Uzun bir bekleyiş sonrası polo fiyat ve donanımlarını görünce modifiyemde yazdığım yazıdır..
Polo ve Türkiye
Yıl 2002. Küçük sınıfa bomba gibi düşen yeni polo bir üst sınıfı zorlayan donanımı ve boyutlarıyla sahnede. Aracın comfortline donanımında 4 h.yastığı, abs, far ve yağmur sensörleri otomatik klima, 4 cam elektrikli, sustalı anahtar, arka frenler disk, arka kol dayama, ışıklı makyaj aynaları, ışıklı kapılar hatta yükseklik ayarlı spor ön koltuklar bile var. highline donanımı ise golf’e kafa tutan donanımlara sahip: comf+ ESP , TCS , koltuk ısıtma, 16" jantlar vs..
Ve zaman geçer 2002,2003,2004,2005 olur. Polo makyajlanır ve iç mekan kalitesi düşer, tavan kaplama malzemesi bile değişir, donanımı azalır. Doğuş oto abs'si bile olmayan polo'ları insanların canına çeker. İnsanlar da hiç korkmadan gelir, abs'si olmayan 1.4 75 hp'lik polo'lara ford focus fiyatlarıyla milyarlarca lira verir ve neler kaybettiklerinden habersiz ya da haberli ama ne de olsa VW'ye biniyorum diye gider. VW ise onlara türkiye'de temsilciliği bile bulunmayan MATADOR marka lastikleri olan polo'ları satmanın keyfi içindedir. Araç VW'ye ve bir çok kimseye göre sözde sınıfının lideridir. 2002'deki donanımlarından eser kalmamış , kan kaybetmiş , matador lastikli bir polo...
Ve yıllar geçer 2010 yılı gelir . 2002'deki polo'nun üzerinden tam 9 model yılı geçmiştir. Küçük sınıftaki rakipleri adaptif farlardan,perde ve diz havayastıklarına , yokuş kalkış asistanlardan , navigasyon sistemlerine, hi-fi müzik sistemlerinden, hız sabitleyicilere kadar onlarca donanım sunmaktadır. Polo eskimiştir ve nihayet yenisi satışa çıkmıştır. Fakat sonuç donanım ve fiyat olarak hayal kırıklığıdır, dağ fare doğurmuştur. Doğuş oto fiyat/ donanım dengesinin bu kadar önem kazandığı, rekabetin bu kadar arttığı bir dönemde, 2010 model yılında 1999 model polo donanımına sahip bir aracı satmaya başlamıştır. Yan ve perde hava yastıkları, elektronik sürüş yardımcıları, deri direksiyon, otomatik klima , yol bilgisayarı gibi olmazsa olmaz donanımların esamesi okunmamaktadır ve fiyat yine çok yüksektir.. VW küçük sınıf müştersiyle resmen dalga geçmektedir. Ama vw için korkacak bir şey yoktur, insanlar yine koşacaktır , 2 havayastıklı polo'yu almak için sıraya girecektir..
Ama burası Türkiye'dir VW'de bir şeylere güvenmektedir elbette. Otomobil kültürü olmayan, araştırmadan "yaw onlar da hemen dağılıyormuş , kaynımgil geçen şahine çarpmış şahinde hiçbir şey yok, onlarınkinin önü dağılmış"'dan aracın güvenlik seviyesi hakkında yorum yapan yüz binlerin , emniyet kemeri uyarıcısını susturmak için kemer tokası takanların olduğu, Yüz bin tl'lik aracına ucuzundan olsun diye garip markalı lastikleri takan sürücülerin olduğu , sürücü kurslarında bu devirde "platin meme yaparsa zımpara ile temizlenir " bunu bilmiyorsan sürücü olamazsın diye ezberci bir eğitimin olduğu ülkedir. ESP, BAS , TCS , ABS gibi sistemleri tanımayan , öğrenmeye bile çalışmayan insanların yeridir burası. Bebeklerin anne kucaklarında ön koltuğa hava yastığının bir karış yanına konduğu ülkedir. Gündüzleri far açık kullanınca farını kapa diye işaret yapan, normal zamanlarda ön ve arka sis farları açan binlerce sürücünün dolandığı ülkedir burası. 2 ay beklememek için hazırda olan rengini donanımını sevmediği, seçmediği araca 250 bin tl'yi gözünü kırpmadan araca verip daha kapıdan çıkmadan ya keşke içi siyah olsaydı diyenlerin ülkesidir.Yaya gecidinde bekleyen insanların karşıdan karşıya geçmeye korktuğu , 15 merdiven çıkmamak için üst geçidin altında araba çarpanların ülkesidir. En ufak bir yağmurda dolan altgeçitlerin olduğu , başkentinin en seçkin semtinde bile ana caddede 30 cm derinliğinde çukurların olduğu bir ülkedir. Burası Türkiye’dir…
Şimdi siz söyleyin neden bize bizi savrulmalardan, devrilmelerden koruyan ölümlü kazaları %75 azaltan ESP sistemli araçları satsınlar, neden yan ve perde havayastıklarını getirsinler, neden yeni güvenlik donanımlarını türk tüketicisiyle buluştursunlar? Neden bize iyisini layık görsünler ki? Biz önce kendimize iyiyi layık görsek…
ALıntıdır
Z.Deniz DOST
http://www.fordum.net
Polo ve Türkiye
Yıl 2002. Küçük sınıfa bomba gibi düşen yeni polo bir üst sınıfı zorlayan donanımı ve boyutlarıyla sahnede. Aracın comfortline donanımında 4 h.yastığı, abs, far ve yağmur sensörleri otomatik klima, 4 cam elektrikli, sustalı anahtar, arka frenler disk, arka kol dayama, ışıklı makyaj aynaları, ışıklı kapılar hatta yükseklik ayarlı spor ön koltuklar bile var. highline donanımı ise golf’e kafa tutan donanımlara sahip: comf+ ESP , TCS , koltuk ısıtma, 16" jantlar vs..
