiyim diyerek kimseyi üzmek istemedin ve en ayık en güçlü diyebildiğin bir öğlen herkesten özür diledin arayamadığın için.Ne temiz bir yürektir Allahım onca şeyi yaşadın ve yine başkalarını düşündün..Hepimizin içinde bir boşluk bıraktın be Gülüm..Sana seni anlatmayı seni yaşadığımız o güzel halinle sana göstermeyi ne kadar isterdik..Umarım bunu biliyorsun bilerek veda ettin umarım!
Sol yanımız ağrıdı Esenim tam 3 ay..Sol yanımızda bir ağırlıkla seninle olmaya çalıştık acılarını ne kadar bildik anladık bilmem ama o sol yanımızı şimdi tarifsiz bir boşlukta…
O boşluk şimdi bizimle değilsede sol yanındaki en güzel şeyle bir yerlerde biliyorum..Hakketiğin yerdesindir ve mutlusundur umarım..Kanatsız meleğim şimdi kanatlarınla en sevdiğin mavilerdesindir inşallah…Deniz üstünde ve gökyüzünde..Sana senin gibi olmasada gülümseyeceğim hep o maviliklere bakarken arkadaşım-kardeşim…SENİ SEVİYORUM ve asla UNUTMAYACAĞIM…
(Gökyüzü bu gün ağlıyor benim gibi sana senin yokluğuna Güzel İnsan)
allah sizede sabır versin zor gerçektenBaşın sağolsun tekrardan Sevda benimde 2 gün önce 16 mart 2008 de trafik kazasında vefat eden kardeşimin doğumgunuydu ona şöyle birşey yazdım buradada paylaşmak istedim;
Duyamadığım sesini özledim
Bana söz verişlerini
Zor zamanımda yanımda olmanı
Hiç unutamadığım şakalaşmaları
Senle gözgöze gelince gülüşmelerimizi özledm
Bitmesini istemediğim beraber kurduğumuz düşlerimi...
Sonu sevgi sözcükleriyle biten konuşmalarımızı
Eskisi gibi olmayı özledm
Şu an içimden gecen
İstediklerimi söylemeyi özledm
Haykırışlarımı bildiren...
Yanında olmak isterdim
Özledimlerle yetinmemek
BUGUN DOĞUMGÜNÜNDE NİCE SENELERE DİYEBİLMEK İSTERDİM
Seni özlemek isteyerek hasret çekmek
Garip dünyada,beklemek gibi bir şey aslında
Seni özlemek içindekileri yazıya dökmek fotoğraflara bakmak gibi bir şey.
HUZUR İÇİNDE UYU SEVENLERİN SENİ HEP ÖZLÜYOR!!!
25.09.1986 -16.03. 2008