Ya arkadaşlar, Paul Walker diğer Hollywood oyuncularından ayrı kategorideydi. Dünyanın birçok yerinden hayranı vardı ama öyle bir hayranlık ki, tipik sıradan değil, gönülden sevgi/saygı şeklinde. Cunku Walker gerçek hayatta son derece normal, mülayim biri olmasıyla herkesin dikkatini çekiyordu. Havasından geçilmeyen kendini bi b*k sanan sıradan bir ünlü değildi yani.
Zaten kendisini anlatırken, doğayı denizi, gezmeyi seven, yardım işleri yapmaktan hoşlanan, geriye kalan zamanda da aktörlük yapan biriyim demiş. Yardım işlerini ise sadece medyada görünmek, vs. için değil gerçekten içinden geldiği için yapıyordu. Öyle birşey ki, ölüp gideceği su dünyada hep kendine, hep kendine değil, kendine gelenleri başkalarına, yardıma muhtaçlara bırakmak ona huzur veriyordu ki bu hangi ülke, hangi din, ırktan olursa olsun tartışmasız çok güzel bir meziyettir.
Ben Walker'ı ölmeden önce zaten yakınen takip ediyordum. Internetteki sayfamda onun yavru kaplan ve aslanlarla çekildiği resimleri yayınlamıştım. Çok güzel karelerdi. Filmlerinde dikkat edin, gerçek hayattaki mütevaziliği, insancıllığı yansır. Fast & Furious serisi zaten biraz da insanların o yönüne vurgu yapan bir seridir.