Ve zaman geçer 2002,2003,2004,2005 olur. Polo makyajlanır ve iç mekan kalitesi düşer, tavan kaplama malzemesi bile değişir, donanımı azalır. Doğuş oto abs'si bile olmayan polo'ları insanların canına çeker. İnsanlar da hiç korkmadan gelir, abs'si olmayan 1.4 75 hp'lik polo'lara ford focus fiyatlarıyla milyarlarca lira verir ve neler kaybettiklerinden habersiz ya da haberli ama ne de olsa VW'ye biniyorum diye gider. VW ise onlara türkiye'de temsilciliği bile bulunmayan MATADOR marka lastikleri olan polo'ları satmanın keyfi içindedir. Araç VW'ye ve bir çok kimseye göre sözde sınıfının lideridir. 2002'deki donanımlarından eser kalmamış , kan kaybetmiş , matador lastikli bir polo...
Ve yıllar geçer 2010 yılı gelir . 2002'deki polo'nun üzerinden tam 9 model yılı geçmiştir. Küçük sınıftaki rakipleri adaptif farlardan,perde ve diz havayastıklarına , yokuş kalkış asistanlardan , navigasyon sistemlerine, hi-fi müzik sistemlerinden, hız sabitleyicilere kadar onlarca donanım sunmaktadır. Polo eskimiştir ve nihayet yenisi satışa çıkmıştır. Fakat sonuç donanım ve fiyat olarak hayal kırıklığıdır, dağ fare doğurmuştur. Doğuş oto fiyat/ donanım dengesinin bu kadar önem kazandığı, rekabetin bu kadar arttığı bir dönemde, 2010 model yılında 1999 model polo donanımına sahip bir aracı satmaya başlamıştır. Yan ve perde hava yastıkları, elektronik sürüş yardımcıları, deri direksiyon, otomatik klima , yol bilgisayarı gibi olmazsa olmaz donanımların esamesi okunmamaktadır ve fiyat yine çok yüksektir.. VW küçük sınıf müştersiyle resmen dalga geçmektedir. Ama vw için korkacak bir şey yoktur, insanlar yine koşacaktır , 2 havayastıklı polo'yu almak için sıraya girecektir..
Ama burası Türkiye'dir VW'de bir şeylere güvenmektedir elbette. Otomobil kültürü olmayan, araştırmadan "yaw onlar da hemen dağılıyormuş , kaynımgil geçen şahine çarpmış şahinde hiçbir şey yok, onlarınkinin önü dağılmış"'dan aracın güvenlik seviyesi hakkında yorum yapan yüz binlerin , emniyet kemeri uyarıcısını susturmak için kemer tokası takanların olduğu, Yüz bin tl'lik aracına ucuzundan olsun diye garip markalı lastikleri takan sürücülerin olduğu , sürücü kurslarında bu devirde "platin meme yaparsa zımpara ile temizlenir " bunu bilmiyorsan sürücü olamazsın diye ezberci bir eğitimin olduğu ülkedir. ESP, BAS , TCS , ABS gibi sistemleri tanımayan , öğrenmeye bile çalışmayan insanların yeridir burası. Bebeklerin anne kucaklarında ön koltuğa hava yastığının bir karış yanına konduğu ülkedir. Gündüzleri far açık kullanınca farını kapa diye işaret yapan, normal zamanlarda ön ve arka sis farları açan binlerce sürücünün dolandığı ülkedir burası. 2 ay beklememek için hazırda olan rengini donanımını sevmediği, seçmediği araca 250 bin tl'yi gözünü kırpmadan araca verip daha kapıdan çıkmadan ya keşke içi siyah olsaydı diyenlerin ülkesidir.Yaya gecidinde bekleyen insanların karşıdan karşıya geçmeye korktuğu , 15 merdiven çıkmamak için üst geçidin altında araba çarpanların ülkesidir. En ufak bir yağmurda dolan altgeçitlerin olduğu , başkentinin en seçkin semtinde bile ana caddede 30 cm derinliğinde çukurların olduğu bir ülkedir. Burası Türkiye’dir…
Şimdi siz söyleyin neden bize bizi savrulmalardan, devrilmelerden koruyan ölümlü kazaları %75 azaltan ESP sistemli araçları satsınlar, neden yan ve perde havayastıklarını getirsinler, neden yeni güvenlik donanımlarını türk tüketicisiyle buluştursunlar? Neden bize iyisini layık görsünler ki? Biz önce kendimize iyiyi layık görsek…
ALıntıdır
Z.Deniz DOST
http://www.fordum.net
Son düzenleme: