Bir önceki aracım 2008 Astra 1.6 benzinli, manuel(hb), gümüş gri idi(sıfır aldım, 40000 de sattım). Aldığım yeni araç ise; Nerede ise eskisinin ikizi, tek fark bunun dizel olması.
İlk gözüme çarpanları söyleyeyim: işçilik bir öncekine göre çok daha iyi( 2010-2011 classic III'lerin Alman yapımı olmasının bunda etkisi var, İçerideki tıkırtılar kesilmiş ve ince işçilik öncekilerden çok daha iyi).
Önceki aracımın lastiği nct5(goodyear) idi. Bu sefer ki continental. İki lastiğin arasında çok fark var. Sürüş esnasında yol sesi kalmadı desem abartı olmaz. Continentaller yola daha İyi tutunuyor, yumuşak ve çabuk ısınıyor. Diğer lastiğimin odun olduğunu anlamış oldum böylece.
Aracın şanzumanı farklı(6 ileri). Bendeki 1.6 benzinlinin 5 ileri şanzumanı ile zerre alakası yok. Önceki araçta beni sinir eden, geri vitese geçerken ki cartlama bunda yok. Vites aralıkları daha kısa, geçişler gayet yumuşak. Tekerler ilk hareketi aldıktan sonra(bile) 1. vitese zorlanmadan geçebiliyor(benzinlide teker döndü mü; ikinci vites demekti, dizeldeki ise tipik ağır vasıta vitesi).
Dışarıda bakınca birbirinin aynı olan iki aracın(1.6 benzini ve 1.3 cdti) kullanım ve yol tutuşunun bu derece farklı olması beni çok şaşırttı. Şanzumanı gibi aracın sürüş tarzı da düşük devirli büyük araçlara çok benziyor. Araç: (sanki) benzinlisinden 500 kg daha ağırmış gibi hareket etmekte. Olumsuz yönde değil bu hareket ediş.
Rafine kullanımı inanılmaz zevkli. Kısa bir alışma süresi gerekiyor. Buradaki alışma süresinden kasıt herkesi yanıltıyor. Alışılacak olan: 1.3 motor değil, ağır vasıta sürüşüne alışmak. Düzde ve iniş aşağı giderken; aracın ağırlığını, rampa çıkarken; bol gaz vererek gücünü kullanmak.
Piyasadaki teyyareden onlarca dizelin, benzinliden hiçbir farkı yok. Asfalta basmadan giden araçlar bunların tümü. Anlayacağınız iki ayrı tarz var, Astra dizel ve diğerlerinin kullanımı şeklinde. Astra ağır taşıt hüvviyetinde, diğerleri ise oyuncak araba.
Tabii bu tarz bir araç insanı ş.içinde diğer gruptakilerine nazaran daha fazla yormakta. Heryere zıplayayım bunda yok. Sürat arttıkça avantajı ortaya çıkıyor, yavaşladıkça dezavantajı.
Aynı güzergahı kullanmaya devam ediyorum. Bir önceki benzinlide bu güzergahta 100 km de(diğer tüm şartlar aynı) 11 lt "benzin" harcıyordum, bunda ise 8,7 lt "mazot" harcamaktayım.
Uzun yıllardan bu yana araç kullandığım için detayları daha çabuk farkedebiliyorum(otobüs ve kamyon dahil bu araçlara).
Özetlemek gerekirse: lastik değişiminin sürüşü ve yolculuğu çok rahatlatmış olduğu, işçiliğinin 2004 den bu yanakilerin en iyisi olduğu, motorun aracı her viteste iyi taşıdığı fakat bu taşıma tarzı için sürüş alışkanlığının değişmesi gerektiği, sorun çıkarabilecek ilk parçanın debriyaj ve müştemilatı olacağı, asla geriye kaldırılmamasının gerektiği, donanım seviyesinin çok iyi bir yerde olduğu ve bununda sürüşe çok katkı sağladığıdır. Yan aynaların büyütülmüş olması da çok faydalı olmuş.
Araç, benim garipsemediğim hatta sevdiğim bir sürüş ve yürüyüş tarzına sahip. Şanzuman bana göre 10 numara. Yakıt yok seviyesinde.
Sorunsuzlukta, benzinli 115'liğimi geçip-geçemeyeceğini ise zaman gösterecek.