Mazda 3 - Opel Astra

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan AksngR
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Hangisi


  • Kullanılan toplam oy
    52
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
ya cevabı verdin işte zaten.. sen galiba şey sanıyorsun astra sadece 1.3 motor üretiyor toyota gibi :D öyle birşey yok.. bizim 1.4T, 1.3Cdti, 1.6 16V, 1,6T, 2,0T 1.7Cdti gibi motor seçeneklerimiz var..

Yahu allah aşkına fiat panda en iyi araba bile seçildi bu işler neye göre? :D

64 numaralı mesajımı bi yanıtlada bizde mazdacı görelim formumuzda geldide bütün opelcileri büyüledi susturdu diyelim.. ama videoları izle bence ;)

ya ordan burdan bulup yapıştırma mesaj kirliliği bunlar aynı zamanda da bilgi kirliliği zum zum ne ya?

wankel motoru karıştırma bilgin yoksa onu tartışmayalım.. bilgili isen yeni konu aç da orda konuşalım bak kolları sıvadım bile ;)

tmm darkmagic adlı arkadaşımız merivanın o listeye girmesini her defasında dile getiriyorda o bakımdan kriter olarak alıyorsunuz diye söyledim.dacia dusterın bulunduğu yere girmek bence başarılı bir hareket değil.

tartışırız konuyu siz açın.bende doğruları yanlışları belirtiyim.wankel motorun pahalı bir içten yanar motor olduğunu,değiştirilmesi gerektiğini fakat çok verimli olduğunu söylemem yeterlidir herhalde bildiğimi kanıtlamak amacıyla.
 
mx-5'i duymuşunuzdur.sayısız ödülü var en çok satan üstü açık araba.opelde ne var yoook kocaman sıfır.
rx-8 küçük cocuklara sorun araba nedir bilmezken rx-8i bilirler.260 hp 1.3 wankel motor.patenti kime ait mazdaya.opel daha fiatla anlaşıp motor satın alsın.sonrada premium olcaz la biz desin.bunlar zor hayaller.
3 100den fazla ödülüyle en başarılı araçları.

bak bize "bizim insigniamız var demeyin" derken sen neler diyorsun bunları başka konularda konuşalım.. orda sana speedster'in en az bir porsche 911 kadar başarılı olduğunu anlatayım.. OPEL GT 'nin speedster in yeni kardeşi olduğunu anlatayım.. ama burası değil yeri sen söyledin ;);) dedim ya senin kadar bir duayen olamayabilirim ama otomobille yatıp otomobille kalkıyorum azcık bişe bilirim bildiğimide paylaşırım..


VE SONUÇ

gördükki yukarıda sende itiraf ettin sen dahi olsan astra j alırmışsın;)

yani çok daha iyi bir araç astra mazda 3'den

sanırım zorda olsa sonuca ulaştık..

güzel haftasonları dilerim..
 
Far yıkama sistemi - opelde yok mazda3de var.
Hız sabitleyici (Cruise Control) - parayla satın alınıyor varmı böyle şey :D
Park sensörü (arka) - hadi önü anladıkta arkayı niye koymazlarki?

USB Bağlantısı ile ipod kontrol edebilme / USB bellekten MP3 çalabilme - buda yok
Direksiyondan kumanda sistemi - buda yok :D
Arka okuma lambaları - bunun parayla satıldığı bir yer varmı bildiğiniZ?
Ön kol dayama desteği - budamı parayla ? :O
Deri direksiyon simidi - evet buda yok.
Yağmur sensörü - yok :O
Sürüş modu kontrolü (DMC) - yok.
evet cidden yeni astranın enjoy paketi cidden doluymuş.
 
bak bize "bizim insigniamız var demeyin" derken sen neler diyorsun bunları başka konularda konuşalım.. orda sana speedster'in en az bir porsche 911 kadar başarılı olduğunu anlatayım.. OPEL GT 'nin speedster in yeni kardeşi olduğunu anlatayım.. ama burası değil yeri sen söyledin ;);) dedim ya senin kadar bir duayen olamayabilirim ama otomobille yatıp otomobille kalkıyorum azcık bişe bilirim bildiğimide paylaşırım..


VE SONUÇ

gördükki yukarıda sende itiraf ettin sen dahi olsan astra j alırmışsın;)

yani çok daha iyi bir araç astra mazda 3'den

sanırım zorda olsa sonuca ulaştık..

güzel haftasonları dilerim..
ben doğruları söylerim.göz göre göre yalan söylemem.astra hb mi mazda 3 hbmi evet astra.
 
tamamen kişisel görüşünüz.araca bakmayın,sevmeyin.saygı duyarım.burada kesin bir bilgi yok.tamamen yorumunuz hangisini cevaplayayım.güzellik görecelidir.yüzüne bakmam diyorsunuz dünyada tutunamayan kiayı övüyorsunuz.araba bilginizide farkında olmadan belli ediyorsunuz veya fanatikliğinizi.


3 gündür sürekli direksyon başındayım 1 tane mazda göremedim yollarda (samsun):D
 
3 gündür sürekli direksyon başındayım 1 tane mazda göremedim yollarda (samsun):D
ben sürekli görüyorum :) en az 1 tane.mesela ekmek almaya çıktım,gazete falanda alacaktım.1 tane mazda 2 gördüm 10 dakkalık yerde.şans meselesi :D
 
3 gündür sürekli direksyon başındayım 1 tane mazda göremedim yollarda (samsun):D

Bende Bızım Buralarda Goruyordum da eskıden sımdı goremıyorum Sattı herhalde ::):):):) Ama Astra G 3tane Astra J 1 tane Vectra A 2 tane Vectra B 1 vectra C 2 insigina 1 astra f 3 ve daha fazla goruyorum herhalde bızım mahalle Opelci :) Gerci memlekettede oyle Gecen Bayram 6tane astra g gordum aynı mahallede sasırdım vallaha :)
 
Bende Bızım Buralarda Goruyordum da eskıden sımdı goremıyorum Sattı herhalde ::):):):) Ama Astra G 3tane Astra J 1 tane Vectra A 2 tane Vectra B 1 vectra C 2 insigina 1 astra f 3 ve daha fazla goruyorum herhalde bızım mahalle Opelci :) Gerci memlekettede oyle Gecen Bayram 6tane astra g gordum aynı mahallede sasırdım vallaha :)
opel Türkiyede çok satıyor bu doğru.
 
öncelikle konuya şöyle giriş yapmak istiyorum.Opel şunu yapamamış bunu yapamamış.Bugüne kadar ne yapmış ki gibi yorumlara cevap olsun.Başka bir foruımda paylaşmıştım.Buraya da ekliyorum
opelz.jpg

Adam Opel 1862'de zanaat işini endüstriyel bir hale dönüştürdü. Dikiş makinesi ve bisiklet radikal yeni icatlardı ve Opel böyle başladı - devrim yaratan makineler üreterek.

Yüzyılın sonunda bir başka devrim yaratan makine ortaya çıktı - otomobil. Daha 20. yüzyıl başlamadan, 1899'da, Opel'in bir otomobil fabrikası vardı.

Fabrika Almanya'nın Anhalt eyaletindeydi ve Friedrich Lutzmann'a aitti. Opel kardeşler (Adam'ın oğulları), Rüsselsheim'daki otomobil üretim tesisini kurarken iki yıl boyunca Lutzmann ile ortak çalıştılar.

1901'de Opel, Lutzmann'dan ayrıldı ve 1902'de lisanslı olarak Fransız Darracq modellerini üretmeye ve Opel-Darracq markası altında pazarlamaya başladı.

Opel kardeşler aynı zamanda otomobilleri daha güvenilir ve ekonomik hale getirmek için kendi tasarımları üzerinde çalışıyorlardı. 1902 sonbaharında, ilk tasarımları olan 10/ 12 hp modeli Hamburg Motor Show'da piyasaya sunuldu. Bu modelde kullanılan 4 silindirli motorun dayanıklı yapısı ve aracın sağlam şasisi, 1903 yılında motorsporlarında başarılar kazanılmasını sağladı.

"Halkın motorlu araç sahibi olmasını" daha verimli olarak teşvik etmek amacıyla şirket, 1901'de ürünlerine motorsikletleri de ekledi. İlk Opel kamyonlar ise 1899'da üretilmeye başlanmıştı bile.

Daha sonraki yıllarda gelen başarıların da gösterdiği gibi, genç otomobil şirketi doğru yolda idi. 1906'da, otomobil pazarının bu yeni üreticisi 1000. aracını üretmişti ve işleri hızla gelişiyordu.

Büyük hamle 1909'da, "Doktor'un Otomobili" olarak bilinen Opel 4/ 8 hp modeli ile geldi. Güvenilirliği ve sağlamlığı herkesten önce, o zamanlar ziyaretleri için pek çok taşra yolculuğu yapan doktorlar tarafından beğenildi, çünkü sert zeminli yollar yüzyılın başında sık rastlanan bir özellik değildi.

Opel Doctor Car(1909)
53219560pr.jpg


3950 DM'lık fiyatıyla efsanevi "Doktor'un Otomobili" o günün lüks modellerinin yarısı kadar tutuyordu. Sektördeki 10. ve yeni yüzyılın 9. yılında Opel, halkın büyük bir çoğunluğunu motorlu araç sahibi yapmak yolunda dev bir adım atmıştı.

1911'de fabrikada çıkan yangın sonrasında, otomobil üretimine yoğunlaşmak isteyen Opel, dikiş makinesi üretimini bitirdi. Opel'in 1911'de üretmeye başladığı 40/100 HP modelinin 100 HP'lik motorunda kullanılan 4 supabın ikisi, silindir bloğunun üstünde, ikisi de yanındaydı. 3600 mm'lik dingil mesafesine sahip olan bu araç zamanının en lüks ve hızlı otomobillerinden biriydi.

1914 Almanya'sındaki en büyük motorlu araçları üreten Opel'in artık kendini daha fazla geliştirmesi gerekiyordu. Bu yüzden, 1920 yılında araçlarını test etmek üzere 1.6 km uzunluğunda bir pisti inşa edildi. Kendi pistindeki hız denemelerini yarışlara yansıtmayı amaçlayan Opel, 1921'de ilk yarış otomobilinin direksiyonunu Dr Fritz von Opel'e emanet etmiş ve Berlin'de düzenlenen ilk yarışı kazanmıştı


1924'de Opel, bir milyon marklık bir yatırımla Almanya'da ilk seri üretim hattını kuran şirket oldu. Bu yepyeni üretim şekli Opel müşterilerine pek çok avantaj sağladı. Yeni üretim hattında ilk üretilen model "Laubfrosch" veya "Ağaç Kurbağası" (Opel 4/ 12 hp) idi. 1928 yılında RAK1 ile 0-100 km/s hızlanmasında 8.0 saniye gibi bir süreyi yakalayan Opel, yaklaşık 1 ay sonra roket motorlu RAK2 ile 238 km/s'ye ulaştı. Artan üretim hacmi ile yoğun talebin yarattığı, üretim giderlerindeki düşüş sayesinde zaten normal bir düzeyde olan fiyatlar altı yıl içinde 4500 marktan sadece 1990 marka indi.

Opel Laubfrosch – Ağaç Kurbağası
mhvopellaubfrosch01.jpg


Opel RAK 1
1928opelrak1kurtvolkhar.jpg


Ülke genelindeki enflasyona rağmen, Opel, otomobilleri ekonomik hale getirecek bir adım daha atmıştı. Otomobil artık sadece zenginlere hitap eden narin ve pahalı bir lüks olmaktan çıkmış, herkes için sorunsuz ve güvenilir bir taşıma aracı haline geliyordu.

Satılan 42,771 otomobil ve % 37.5'lik pazar payı ile Opel 1928'de yine Almanya'daki en büyük otomobil üreticisi idi.

Başarılarının çoğu yenilikçi satış yaklaşımından kaynaklanıyordu. 1929 yazının başında Opel, bir sigorta şirketi ve taksitli satışları finanse eden bir şirket kuran ilk otomotiv şirketi oldu.

Yine bu sıralarda Opel, öncü RAK roket tepkime programları ile oldukça ilgi çekti. Bu programda karada rekorlar kıran RAK 2 ve 3 denemeleri ve RAK 1 Friedrich uçağı ile yapılan başarılı bir uçuş yer alıyordu.

Opel RAK 2
img2627.jpg


Ekonomik kriz nedeniyle 1920'lerin sonuna doğru Opel kardeşler güçlü bir ortak aramaya başladılar. 1929 Mart'ında Adam Opel'in oğulları General Motors Şirketinin (GM) temsilcileri ile bir anlaşmaya vardılar. Dünyanın bu en büyük otomobil üreticisi hisselerin çoğunluğunu devraldı, fakat Opel'i her konuda bağımsız bıraktı.

Artık tüm faaliyetler "temel iş" olan otomobil üretimine odaklanmıştı. Opel, sadece mevcut pazar pozisyonunu sağlamlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda pazarını genişletmeyi de başardı.

1930'ların ortalarında şirket Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisiydi.


Opel ve GM'in birlikte geliştirdiği 1932 model 1.8 l'de görev yapan 1.8 lt'lik motor sıralı bir 6 silindirliydi. Oldukça sessiz çalışan bu motorun dışında, aracın süspansiyon sistemi, sorunsuz frenleri ve direksiyonu Opel'in tarihine altın harfl erle yazıldı.

Opel 1.8 L
413701.jpg


1935'de Opel ilk defa bir yıl içinde - Brandenburg'daki yeni tesislerinde üretilen 25,000 adet Blitz kamyonet dahil - 100,000 araç üretti. Aynı yıl efsanevi Opel Olympia üretildi. Bu, komple çelik entegre bir kaporta ve şasiye sahip olan ilk seri üretim Alman otomobiliydi.

Opel Blitz
opelblitzy.jpg

Opel Olympia(1936)
opelolympia1936greyvr.jpg


1936'da P4 ile rekabetçi fiyatlar sunarken, 1936'da da efsanevi Kadett'in ilk örneğini tanıttı. Zengin bir donanım listesi sunan Kadett, 1.0 lt'lik motoruyla 98 km/s'ye ulaşırken 1938-1939'da Almanya'nın en çok satılan modeli olmayı başardı.

Opel P4(1936)
p4normal.jpg

Opel Kadett K38(1937-1940)
opkdk3858329baydeww2.jpg


Bütün bunlar yaşanırken Opel uluslararası satış başarıları elde ediyordu. GM ile olan bağlantı, dünya pazarına daha iyi ulaşabilmesini sağlıyordu. Japonya'da, Çin'de ve Güney Amerika'daki çeşitli ülkelerde yeni merkezler kuruluyordu.

Bu sıralarda bisikletlerin üretim kapasitesi, yolcu otomobillerine sürekli artan talep dolayısıyla düşürülmüştü. Sonunda 1937'de Opel işinin bu bölümünü NSU'ya sattı. O zamana kadar Opel toplam olarak 2,6 milyon adet bisiklet üretmişti.

Kapitan modeliyle 1938'de yeniden lüks otomobil üretimine başlayan Opel, bu aracı 2 ve 4 kapılı sedan ile cabrio seçenekleriyle birlikte satışa sundu. Opel Kapitan'da görev yapan 2.5 lt'lik sıralı 6 silindirli motor, 55 HP gücündeydi. Kapitan bu motoruyla 126 km/s maksimum hıza ulaşırken ortalama yakıt tüketimi 13.0 lt/100 km idi. Kapitan, Almanya dışındaki ülkelerde Super 6 ismiyle satıldı. Yine 1938'de üretilmeye başlanan Opel'in en lüks modeli Admiral, 2 kişilik cabrio ve 6 kişilik Pullman olarak adlandırılan sedan seçenekleriyle sunuluyordu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Admiral'in üretimine son verildi. Savaş sonrası ilk Opel, 1.5 tonluk bir Blitz kamyon, fabrikadan 1946'da çıktı.Admiral için geliştirilen 3.6 lt'lik motorlar 3 tonluk Blitz ismindeki kamyonlarda kullanılmaya başlanırken, savaş sonrasında Opel, 1.5 tonluk bu kamyonları üretmeye devam edecekti. Yolcu otomobili üretimi, savaş öncesi Opel Olympia modelinin yeni bir versiyonu ile 1947'de tekrar başladı.

Opel Kapitan(1938)
id71d6703.jpg

Opel admiral(1938)
og05opelad38.jpg


1950'ye kadar tesis tamamen onarılmıştı, ve üç yıl sonra, yıllık üretim yine 100,000 aracın üzerine çıktı.

1956'da Opel 207,010 araç satarak % 17.6'lık bir pazar payına ulaştı. Aynı yıl, iki milyonuncu Opel üretildi. Yıldönümünü kutlama modeli olan tam genişlikteki kaportasıyla pastel renkli Kapitan'ın altın kaplı aksesuarları vardı ve pek çok sergide olağanüstü ilgi çekti.

1958 yılında tekrar üretilmeye başlanan Olympia'nın dikkat çekici özellikleri arasında panoramik camlar, yuvarlak tasarım, geniş iç mekan, alçak sayılabilecek tavan, Olymat isimli otomatik şanzıman ve 1.7 lt'lik motor bulunuyordu

Şirketin kuruluşunun 100. yılı olan 1962'de Adam Opel AG Bochum'da ikinci bir tesis açtı. Yeni Kadett b oradaki üretim hattından "Yeni bir tesisten yeni bir otomobil" sloganıyla çıktı.


Opel Kadett B(1962)
flickr518298108image.jpg


Sayıları gittikçe artan spor otomobil meraklılarına çekici bir model sunabilmek için şirket 1960'ların ortalarında bir coupe geliştirdi. Rüzgar tünelinde test edilen, mekanik olarak açılıp kapanan kapaklı farlara sahip olan Opel GT 1968-1973 yılları arasında üretilmeye başlandı.

Opel GT(1968)
16900.jpg


Opel'in hem halk için ekonomik bir coupe sunmak, hem de 1970'de Ford Capri'ye rakip olması için geliştirdiği Manta, düşük yakıt tüketimi ve performansıyla öne çıkıyordu. Opel, 1972 yılında Record D ile yeni bir sayfa açtı. Aerodinamik olarak tasarlanan, konforuyla ve dizel motoruyla ön çıkan Record, coupe, station ve sedan karoser seçeneklerine sahipti.

Opel Manta
bopelmanta13.jpg

Opel Record D
opelrekordd19721977r2.jpg



1972'de yine bir iş rekoru kırıldı: % 20.4'lük pazar payıyla şirket yine Almanya'nın en büyük otomobil üreticisi olmuştu.


1970'lerin sonunda Opel, ilk petrol krizi ve değişen müşteri beklentileri ile bir sonraki on yılın taleplerini karşılayacak tamamen yeni bir model geliştirdi.

İnsanlar yüksek performansla düşük yakıt tüketimini birleştiren otomobillerin arayışı içindeydi. Aerodinamik şekilli Rekord E bu yeni felsefeyi sundu ve halkın genelinden olumlu bir tepki aldı.

Opel Rekord E
opelrekorde7719771982r4.jpg


Avrupa'daki üretimi daha da artırmak için şirket 1982'de İspanya'da, Zaragoza'da ek bir tesis açtı.Orada üretilen Corsa sub-compact, kısa zamanda kendi pazarında en çok satan otomobil haline geldi.

Bir yıl sonra şirket Rüsselsheim'daki geleneksel merkez tesislerinde bir Senator modelinin - 1899'da otomobil üretiminin başlamasından bu yana 20 milyonuncu Opel'in - üretimini kutladı. 1980'lerin ortalarında yakıt tüketiminde azalmaların yanında egzos emisyonlarının da optimize olması gündeme geldi. Opel bu konuda da hemen faaliyete geçti.

Opel Senatör
30760549.jpg

48060918.jpg


Egzoz emisyonlarını azaltmak için çalışmalara başlayan Opel, 1982'de üretilmeye başlanan son Ascona'da, LE jetronik enjektör sistemini ve katalizatörü kullanırken Nisan 1989'da, egzoz emisyon kontrol donanımını tüm modellerinde standart olarak sunan ilk Avrupalı üretici oldu.

Opel Ascona(1982)
845051f520.jpg


1986'da Record'un yerini alan Omega, 0.28 cd'lik sürtünme katsayısına sahipti. 1982'de üretilmeye başlanan Corsa'nın 2 ve 4 kapılı hatchback ile sedan modelleri vardı. Corsa, konforlu süspansiyonları ve düşük yakıt tüketimiyle öne çıkıyordu.

1987'de üretilen ikinci nesil Senator'de ABS ve katalizatör standarttı. Senatör'ün 4 kademeli otomatik şanzımanında Power, Economy ve Winter programları vardı. 1988'de üretime alınan Vectra, sedan ve HB olarak sunulurken, 1991 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan Frontera, Opel'in Isuzu ile birlikte geliştirdiği bir SUV'du. Tasarımıyla oldukça ilgi toplayan ikinci nesil Omega, Senator'ün üretiminin bitmesinin ardından markanın en büyük otomobili olurken GM, bu modelde birkaç küçük görüntü değişikliği yaparak ABD pazarında bu Opel'i Cadillac Catera adıyla sundu.

Opel, 1995'den itibaren tüm otomobillerinde sürücü ve ön yolcu için tam boy havayastığını standart olarak sunmaya başlarken, Full Cell (Yakıt Hücresi) teknolojisi üzerinde yaptığı çalışmalar devam eden yeni teknolojilerindendi. Bu yıllara kadar uzun ömürlü otomobiller üreten Opel, 90'ların ortalarında baş gösteren kalite sorunlarından dolayı hem pazar payını hem de imajını kaybetmeye başladı. Bu sorunlar, ikinci nesil Astra'nın (Astra G) sadelik içersinde büyük bir titizlikle tasarlanmasına neden oldu. Lotus'un desteğiyle geliştirilen yürüyen aksam dönemin en başarılarındandı. Lotus Elise baz alınarak geliştirilen Speedster, markanın yeniden yükselişe geçmesi için bir işaretti. Speedster'ı takip eden GT, yine bir roadster olarak üretildi.

Opel 1978'den bu yana modellerinin ortalama yakıt tüketimini 7.03 litreye düşürerek %28 azaltmayı başardı ve halen % 25 daha düşük düzeye indirme çalışmalarına devam ediyor.

Bu yolda elde ettiği önemli başarılardan bazıları, yaratıcılık ürünü olan ECOTEC güç birimleri, özellikle tutumlu ve güçlü turboşarjlı, direkt enjeksiyonlu ve her silindirde 4 valfli dizel motorlar ile Corsa modelinin yeni üç silindirli ECOTEC kompakt motorudur.

Tüm Opel modellerinin çevre yükünü azaltan bu sürekli gelişmelerin yanı sıra Opel'in teknik uzmanları güvenlik donanımını mükemmelleştirmek için çalışmaktadırlar.

Burada Opel yine bir öncüdür. 1991'de, Kadett'in yeni nesli Astra, yan darbe koruması, koltuklarda kaydırmaz koltuk destek rampaları ve emniyet kemer gergileri ile Opel Güvenlik Sistemi'ne sahip oldu.

1995'den bu yana tüm modeller standart olarak sürücü ve ön yolcu için tam boy hava yastığı ile donatıldı. Şiddetli ön darbelerde ayak ve bacak yaralanmalarını azaltan Pedal Gevşeme Sistemi ile yeni hibrid hava yastığı ilk olarak yeni Vectra'da kullanıldı.

Bu benzeri görülmemiş güvenlik faaliyetinin sonucu nedir? Tüm modeller, diğer özelliklerinin yanında sürücü ve ön yolcu için hava yastığı, koltuklara entegre yan hava yastıkları ve piroteknik emniyet kemer gergileri ile donatılmıştır.

Yıldönümü yılında Opel, rastlanabilecek en yaratıcı ve geniş model yelpazesini sunuyor.

Gelecekte, Rüsselsheim'daki Uluslararası Teknik Geliştirme Merkezi (ITDC), ileri Opel Üretim Sistemi kullanılarak tüm dünyada üretilecek olan, göze çarpan güvenlik donanımına ve mükemmel çevre duyarlılığına sahip ekonomik otomobiller tasarlamaya devam edecektir.

Yeni çözümler Opel ürünlerinin rekabetteki avantajlarını yine artıracaktır (örneğin, hücre-yakıt teknolojisi gibi ultra modern sürüş kavramları ve yepyeni araç çeşitleri).

Araç telematiğindeki gelişmeler trafik yoğunluğunun neden olduğu gereksiz yakıt tüketimini ve tehlikeleri önlemekte yardımcı olacak ve sürücülüğü daha güvenli ve zevkli bir hale getirecektir.
 
öncelikle konuya şöyle giriş yapmak istiyorum.Opel şunu yapamamış bunu yapamamış.Bugüne kadar ne yapmış ki gibi yorumlara cevap olsun.Başka bir foruımda paylaşmıştım.Buraya da ekliyorum
opelz.jpg

Adam Opel 1862'de zanaat işini endüstriyel bir hale dönüştürdü. Dikiş makinesi ve bisiklet radikal yeni icatlardı ve Opel böyle başladı - devrim yaratan makineler üreterek.

Yüzyılın sonunda bir başka devrim yaratan makine ortaya çıktı - otomobil. Daha 20. yüzyıl başlamadan, 1899'da, Opel'in bir otomobil fabrikası vardı.

Fabrika Almanya'nın Anhalt eyaletindeydi ve Friedrich Lutzmann'a aitti. Opel kardeşler (Adam'ın oğulları), Rüsselsheim'daki otomobil üretim tesisini kurarken iki yıl boyunca Lutzmann ile ortak çalıştılar.

1901'de Opel, Lutzmann'dan ayrıldı ve 1902'de lisanslı olarak Fransız Darracq modellerini üretmeye ve Opel-Darracq markası altında pazarlamaya başladı.

Opel kardeşler aynı zamanda otomobilleri daha güvenilir ve ekonomik hale getirmek için kendi tasarımları üzerinde çalışıyorlardı. 1902 sonbaharında, ilk tasarımları olan 10/ 12 hp modeli Hamburg Motor Show'da piyasaya sunuldu. Bu modelde kullanılan 4 silindirli motorun dayanıklı yapısı ve aracın sağlam şasisi, 1903 yılında motorsporlarında başarılar kazanılmasını sağladı.

"Halkın motorlu araç sahibi olmasını" daha verimli olarak teşvik etmek amacıyla şirket, 1901'de ürünlerine motorsikletleri de ekledi. İlk Opel kamyonlar ise 1899'da üretilmeye başlanmıştı bile.

Daha sonraki yıllarda gelen başarıların da gösterdiği gibi, genç otomobil şirketi doğru yolda idi. 1906'da, otomobil pazarının bu yeni üreticisi 1000. aracını üretmişti ve işleri hızla gelişiyordu.

Büyük hamle 1909'da, "Doktor'un Otomobili" olarak bilinen Opel 4/ 8 hp modeli ile geldi. Güvenilirliği ve sağlamlığı herkesten önce, o zamanlar ziyaretleri için pek çok taşra yolculuğu yapan doktorlar tarafından beğenildi, çünkü sert zeminli yollar yüzyılın başında sık rastlanan bir özellik değildi.

Opel Doctor Car(1909)
53219560pr.jpg


3950 DM'lık fiyatıyla efsanevi "Doktor'un Otomobili" o günün lüks modellerinin yarısı kadar tutuyordu. Sektördeki 10. ve yeni yüzyılın 9. yılında Opel, halkın büyük bir çoğunluğunu motorlu araç sahibi yapmak yolunda dev bir adım atmıştı.

1911'de fabrikada çıkan yangın sonrasında, otomobil üretimine yoğunlaşmak isteyen Opel, dikiş makinesi üretimini bitirdi. Opel'in 1911'de üretmeye başladığı 40/100 HP modelinin 100 HP'lik motorunda kullanılan 4 supabın ikisi, silindir bloğunun üstünde, ikisi de yanındaydı. 3600 mm'lik dingil mesafesine sahip olan bu araç zamanının en lüks ve hızlı otomobillerinden biriydi.

1914 Almanya'sındaki en büyük motorlu araçları üreten Opel'in artık kendini daha fazla geliştirmesi gerekiyordu. Bu yüzden, 1920 yılında araçlarını test etmek üzere 1.6 km uzunluğunda bir pisti inşa edildi. Kendi pistindeki hız denemelerini yarışlara yansıtmayı amaçlayan Opel, 1921'de ilk yarış otomobilinin direksiyonunu Dr Fritz von Opel'e emanet etmiş ve Berlin'de düzenlenen ilk yarışı kazanmıştı


1924'de Opel, bir milyon marklık bir yatırımla Almanya'da ilk seri üretim hattını kuran şirket oldu. Bu yepyeni üretim şekli Opel müşterilerine pek çok avantaj sağladı. Yeni üretim hattında ilk üretilen model "Laubfrosch" veya "Ağaç Kurbağası" (Opel 4/ 12 hp) idi. 1928 yılında RAK1 ile 0-100 km/s hızlanmasında 8.0 saniye gibi bir süreyi yakalayan Opel, yaklaşık 1 ay sonra roket motorlu RAK2 ile 238 km/s'ye ulaştı. Artan üretim hacmi ile yoğun talebin yarattığı, üretim giderlerindeki düşüş sayesinde zaten normal bir düzeyde olan fiyatlar altı yıl içinde 4500 marktan sadece 1990 marka indi.

Opel Laubfrosch – Ağaç Kurbağası
mhvopellaubfrosch01.jpg


Opel RAK 1
1928opelrak1kurtvolkhar.jpg


Ülke genelindeki enflasyona rağmen, Opel, otomobilleri ekonomik hale getirecek bir adım daha atmıştı. Otomobil artık sadece zenginlere hitap eden narin ve pahalı bir lüks olmaktan çıkmış, herkes için sorunsuz ve güvenilir bir taşıma aracı haline geliyordu.

Satılan 42,771 otomobil ve % 37.5'lik pazar payı ile Opel 1928'de yine Almanya'daki en büyük otomobil üreticisi idi.

Başarılarının çoğu yenilikçi satış yaklaşımından kaynaklanıyordu. 1929 yazının başında Opel, bir sigorta şirketi ve taksitli satışları finanse eden bir şirket kuran ilk otomotiv şirketi oldu.

Yine bu sıralarda Opel, öncü RAK roket tepkime programları ile oldukça ilgi çekti. Bu programda karada rekorlar kıran RAK 2 ve 3 denemeleri ve RAK 1 Friedrich uçağı ile yapılan başarılı bir uçuş yer alıyordu.

Opel RAK 2
img2627.jpg


Ekonomik kriz nedeniyle 1920'lerin sonuna doğru Opel kardeşler güçlü bir ortak aramaya başladılar. 1929 Mart'ında Adam Opel'in oğulları General Motors Şirketinin (GM) temsilcileri ile bir anlaşmaya vardılar. Dünyanın bu en büyük otomobil üreticisi hisselerin çoğunluğunu devraldı, fakat Opel'i her konuda bağımsız bıraktı.

Artık tüm faaliyetler "temel iş" olan otomobil üretimine odaklanmıştı. Opel, sadece mevcut pazar pozisyonunu sağlamlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda pazarını genişletmeyi de başardı.

1930'ların ortalarında şirket Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisiydi.


Opel ve GM'in birlikte geliştirdiği 1932 model 1.8 l'de görev yapan 1.8 lt'lik motor sıralı bir 6 silindirliydi. Oldukça sessiz çalışan bu motorun dışında, aracın süspansiyon sistemi, sorunsuz frenleri ve direksiyonu Opel'in tarihine altın harfl erle yazıldı.

Opel 1.8 L
413701.jpg


1935'de Opel ilk defa bir yıl içinde - Brandenburg'daki yeni tesislerinde üretilen 25,000 adet Blitz kamyonet dahil - 100,000 araç üretti. Aynı yıl efsanevi Opel Olympia üretildi. Bu, komple çelik entegre bir kaporta ve şasiye sahip olan ilk seri üretim Alman otomobiliydi.

Opel Blitz
opelblitzy.jpg

Opel Olympia(1936)
opelolympia1936greyvr.jpg


1936'da P4 ile rekabetçi fiyatlar sunarken, 1936'da da efsanevi Kadett'in ilk örneğini tanıttı. Zengin bir donanım listesi sunan Kadett, 1.0 lt'lik motoruyla 98 km/s'ye ulaşırken 1938-1939'da Almanya'nın en çok satılan modeli olmayı başardı.

Opel P4(1936)
p4normal.jpg

Opel Kadett K38(1937-1940)
opkdk3858329baydeww2.jpg


Bütün bunlar yaşanırken Opel uluslararası satış başarıları elde ediyordu. GM ile olan bağlantı, dünya pazarına daha iyi ulaşabilmesini sağlıyordu. Japonya'da, Çin'de ve Güney Amerika'daki çeşitli ülkelerde yeni merkezler kuruluyordu.

Bu sıralarda bisikletlerin üretim kapasitesi, yolcu otomobillerine sürekli artan talep dolayısıyla düşürülmüştü. Sonunda 1937'de Opel işinin bu bölümünü NSU'ya sattı. O zamana kadar Opel toplam olarak 2,6 milyon adet bisiklet üretmişti.

Kapitan modeliyle 1938'de yeniden lüks otomobil üretimine başlayan Opel, bu aracı 2 ve 4 kapılı sedan ile cabrio seçenekleriyle birlikte satışa sundu. Opel Kapitan'da görev yapan 2.5 lt'lik sıralı 6 silindirli motor, 55 HP gücündeydi. Kapitan bu motoruyla 126 km/s maksimum hıza ulaşırken ortalama yakıt tüketimi 13.0 lt/100 km idi. Kapitan, Almanya dışındaki ülkelerde Super 6 ismiyle satıldı. Yine 1938'de üretilmeye başlanan Opel'in en lüks modeli Admiral, 2 kişilik cabrio ve 6 kişilik Pullman olarak adlandırılan sedan seçenekleriyle sunuluyordu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Admiral'in üretimine son verildi. Savaş sonrası ilk Opel, 1.5 tonluk bir Blitz kamyon, fabrikadan 1946'da çıktı.Admiral için geliştirilen 3.6 lt'lik motorlar 3 tonluk Blitz ismindeki kamyonlarda kullanılmaya başlanırken, savaş sonrasında Opel, 1.5 tonluk bu kamyonları üretmeye devam edecekti. Yolcu otomobili üretimi, savaş öncesi Opel Olympia modelinin yeni bir versiyonu ile 1947'de tekrar başladı.

Opel Kapitan(1938)
id71d6703.jpg

Opel admiral(1938)
og05opelad38.jpg


1950'ye kadar tesis tamamen onarılmıştı, ve üç yıl sonra, yıllık üretim yine 100,000 aracın üzerine çıktı.

1956'da Opel 207,010 araç satarak % 17.6'lık bir pazar payına ulaştı. Aynı yıl, iki milyonuncu Opel üretildi. Yıldönümünü kutlama modeli olan tam genişlikteki kaportasıyla pastel renkli Kapitan'ın altın kaplı aksesuarları vardı ve pek çok sergide olağanüstü ilgi çekti.

1958 yılında tekrar üretilmeye başlanan Olympia'nın dikkat çekici özellikleri arasında panoramik camlar, yuvarlak tasarım, geniş iç mekan, alçak sayılabilecek tavan, Olymat isimli otomatik şanzıman ve 1.7 lt'lik motor bulunuyordu

Şirketin kuruluşunun 100. yılı olan 1962'de Adam Opel AG Bochum'da ikinci bir tesis açtı. Yeni Kadett b oradaki üretim hattından "Yeni bir tesisten yeni bir otomobil" sloganıyla çıktı.


Opel Kadett B(1962)
flickr518298108image.jpg


Sayıları gittikçe artan spor otomobil meraklılarına çekici bir model sunabilmek için şirket 1960'ların ortalarında bir coupe geliştirdi. Rüzgar tünelinde test edilen, mekanik olarak açılıp kapanan kapaklı farlara sahip olan Opel GT 1968-1973 yılları arasında üretilmeye başlandı.

Opel GT(1968)
16900.jpg


Opel'in hem halk için ekonomik bir coupe sunmak, hem de 1970'de Ford Capri'ye rakip olması için geliştirdiği Manta, düşük yakıt tüketimi ve performansıyla öne çıkıyordu. Opel, 1972 yılında Record D ile yeni bir sayfa açtı. Aerodinamik olarak tasarlanan, konforuyla ve dizel motoruyla ön çıkan Record, coupe, station ve sedan karoser seçeneklerine sahipti.

Opel Manta
bopelmanta13.jpg

Opel Record D
opelrekordd19721977r2.jpg



1972'de yine bir iş rekoru kırıldı: % 20.4'lük pazar payıyla şirket yine Almanya'nın en büyük otomobil üreticisi olmuştu.


1970'lerin sonunda Opel, ilk petrol krizi ve değişen müşteri beklentileri ile bir sonraki on yılın taleplerini karşılayacak tamamen yeni bir model geliştirdi.

İnsanlar yüksek performansla düşük yakıt tüketimini birleştiren otomobillerin arayışı içindeydi. Aerodinamik şekilli Rekord E bu yeni felsefeyi sundu ve halkın genelinden olumlu bir tepki aldı.

Opel Rekord E
opelrekorde7719771982r4.jpg


Avrupa'daki üretimi daha da artırmak için şirket 1982'de İspanya'da, Zaragoza'da ek bir tesis açtı.Orada üretilen Corsa sub-compact, kısa zamanda kendi pazarında en çok satan otomobil haline geldi.

Bir yıl sonra şirket Rüsselsheim'daki geleneksel merkez tesislerinde bir Senator modelinin - 1899'da otomobil üretiminin başlamasından bu yana 20 milyonuncu Opel'in - üretimini kutladı. 1980'lerin ortalarında yakıt tüketiminde azalmaların yanında egzos emisyonlarının da optimize olması gündeme geldi. Opel bu konuda da hemen faaliyete geçti.

Opel Senatör
30760549.jpg

48060918.jpg


Egzoz emisyonlarını azaltmak için çalışmalara başlayan Opel, 1982'de üretilmeye başlanan son Ascona'da, LE jetronik enjektör sistemini ve katalizatörü kullanırken Nisan 1989'da, egzoz emisyon kontrol donanımını tüm modellerinde standart olarak sunan ilk Avrupalı üretici oldu.

Opel Ascona(1982)
845051f520.jpg


1986'da Record'un yerini alan Omega, 0.28 cd'lik sürtünme katsayısına sahipti. 1982'de üretilmeye başlanan Corsa'nın 2 ve 4 kapılı hatchback ile sedan modelleri vardı. Corsa, konforlu süspansiyonları ve düşük yakıt tüketimiyle öne çıkıyordu.

1987'de üretilen ikinci nesil Senator'de ABS ve katalizatör standarttı. Senatör'ün 4 kademeli otomatik şanzımanında Power, Economy ve Winter programları vardı. 1988'de üretime alınan Vectra, sedan ve HB olarak sunulurken, 1991 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan Frontera, Opel'in Isuzu ile birlikte geliştirdiği bir SUV'du. Tasarımıyla oldukça ilgi toplayan ikinci nesil Omega, Senator'ün üretiminin bitmesinin ardından markanın en büyük otomobili olurken GM, bu modelde birkaç küçük görüntü değişikliği yaparak ABD pazarında bu Opel'i Cadillac Catera adıyla sundu.

Opel, 1995'den itibaren tüm otomobillerinde sürücü ve ön yolcu için tam boy havayastığını standart olarak sunmaya başlarken, Full Cell (Yakıt Hücresi) teknolojisi üzerinde yaptığı çalışmalar devam eden yeni teknolojilerindendi. Bu yıllara kadar uzun ömürlü otomobiller üreten Opel, 90'ların ortalarında baş gösteren kalite sorunlarından dolayı hem pazar payını hem de imajını kaybetmeye başladı. Bu sorunlar, ikinci nesil Astra'nın (Astra G) sadelik içersinde büyük bir titizlikle tasarlanmasına neden oldu. Lotus'un desteğiyle geliştirilen yürüyen aksam dönemin en başarılarındandı. Lotus Elise baz alınarak geliştirilen Speedster, markanın yeniden yükselişe geçmesi için bir işaretti. Speedster'ı takip eden GT, yine bir roadster olarak üretildi.

Opel 1978'den bu yana modellerinin ortalama yakıt tüketimini 7.03 litreye düşürerek %28 azaltmayı başardı ve halen % 25 daha düşük düzeye indirme çalışmalarına devam ediyor.

Bu yolda elde ettiği önemli başarılardan bazıları, yaratıcılık ürünü olan ECOTEC güç birimleri, özellikle tutumlu ve güçlü turboşarjlı, direkt enjeksiyonlu ve her silindirde 4 valfli dizel motorlar ile Corsa modelinin yeni üç silindirli ECOTEC kompakt motorudur.

Tüm Opel modellerinin çevre yükünü azaltan bu sürekli gelişmelerin yanı sıra Opel'in teknik uzmanları güvenlik donanımını mükemmelleştirmek için çalışmaktadırlar.

Burada Opel yine bir öncüdür. 1991'de, Kadett'in yeni nesli Astra, yan darbe koruması, koltuklarda kaydırmaz koltuk destek rampaları ve emniyet kemer gergileri ile Opel Güvenlik Sistemi'ne sahip oldu.

1995'den bu yana tüm modeller standart olarak sürücü ve ön yolcu için tam boy hava yastığı ile donatıldı. Şiddetli ön darbelerde ayak ve bacak yaralanmalarını azaltan Pedal Gevşeme Sistemi ile yeni hibrid hava yastığı ilk olarak yeni Vectra'da kullanıldı.

Bu benzeri görülmemiş güvenlik faaliyetinin sonucu nedir? Tüm modeller, diğer özelliklerinin yanında sürücü ve ön yolcu için hava yastığı, koltuklara entegre yan hava yastıkları ve piroteknik emniyet kemer gergileri ile donatılmıştır.

Yıldönümü yılında Opel, rastlanabilecek en yaratıcı ve geniş model yelpazesini sunuyor.

Gelecekte, Rüsselsheim'daki Uluslararası Teknik Geliştirme Merkezi (ITDC), ileri Opel Üretim Sistemi kullanılarak tüm dünyada üretilecek olan, göze çarpan güvenlik donanımına ve mükemmel çevre duyarlılığına sahip ekonomik otomobiller tasarlamaya devam edecektir.

Yeni çözümler Opel ürünlerinin rekabetteki avantajlarını yine artıracaktır (örneğin, hücre-yakıt teknolojisi gibi ultra modern sürüş kavramları ve yepyeni araç çeşitleri).

Araç telematiğindeki gelişmeler trafik yoğunluğunun neden olduğu gereksiz yakıt tüketimini ve tehlikeleri önlemekte yardımcı olacak ve sürücülüğü daha güvenli ve zevkli bir hale getirecektir.
Furkan Bey hadi bunuda yanıtlayın bakalım yanıtlayabilecekmisiniz??
Mazda ile Opel'i bir tutmayın eğer bu durumlara düşüyorsa Mazda savunuculuğunuz neden www.opelim.net desiniz? Gidin Mazda Forumlarına!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst