Sizce Dünya Dışı Yaşam Uygarlık varmıdır ?

Ben inanıyorum var:)
 
Koskoca evrende bizden başka canlılar mutlaka vardır ama bizden zeki olduklarına ve Uçan daire ile filan gezdiklerine gözlerimle görene kadar pek inanmıyorum...

Ama yine de Allah'ın hikmetinden sual olmaz...! Bu kusursuz dünyayı yaratan Rabbim, mutlaka farklı yaşamlarda yaratmıştır...Ama bizim gibidirler, ama değildirler bilemem...

Yine de Alien gibi bişey ile de karşılaşmak istemem...
:)

alien18necak.jpg
 
Koskoca evrende bizden başka canlılar mutlaka vardır ama bizden zeki olduklarına ve Uçan daire ile filan gezdiklerine gözlerimle görene kadar pek inanmıyorum...

Ama yine de Allah'ın hikmetinden sual olmaz...! Bu kusursuz dünyayı yaratan Rabbim, mutlaka farklı yaşamlarda yaratmıştır...Ama bizim gibidirler, ama değildirler bilemem...

Yine de Alien gibi bişey ile de karşılaşmak istemem...:)

alien18necak.jpg

Mehmet abi vardır bencede formlar mevcuttur belki ancak koyduğun resimdeki gibi olucağını sanmıyorum :)
 
EN SIK SORULAN SORULAR

NEDEN GELİYORLAR?

Evrende, sayısız gezegende yaşam var. Sizden daha az gelişmiş uygarlıklar olduğu gibi sizden çok daha fazla gelişmiş uygarlıklar da var.

Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız.

Bizler, buraya birçok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tüm evrenin yararına kullanmak için.

Ayrıca, kısa süre içinde yaratacağınız gelişme sizi, evrendeki zeki hayatla tanışacağınız bir seviyeye getirecek. İşte biz sizi bu karşılaşmaya hazırlamak için burdayız.

Bu hızlı gelişme döneminde, çok zorlu dönemler yaşayacaksınız. Bu süreçte, size elimizden geldiği kadar yardım etmek, ve zorlukları elden geldiğince azaltmak için çaba göstereceğiz

Özetlersek, buraya geldik, çünkü,

Evrende gelişen yaşamlar hakkında bilgi topluyoruz,
Sizi evrende zeki hayatla karşılaşmaya hazırlıyoruz.
Bu geçiş döneminde yaşanacak zorluklarda size yardımcı olacağız.


NEDEN AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMIYORLAR?


Çünkü insanlık henüz bilinç olarak kitlesel karşılaşmalara hazır değil. Saldırgan iç güdülere sahipsiniz Bizi hemen düşman ilan edebiliyorsunuz. Alıştırma için sıklıkla yapılan temaslarda buna çoğunlukla şahit oluyoruz.
Ama güzel olan şu ki bu hızla değişiyor..

Evrendeki yaşayış çok çeşitlidir. Sizse, kendi türünüzü, bilgisizlik nedeniyle bu sonsuz evrende tek sanıyorsunuz. İnsana benzemeyen zeki varlığı kabul etmeye isteksiz görünüyorsunuz. Halbuki evrende insana benzediği gibi, hiç benzemeyen de, zeki, gelişmiş, barış içinde yaşayan varlıklar var.
Ve siz onların görüntüsünü, sırf insana benzemediği için ürkünç bulabilir ve korkabilirsiniz. Yani siz henüz dış görünüşe bakarak hüküm verecek kadar az gelişmiş durumdasınız.

Dünya gezegeni olarak, birbirinizi yemekten vazgeçip hepinizin aynı Tanrı’nın yarattığı insan olduğunu anlayıp, tüm dünyanın ve insanlığın iyiliği için çalışacak kadar gelişmeden, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmanız her şeyi daha da kötü yapacaktır. Devletleriniz, bu görüşmeleri hızla kendi çıkarı için kullanmaya çalışacaktır. Yani aranızda birlik ve bütünlüğü sağlamadan açıkça ortaya çıkmamız mümkün görünmüyor.

Ve bir adım daha ileri giderek, Tanrı’nın tüm evreni sadece insan için yaratmış olmasının ne kadar cahilce bir kibir olduğunu fark edip, evrende birçok yaşamın olabileceğini ve hepimizin de Tanrısı’nın aynı Tanrı olduğunu anlamaya başlamadan, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmak çok zorlaşmaktadır. İnsanoğlu dünyasal düşünceden evrensel düşünceye geçmelidir.

Belki de en önemli konu şu ki; birçok dünya dışı zeki yaşamın, hayata, evrene temel bakışı sizden o kadar farklıdır ki, sizin bunu kavrayabilmeniz, bugünkü haliyle imkansızdır. Sizler sadece kendinize ve kendi düşüncelerinize, anlayış kalıplarınıza uygun olanı algılayabilir ve kabul edebilirsiniz. Bunların tümüyle dışında çok çarpıcı evren ve varlık anlayışları vardır. Kendinizi en inanılmaz, en şaşırtıcı gizemlere hazır kılacak kadar esnek olmalısınız. Bu esnekliği kazandığınızda biz ortaya çıkacağız.

Evrensel sevgi, huzur ve barışı kazanmak için yapacağınız çalışmalardaki başarınıza göre en uygun zamanda açıkça ortaya çıkacağız. Daha önce açıkça ortaya çıkarsak, bu karşılaşmaya henüz hazır olmadığınızdan, doğal evriminize ve özgür iradenize müdahale etmiş oluruz.

Siz hazır olduğunuzda evrende yalnız olmadığınızı tüm insanlığa göstereceğiz. O zaman evrensel bir paylaşma ve dayanışma dönemi başlayacak.



İNSANLIKLA TEMAS KURUYORLAR MI? KİMLERLE?


İnsanlıkla temaslarımız tarih boyunca sürdü. Bugün de sürüyor.
Bu temasları, insanlık tarihi boyunca, bizimle ilişki kurabilecek özellikteki az sayıda insanla gerçekleştirdik ve gerçekleştiriyoruz.

Bu temasları birkaç yolla yapıyoruz. Bunlardan biri, telepatik iletişimdir. Bu iletişimi kurduğumuz binlerce insanla görüşmelerimiz sürüyor.

Diğer bir yöntem doğrudan temastır. Dünya gezegenindeki birçok varlıkla bu yolla görüşüyoruz. Onlarla dünya gezegeninde birebir görüştüğümüz gibi, uzay gemilerimize alıp seyahatler yapıyor ve bazı bilgiler aktarıyoruz.

Bir başka yöntem de, sizin rüya diye algıladığınız, astral (enerji) bedeninizle yaptığımız görüşmelerdir.O yüzden binlerce insan rüyalarında bizi ve gemilerimizi görüyor, gemilerimizde seyahat ediyor ve bilgi paylaşıyor.

Amacımız, dünya insanlığını dünya dışı zeki yaşam gerçeğine giderek yakınlaştırmaktır. Bu yüzden birçok insan kardeşimizle yaptığımız görüşmelerde, kendimizi size tanıtmaya çalışıyoruz. Onlar da size deneyimlerini ve aldıkları bilgileri aktarıyorlar. Bu yolla giderek insanlığın bilinci yükseliyor.

Her dil, din ve etnik gruptan insanlarla temas kurabiliyoruz. Biz sadece insanlığı görüyoruz. Bize göre siz de, biz de Tanrı’nın kullarıyız. Hiçbirinizi ayırmıyoruz.
İnsanlığın ve evrenin en yüksek hayrı için çalışma yapan herkesle çalışmaya hazırız.

Hemen her ülkede, telepatik yolla, rüyalar yoluyla ve doğrudan görüşme yoluyla temasta olduğumuz binlerce insan var. Tüm insanlık bizi tanıyıncaya kadar ve evrensel bir tanışma ve anlaşma dönemi gelinceye kadar, bu temaslarımız sürecek.


NASIL GELİYORLAR?


Evrenin çeşitli yerlerinden dünyaya gelen varlıklar birçoktur. Bu varlıkların bilgi ve teknoloji düzeyleri çok zengin ve çeşitlidir.

Dünyaya, farklı uygarlıklar, kendi farklı bilgi ve teknolojik imkanları ile geliyorlar. Evrendeki zeki hayat o kadar şaşırtıcı örnekler gösterir ki, bunları hemen kavramak kolay değildir.

Bazı varlıklar ışık hızından çok daha hızlı gidebilen uzay araçları ile buraya kadar gelirler.

Bazıları, kendi uzay-zamanlarından sıçrama yaparak sizin uzay-zaman parçanıza giriş yaparlar ve sizin uzay-zamanınızda birden ortaya çıkarlar.

Bazı varlıklar sizinle aynı boyutta yaşamazlar. Onlar titreşimsel yapısı çok farklı bir başka boyutun içindedir. Ama gelişmiş varlıklar oldukları için bizim boyutumuza titreşimlerini düşürerek odaklanabilirler ve bu boyutta ortaya çıkabilirler.

Bazı varlıkların Dünyaya gelebilmek için uzay araçlarına ihtiyacı varken bazı türlerin buna ihtiyacı yoktur.

Bazı türler, Dünyaya hiç gelmeden kendi gezegenlerinden ya da boyutlarından iletişimi kurup sürdürürler.

Bazı varlıklar, sadece bilimsel olarak değil, ruhsal olarak da o kadar gelişmiştir ki, onlar maddeye tamamen hakim olmuş gibidirler. Dünyaya gelmek onlar için bir an’da gerçekleşebilir.

Özetle evrendeki diğer uygarlıklar, dünyaya, bilimsel ve ruhsal gelişmişliklerine bağlı olarak, birçok değişik yolla gelmektedir.



TANRI İNANÇLARI VAR MI?


Elbette Tanrı inancımız var. Tüm evreni yaratan o kudret hepimizin içinde ve onun gücü tüm evreni kaplıyor.

Evrendeki sayısız uygarlık, o kudretin varlığını açıkça anladıktan ve yüreğinde hissettikten sonra gelişmeye başladı.

Sizler de Tanrıyı yüreğinizde hissetmelisiniz. Uzun zamandır tek yönlü olarak gelişiyorsunuz. Sadece bilimsel gelişme yetmez. Ruhsal olarak da gelişmelisiniz.

Bizim sizlerle temaslarımızda anlatmaya çalıştığımız en büyük gerçek budur. Tanrı bir gruba ya da bir gezegene ait değildir. O, tüm evrenin ve evrendeki tüm varlıkların yaratıcısıdır.

O hepimizin içindedir. Bizim bir parçamızdır. Ve o evrenin sonsuzluğunu kaplar. Onu hissettikçe, anladıkça daha da gelişiriz, büyürüz. Tanrının evreninde sonsuzluk yolcuları oluruz.

Tanrı bilincinizin artması gerekiyor. Çünkü biz tanrı bilinciyle yaşıyoruz.

Tanrı hakkındaki anlayışınızı geliştirin. Bir üstadınızın dediği gibi, insanın gelişmişliği tanrı hakkındaki anlayışıyla ölçülür.

Tanrı bildiğimiz ve bilemediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz her şeydir. Tanrı içimizdedir. Biz onun bir parçasıyız. Tüm evren ve sonsuzluk onun bir parçasıdır. Ama yine de o tüm bunlardan sonsuzca daha fazladır.

Tanrı hakkındaki anlayışınız genişletin. O zaman bizi daha çabuk kabul edeceksiniz ve buluşmamız hızlanacak.


HÜKÜMETLERİN ELİNDE EVRENDE ZEKİ HAYATA DAİR KANITLAR VAR MI?


Evet. Birçok devletin ilgili birimlerinde, dünya dışı zeki yaşamın kanıtı bilgi ve bulgu vardır. Bu kanıtlar sadece bugüne ait değil, tarihiniz boyunca var olan bilgi ve bulgulardan oluşmaktadır.

İnsanlık, dünya dışı zeki yaşamla ilgili kesin kanıtların olduğunu hükümetlerinden duymak istiyor. İnsanlık bunu kaldıracak kadar gelişmiştir.

Yönetimleriniz, bu bilginin tüm sosyal düzeni sarsacağını ve hakim anlayışların etkisinin ortadan kalkacağını ve bir kaos döneminin olabileceğini düşünüyorlar.

Fakat böyle evrensel bir gerçek ilelebet saklanamaz. Biz varız ve hep var olacağız. Sizlerle temasımız artan derinlikle sürecek. Yönetimlerinizin elindeki bilgi ve bulguları halklarıyla paylaşmaları, evrende zeki hayat konusunda büyük bir ilgi ve heyecan patlaması yaratacak. Bu doğrudur. Fakat bu kaosu değil, insanlık ortak değerlerinin hızla bir araya getirileceği, yerel değerlerin hızla yerini evrensel değerlere bırakacağı bir dönemi hızlandıracaktır.

Bu dönem öyle ya da böyle zaten sürmektedir. Yönetimleriniz, ellerindeki bilgi ve bulguyu paylaşarak bu sürece büyük hız kazandırabilirler.

Bunu hep söyledik, yine söylüyoruz. Elinizdeki bilgi ve bulguları halkınızla paylaşın. Korkmayın. O bilgi ve bulguları sizin için ulaşılır hale biz koyduk. İnsanlıkla paylaşın diye, burada olduğumuzu, yakında buluşmanın gerçekleşeceğini bilsinler diye.

Bu sorumluluğu tekrar hatırlatıyoruz. Bilgi paylaşılmak içindir. Biz evrensel bilgileri paylaşmaya geliyoruz. Siz de elinizdeki tüm bilgiyi halkınızla paylaşın ve emin olun ki insanlık hazırdır.


MADEM GELİŞMİŞ TEKNOLOJİLERİ VAR, NEDEN
DÜNYADAKİ SORUNLARI ÇÖZMÜYORLAR?


Çünkü Evrende “özgür irade yasası” var.
Evrendeki tüm yaşamlar bu yasaya uymak zorundadır. Biz, gezegeninizin ve insanlığın doğal gelişimine müdahale edemeyiz. Sizler evriminizi kendi seçimlerinizle yaratacaksınız.

Eğer insanlık olarak, dünyadışı zeki yaşamla tanışmayı, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmayı isterseniz ve buna çaba gösterirseniz, biz yanınızda olacağız.. Ve aslında tarih boyunca birçok kez bunu yaptık. Halen de, sizin farkedemediğiniz düzeyde bu kısmi yardımlarımız sürüyor.

Tüm varlıklar seçtiğini yaşar, niyetine aldığını yaratır. Sizlerde insanlık olarak kendi seçimlerinizin sonuçlarını yaşıyorsunuz. Bunu değiştirmekte sadece sizin elinizde.

Seçimlerinizi, tüm dünyayı, tüm insanlığı, tüm evreni dikkate alacak kadar genişlettiğinizde, biz size yardım etmek için, paylaşma ve dayanışma için
orada olacağız.

Alıntıdır..

Eski zamanlarda bazı insanlarla temasta olanlar varmış acaba şu an varmıdır ve ne kadar doğrudur bilinmez ...
 
Son düzenleme:

CARLOS DIAZ –MEKSİKA

carlos1.jpg

En iyi belgelenmiş UFO temas olaylarından biri olarak kabul edilen Carlos Diaz olayı aynı zamanda en titizce araştırılan temas hikayelerinden biridir.
23 Mart 1981 günü Meksikalı fotoğrafçı Carlos Diaz, bir dergi için fotoğraf çekmek üzere şehrin güneyindeki Ajusco Milli Parkı’na gitti. Burada uygun ışığın oluşması için bekleyen Diaz, bir anda önündeki yamacın ardından parlayan turuncu bir ışığın çıktığını gördü. İlk önce bunun bir ateş olduğunu düşünse de sarı-turuncu renkteki kubbeyi farkettiğinde anladı: Bu bir UFO’ydu! Hemen kamerasını kapan Diaz tam karşısında durmakta olan diskin fotoğrafını çekti. Tam bu sırada, arabasının motoru durdu. Diaz ikinci bir fotoğraf daha çektikten sonra arabadan atlayarak diskin nasıl büyük bir hızla uçup gittiğini izledi.

carlos2.jpg


Aynı gün öğleden sonra fotoğrafları laboratuardan alan Diaz rüya görmediğini biliyordu. Bu deneyim onun yakasını hiç birakmıcaktı. En kısa zamanda tekrar Ajusco Park’ına döndü, fakat turuncu ışıkla ancak 2.5 ay sonra yeniden karşılaşacaktı. Bu kez ışık bir tepenin doruğundan gelmekteydi. Diaz arabasını park etti, tepeye tırmandı ve en sonunda önünde havada duran cismi gördü. Gördüklerinden çok etkilenen Diaz, aniden birinin omzuna dokunduğunu hissetti. O anda bayılmıştı. Kendine geldiğinde, cisim kaybolmuştu.

carlos3.jpg


Bu olayı takip eden ay Diaz, baygınlık geçirdiği o “kayıp zaman”da neler olduğunu yavaş yavaş hatırlamaya başladı. Bu esrarengiz “Işık Gemileri”nin pilotları ve kendisi arasında oluşan arkadaşça teması hatırlıyordu. Carlos Mexico City’nin 40 mil güneyindeki Tepoztlan Vadisi’ne taşınmaya karar verdi; UFO’lar orada çok eski çağlardan beri gözlemlenmekteydi. Tepoztlan’da UFO’ların bir kaç fotoğrafını daha çekme fırsatı bulan Diaz, aynı zamanda dünya dışı varlıklarla da temaslarını sürdürdü ve bu varlıkların neden Dünya’mıza geldiklerini, Dünya üzerindeki canlılar ve yaşam hakkında neden bu kadar endişeli olduklarını öğrendi.

carlos4.jpg


10 yıl sonra, 11 Temmuz 1991’deki güneş tutulması sırasında binlerce kişi esrarengiz bir aracın gökyüzünde uçtuğunu gördü. Olayı araştıran TV spikeri Jaime Maussan, tanıkların çektiği fotoğrafların ve videoların bilimsel analizinin yapılmasına öncülük etmekteydi. Carlos, artık deneyimlerini halkla paylaşmanın zamanının geldiğini hissediyordu.
Carlos’un çektiği fotoğrafları inceleyen Maussan, fotoğrafların kalitesine hayran kalmıştı. Dahası, bir deneme yaparak Carlos’a bir video kamera verdi ve ondan gözlemlediği UFO’ları filme almasını istedi. Hayal kırıklığına uğramayacaktı. Sadece üç gün sonra Carlos ona çektiği ilk filmi getirdi ve bunu takip eden 5 ay içinde üç film daha çekti. Filmlerin hepsinde aynı “Işık Gemisi” görünüyor ve Tepoztlan Vadisi üzerinde akıl almaz manevralar yapıyordu. Hatta bir defasında o kadar alçaldı ki tüm kamera ekranını doldurdu.

carlos5.jpg


Tüm bunlardan oldukça etkilenen Maussan, Diaz belgelerinin bilimsel analizinin yapılmasına öncülük etti. Meksika Üniversitesi’nde Enformasyon eğitimi veren Prof. Victor Quesada, fotoğrafları ve filmleri farklı metodlar kullanarak derinlemesine inceledi ve Diaz’ın iki tür cismi filme aldığı sonucuna vardı: bunlardan küçüğü 11-14 metre çaplarındaydı, büyük olanlarının çapı ise yaklaşık 36 metreyi buluyordu.
Quesada bu materyallerden o kadar etkilenmişti ki, 1993’te bu konuda bir saha araştırması yapmaya karar verdi. Aynı üniversiteden 10 profesör ve 20 öğrenciyle birlikte Tepoztlan Vadisi çevresindeki dağlarda kamp kurarak gözlem yapmaya başlayan Quesada ve ekibi gökyüzünde gerçekten de esrarengiz parlak cisimlerin uçtuğunu gördüler ve bunları filme aldılar. Hatta bir gece cisimlerden biri kampın yakınlarına indi. Cismi görünce paniğe kapılan öğrenciler kaçmaya başladılar; bu sırada bazıları düşüp yaralandılar. Bunun üzerine Prof. Quesada projeyi sona erdirmek zorunda kaldı.
Olayı öğrenen Alman tarihçi, antropolojist ve UFO araştırmacısı Michael Hesemann, bağımsız bir çalışma yapmaya karar vererek 1994’te Tepoztlan’a gittiğinde, eğer olay gerçekse burada şehrin üzerinde dolaşan geniş parlak cisimleri gören başka şahitler de bulacağından emindi. Tepoztlan kasabası, eski Meksika yerlileri Aztekler’in kutsal vadilerinden birinin üzerinde kurulmuştu. Buradaki büyük taştan oluşumların, Tufan öncesi zamanlarda yaşayan Dev’lerin ve kozmik enerji girdaplarının anıtları olduğu düşünülmekteydi. Aztekler’in tek piramidi “teo-calli”, ya diğer bir deyişle “enerji evi”, bölgedeki bir dağın tepesinde bulunmaktaydı. Mabedin yanında disk biçiminde bir kaya vardı; geniş, taşlaşmış bir uzay gemisini andırmaktaydı. Yanında ışıkların kayası adı verilen oluşum bulunuyordu.

carlos7.jpg


Yerlilerin anlattıklarına göre, çok eski çağlardan beri buradan esrarengiz ışıklar çıkmaktaydı. Bu ışıklar kutsal vadiyi geçiyor, hatta bazen Popocatepetl Yanardağı istikametine doğru uçuyorlardı.
Tepoztlan’daki eski manastırda incelemeler yapan Hesemann burada göklerde dolaşan turuncu-kırmızı esrarengiz cisimleri gösteren duvar resimleri buldu; bunlar Diaz tarafından fotoğraflanan ve filme alınan cisimlerin aynısıydı. Manastırın ana kapısının üzerindeki bir kabartmada güneş, ay ve yıldızların yanında bir “Işık Gemisi” resmedilmişti. Hesemann’ın bulguları hem eski Tepoztlan’lılardan Don Alberto Palacios, hem de eski belediye başkanı Don Lazaro Rodriguez tarafından doğrulandı; bu cisimler yüzyıllardan beri Tepoztlan semalarında gözlemlenmekteydiler.

carlos6.jpg


Bu gizemli cisimleri gören başka tanıklar olup olmadığını araştıran Hesemann gerçekten de şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştı: Tepoztlan’lıların yarısından çoğu turuncu-kırmızı ışık gemilerini gördüklerini söylemekteydiler. Detaylar sorulduğunda hepsi aynı şeylerden bahsediyorladı: “turuncu, kırmızı ve sarı renkte”, “yuvarlak, disk biçiminde, üzerinde düz bir kubbe bulunan”, “ışıklarla çevrili”, “birdenbire belirip kaybolan” ve “süzülerek giden ve olağanüstü manevralar yapan cisimler” Görgü tanıkları farklı sosyal kesimlerden gelmekteydi: çiftçiler, bankacılar, Federal görevliler, sanatçılar, fizikçiler…Görgü tanıklarının ifadeleri oldukça dikkat çekiciydi:
“Pek çok kişi farklı zamanlarda ve Tepoztlan’ın farklı bölgelerinde bu cisimleri gözlemlemiştir. Bu cisimler bir anda belirirler, bir süre gökyüzünde asılı kalırlar ve ardından gözden kaybolurlar. Fotoğraflarda ve filmlerde göründükleri gibiler, bu da onların gerçek olduğunun bir kanıtı…”
 
BİLLY MEİER –İSVİÇRE

billy1.jpg

Meier ve karısı, bu önemli temas olayını uzun yıllar araştıran ABD Hava Kuvvetlerinden Em. Yarbay Wendelle Stevens ve ekibiyle

3 Şubat 1937’de İsviçre’de doğan “Billy” Eduard Meier, yaklaşık 65 yıldır Pleiades takım yıldızından gelen dünya dışı varlıklarla fiziksel ve telepatik olarak temas içinde bulunmaktadır. Erra gezegeninden gelen Pleiadeslilere sözcülük yapan Billy Meier, bize onların büyüleyici ve ezoterik öğretilerini ve bilgeliklerini iletmekte ve üstlendikleri insanoğluna rehberlik etme görevinde onlara yardımcı olmaktadır.

billy2.jpg

Meier'in çektiği binlerce fotograflardan bazıları
Billy’nin dünya dışı varlıklarla olan teması henüz 5 yaşındayken başlamıştır. Pleiades’ten gelen dünya dışı varlık Sfath, öğretileriyle Billy’i hayatının misyonuna hazırlamış, Billy’nin temasa geçtiği ikinci varlık olan Asket ise 11 yıl boyunca onu eğitmeye ve ona dünyevi ve dünya dışı inançlar ve kültürler hakkında bilgi vermeye devam etmiştir.

billy3.jpg


28 Ocak 1975 günü, Billy ve Pleiadesli dişi varlık Semjase arasında, 100’den fazla teması kapsayacak bir iletişim başlamıştır. Semjase’yle aynı uzay gemisinde bulunan Ptaah ve Quetzal adlı iki uzay adamı da bu temasların bazılarında onlara eşlik etmişlerdir. Bunlardan Billy’nin merhametli bir bilgeliği olan yaşlıca bir adam olarak tanımladığı Ptaah genellikle anagemide bulunmaktaydı; Quetzal ise üs komutanıydı.

billy4.jpg


Uzay gemisi ve içindekilerle Billy düzenli aralıklarla buluşmaya başlamışlardı. Pleiadesliler, Billy’yle özel konuşmalar ve telepati yoluyla temasa geçmekteydiler. Pleiadesliler ve daha ileri varlık formları tarafından iletilen ve dünya tarihi, insanlık, bilim ve ruhsal konular hakkında ilginç bilgiler veren temas konuşmaları satırı satırına kayda geçirilmiştir. Bunlardan bazıları Pleiadeslilerin isteği üzerine bizzat Meier tarafından yazılmıştır. Meier, 1989 yılından bu yana Semjase’nin babası Ptaah’la yılda yaklaşık dört kez temasa geçmektedir. Pleiadeslilerle olan temaslarının toplam sayısı 50’yi aşmaktadır.

billy5.jpg

Meier, Pleiades gemisinin indiği yerde bıraktığı izlerle
Meier, uzaylıların anavatanları olan Erra gezegeninin Dünya’ya çok benzediğini ve onun daha temiz ve saf bir kopyası olduğunu söylemektedir. Pleiadesliler yükselişe giden yolu çok önceden seçmişler; gelişimleri süresince pek çok iniş çıkışlar yaşamışlar ve çeşitli dönemeçlerden geçmişlerdir. Muhteşem bir uygarlığın çöküşüne şahit olan Pleiadesliler arasından kurtulmak amacıyla birleşen bir grup, Erra gezegenine yerleşmiş ve uyumlu bir toplum olarak büyümeyi ve gelişmeyi başarmıştır.

billy6.jpg

İsviçre Hava Kuvvetlerinden bir Mirage Jeti, Meier'le iletişim kuran bir Pleiades UFO'sunu takip etmeye çalışıyor...
(Meier'in temasları askeri yetkililercede bilindiğinden evinin etrafındaki hava sahası sürekli askeri jetlerle kontrol ediliyor..Hatta Meier olayını araştırmak için birçok defa bölgeye giden Başkanımız Haktan Akdoğan, bir defasında bu jetlerin Meier'in evinin üzerinde keşif uçuşu yaptığına tanık olmuş..)
Billy Meier’ın deneyimleri kayda geçen en uzun belgelenmiş temas hikayesini oluşturmaktadır. 1978 baharında, Meier uzaylılarla toplam 105 kez yüzyüze görüşmüştür. Bu temaslar, çok sayıda dikkat çekici ve benzersiz kanıtın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bazı temaslar sırasında, Semjase, Billy’nin tabak biçimindeki uzay aracını uçuş manevraları yaparken fotoğraflamasına izin vermiştir. Billy, ışık gemisi adı verilen bu uzay aracının 2.000’den fazla fotoğrafını çekmiştir. Meier bu uzay araçlarını filme de almış, ayrıca başka güneş sistemlerinden geldiğini söylediği kristaller ve metal örnekleri sunmuştur. Bu metal örnekleri IBM ve bazı NASA yetkilileri tarafından da incelenmiş ve dünyada bulunmayan bazı garip elementler içerdiği tespit edilmiştir.

billy7.jpg


Pleiadeslilerin uzay aracı sadece Meier tarafından değil, sayısız kişi tarafından gözlemlenmiş; tanıklar iddia edilen olayların gerçek olduğunu görerek büyük hayrete düşmüşlerdir. Bu gözleri açan deneyimler, uzaylılarla olan temaslarından bahsettiği için deliliğinden şüphe edilen İsviçreli çiftçiye gereken desteğin verilmesini sağlamıştır. Tanıklar sadece Billy’nin teması yoluyla oluşmuş olabilecek açıklanamayan olaylar gördüklerini, duyduklarını ve yaşadıklarını söylemektedirler. Bu tanıklar arasında sadece Billy’nin arkadaşları ya da yardımcıları değil, aynı zamanda tamamen konuyla ilgisiz, farklı bir çok insan bulunmaktadır. Örneğin, 1975’te uzaylılarla Billy’nin buluşma yeri olan Bachtel Dağı yakınlarında düzenlenen bir müzik festivalini izleyen seyirciler gece ışık gemisinin gösterilerine şahit olmuşlardır.

billy8.jpg

İşte Billy Meier'e verilen ve analizi yapılan metal parçalarından biri
Billy Meier olayı UFO tarihinde benzersiz olarak kabul edilmektedir. Tanıkların ifadeleri ve çeşitli yazılı ve görsel materyallerle belgelenmiş ve zenginleştirilmiş bir başka temas olayı bulunmamaktadır. Billy ve Pleiadesliler arasında geçen konuşmalar ve öğretiler insanlığa çok değerli dersler vermeye devam etmektedir:

billy9.jpg

Haktan Akdoğan Meier'in evinin önündeki Pleiades Anıtında
“Bizim için zaman şimdiki andır.” Ptaah
“Zaman, uzaklık, uzunluk, renk…bunların hepsi kişinin perspektifine göre değişen şeylerdir. Örneğin biz, dağların yüksekliğini deniz seviyesinden değil, Erra’nın merkezinden olan uzaklığını bularak ölçeriz. Eğer bu dünyada yapılsaydı, en yüksek sıradağların Güney Amerika’daki Ant Dağları olduğu ortaya çıkacaktı.”
“Sevgi, bir kişinin ebedi gücü yayabileceği bir araçtır; sevgi ölümü mağlup eder ve ışık yayar; sevgi bilgeliği, barışı ve aklımızın alamayacağı diğer her şeyi somutlaştırır.”
“Dünya insanını gelişimini sınırlayan tek şey yine Dünya insanının kendisidir.”
“Bilgelik, ruhunun varlığını farkeden ve onunla birlikte Yaratılış kurallarına göre çalışan bir insanın işaretidir. Bilgelik ve ruh, güneş ve güneş ışığı gibi tek bir vücutta hareket eden iki faktördür…her ikisi de sıcaklık ve ışık verir.”
Semjase

‘Temasçı’ olarak ünlenen Eduard ‘Billy’ Meier , çocukluk yıllarından beri Pleiades’den gelen varlıklarla temas halinde olduğunu iddia ediyor . Ve bu iddiasını destekleyen bir çok kanıtı da var. Meier , 1975-76 yılları arasında NASA ve Amerikan Hava Kuvvetleri’nden uzmanlar tarafından incelenip gerçekliği onaylanmış binin üzerinde renkli ve mükemmel görüntü kalitesinde UFO fotoğrafı çekti. UFO’ların çıkardığı vızıltıya benzer sesleri kaydetti ve Holywood ses mühendislerinin benzer efektleri oluşturmak için gelişmiş bir kayıt stüdyosunun gerektiğini söyledikleri ses efektleri ortaya çıkardı. IBM’in uzman kimyagerleri tarafından üretilmesinin ancak dünyada henüz keşfedilmemiş bir ‘soğuk füzyon’ işlemi sonucu mümkün olabileceği açıklanan metal parçalarını beraberinde getirdi. Ayrıca temasları sırasında yanında bulunan ve parlak uçan cisimlerin gelip gidişine şahit olan 40’ın üzerinde görgü tanığı var.
 
devamı...

Meier , artık tüm ilgisini bu işe yönlendirmişti. Gece gündüz çalışarak , dünya-dışı varlıkların mesajlarını ve temasları sırasındaki konuşmaları tek sağlam koluyla yazıya geçirdi. Geceler boyunca temasları için hazırda bekliyor , sabahın erken saatlerinde tamamen tükenmiş ve çalışamayacak halde eve dönüyordu ; sonunda kendisini destekleyen insanlardan gelen teklif üzerinde kırsal bölgede , ‘Semjase-Gümüş-Yıldız-Merkezi’ adını verdikleri bir komüne yerleşti.

Billy Meier’in oğlu Methusalem Meier ile röportaj

Babanın UFO temasları hakkında ne düşünüyorsun? Bu konuda hiç şüpheye düştün mü ?

Babamın temasları konusunda hiç bir zaman şüpheye düşmedim. Tüm deneyimlerinin gerçek olduğuna her zamanki kadar inanıyorum , sonuçta bu konuda benim şahsi deneyimlerim de var . Her şeyden önce daha ben küçük bir çocukken bile annem ve bazen erkek ve kız kardeşlerimle birlikte gözlemlerde bulunduk. Bu gözlemler hiç bir zaman aklımdan çıkmadı çünkü çok etkileyici anlardı. Babamın gözlemleri artık bana çok doğal geliyor ve bu konuda ona olan inancım tam.

Hiç UFO gördün mü ? ve babanın iletişim kurduğu dünya-dışı varlıklarla ilgili sıra dışı durumlarla hiç karşılaşın mı ?

Daha önce de belirttiğim gibi daha küçük bir çocukken bile gözlemlerim olmuştu. Bu gözlemlerden bazıları çok net bir şekilde aklımda . Bilerek bazı hatıraları unutmamam için hafızama kazıdıkların düşünüyorum. Ayrıca pek çok sıra dışı olay yaşadığımı söyleyebilirim.

Hatırlayabildiğim en erken deneyimim 1976 Haziran ayındaki gözlemimdi. Yanımda annem ve kardeşlerim Hans Schutzbach ve Amata Stetter ile birlikte Hinwil’de kırsal bir alandaydık. Sıcak , güneşli bir gündü ve Hans gökyüzünde uzaklaşmakta olan büyük , gümüş rengi bir uçan daire gördüğünde heyecanlanıp ortalıkta koşuşturmaya başlamıştı. Hemen bir fotoğraf çekti fakat o sırada araç oldukça uzaklaşmıştı. Uzun bir süre uçan dairenin uzaklaşmasını seyrettik.

1980 yazında Sadelegg’de Samjase’nin ‘ışık gemisinin çıkardığı sesleri kaydetme olanağı bulduğumuz sırada bende oradaydım. Sesler başladığında annemin yanında duruyordum. O kadar çok ses çıkıyordu ki 4 kilometre uzağımızda yaşayan komşularımız neler olduğunu görmek üzere gelmişlerdi. Kayıt cihazı annemdeydi ve oldukça başarılı bir kayıt yaptı.

Bir yıl sonra ağustos ayının başlarında yanımızda başka tanıklarla birlikte Bühl’ün Töss Vadisinde bir gece gözlemi sırasında sıra halinde ufukta ilerleyen 6 ışıklı cisim gördük. Uçuş manevralarının sıra dışı olması nedeniyle bunların sıradan uçaklar olamayacakları açıktı. Işıklı cisimlerin gösterisi yarım saatten fazla sürdü ve hepimiz onlara şahit olduk. Daha sonra cisimlerden bazıları karanlığa karışıp giderken bazıları da birden bire ortadan kayboldular.

Daha sonra , 1982 yılının Eylül ayında ben henüz 9 yaşındayken küçük bir köprünün inşaatı sırasında babamın yanındaydım. İşimiz bitip taze çimentonun çevreden zarar görmemesi için malzeme getirmek üzere oradan ayrıldığımız sırada birden bire yanımızda bulunan Silvano kulübenin köşesinden koşarak gelip babamı çağırdı ve birinin az önce döktüğümüz çimentonun üzerinde bir ayak izi bıraktığını söyledi. Hemen koşarak oraya gittik ve çimentonun üzerinde 42 santimetre uzunluğunda bir ayak izi gördük.
Billy Meier ile röportaj
Dünya-dışı kaynaklı varlıklarla temasların ne zaman başladı ?

Bu varlıklarla temaslarım 1940’lı yıllarda ben henüz genç bir delikanlı iken başladı. İlk iletişim kurduğum kişi,yaşadığım köyün İsveç-Alman aksanıyla konuşan Sfath adındaki yaşlı bir adamdı.
Her şey güzel , güneşli bir yaz sabahı babamla birlikte evimizin yanındaki bir ceviz ağacının yanında durduğumuz sırada başladı. Birden bire içimde gözlerimi Eshenmoser Dağına doğru çevirmek için karşı koyamadığım bir istek duydum ve dönüp baktığımda gökyüzünde kilisenin çan kulesine doğru ilerleyen gümüş rengi bir parıltı fark ettim.
Henüz bir saniye bile geçmemişti ki gümüş rengi ışık tam üzerimizden geçip 5 kilometre ilerideki ağaçların üzerinde gözden kayboldu . cismin büyük , daire şeklinde metalik bir disk olduğunu gördüm. Babama gördüğümüz şeyin ne olabileceğini sorduğumda muhtemelen Hitler’in gizli silahlarından biri olabileceğini söyledi. Bir şekilde babamın açıklaması bana inandırıcı gelmedi ve o günden sonra sıkça gökyüzünü gözlemeye başladım. Geceleri gökyüzünde hızla ilerleyen yıldızlar görüyordum ve bunlar kesinlikle uçak değillerdi.
“ Dünya çapında bir UFO tartışması yaratmak görevi bana verilmişti.”
Bir gün içimden gelen bir ses , benimle konuşmaya başladı. Bir gün , içimdeki ses bana Höragen Ormanındaki Langenzinggen’e gelmemi ve armut biçiminde uçan bir aracın beni ziyaret edeceğini , olacakları beklememi söyledi. Ses’in söylediğini yaptım ve bahsettiği yere gittim. Oraya varışımdan kısa bir süre sonra gümüş rengi armut şeklinde uçan bir araç alçalarak yanıma indi. Gemiden yaşlı bir adam inerek dostça bir tonda bana seslendi. Adının Sfath olduğunu ve uzak bir gezegenden geldiğini , benimle tartışmak ve bana öğretmek istediği bir çok şey olduğunu söyledi. Bu benim Dünya-dışı insansı bir varlıkla ilk karşılaşmam oldu ve yıllar boyunca Sfath’dan başkalarıyla da karşılaştım. Temaslarım 1952 yılında sonra erdi ve 1964 yılında Asket adında dünya-dışı bir kadınla yeniden başladı. Sfath , ziyaretleri sırasında geldiği yerin Pleiades/Plejares olduğunu belirtmişti. Asket ise bizim galaksimizin ikizi olan DAL galaksisinden geliyordu. 1974 yılında , bizim aşina olduğumuz Pleiades takım yıldızından farklı olan Pleiades sistemindeki Erra’dan gelen geç bir kadınla temasıma kadar başka temas yaşamadım. Bu yeni temasçının adı Semjase idi ve onunla temaslarım 19802lerin başlarına kadar sürdü. Ayrıca samjase’nin kız kardeşi Pleja ve babaları ve Quetzal Kumandanı olan Ptaah tarafından da ziyaret edildim. Temaslarım sırasında yanımda Talida ve Menara adlarında iki genç kadın ve başkaları da oldu.
Benimle olan temasları resmi olarak 3 Şubat 1995’deki son ziyaretleri ile son buldu. Fakat bu temasların sona erdiği anlamına gelmiyordu; sadece Pleiades/Plejaran’ların Dünya2daki görevleri resmi olarak tamamlanmıştı. Özel ve resmi olmayan temaslar kesintisiz devam ediyor ve bu temaslar hayatımın sonuna kadar devam edecek.
Dünya-dışı varlıklar nereden geliyorlar ve neden bizi ziyaret ediyorlar ?
Benimle temas kuran varlıklar Pleiades/Plejares Takım Yıldızından geliyorlar. Fakat daha önce de belirttiğim gibi onların geldikleri yer , bizim kendi uzay-zaman düzlemimizden gözlemlediğimiz , Dünyamıza 420 ışık yılı uzaklıktaki Pleiades Takım yıldızıyla aynı yer değil. Şu anda Pleiades/Plejares Takım yıldızları sadece 62 milyon yıl yaşında , sıcak mavi güneşler ve ister tamamen spiritüel ister materyal yaşam formları olsun her hangi bir canlı türünün yaşamasına uygun değiller.
Pleiades/Plejaran’lılar Dünyamızı ziyaret ediyorlar çünkü orijinali Lyra-Vega sitemlerinden Dünyaya gelmiş olan bir grupla doğrudan akrabalar. Ayrıca başka bir uzay-zaman düzleminde bizim bildiğimizden farklı bir Lyra-Vega takım yıldızı da bulunuyor.
Dünyada bulundukları zamanlarda Lyrian ve Vega’lı varlıklar dünya halkları arasında büyük bir karışıklığa sebep oldular ve bunun sonucunda dünya insanları spiritüel öğretilerini ve yaratılış ile olan uyumlarını yitirdiler. Bu dönemlerde işin içine başa faktörler de girdi fakat bunların Lyrian ve Vega’lı varlıklarla doğrudan bir bağlantıları yoktu. Aksine son yaşanan olaylara insanlar üzerinde genetik değişimler gerçekleştiren uzaylı varlıklar yol açtılar. Değişim geçiren bu insanlar daha sonra Dünyaya getirildiler ve Dünyada yaşayan normal insanların arasına karıştılar. Böylece tüm insanlar genetik olarak bir değişim yaşadılar. Verdikleri hasarı ve zararlı etkileri düzeltmek ve telafi etmek isteyen Pleiades’li ve Plejaran’lı varlıklar olayın sorumluluğunu üstlenerek dünya insanına, büyük önem taşıyan öğretileri ve şu anki insanlığın gerçek geçmişi gibi bilgileri insanlara ulaştırarak kendi ataları ve diğer varlıkların yol sebep olduğu kaybımızı telafi etmeye çalışıyorlar.
 
Son düzenleme:
yazının devamı ...

Temaslarınız sırasında neler yaşandığını bize tasvir edebilir misiniz ?
Temaslarımın yeni başladığı yıllarda sık sık motobisikletimle millerce dolanıp çok uzak mesafelerdeki bir yerle kuracağım telepatik bağlantı için yönlendirilmeyi beklerdim. Ya da ormanda boş bir bölgeye gidip yerde yada iniş yapmak üzere olan ışık gemisinde beni bekleyen bir varlıkla buluşurdum .Temaslarımı geceleri olduğu gibi gündüzleri de yaşadığım için bazen bölgede dolaşan insanlar yüzünden temas kurulana kadar saatlerce beklemek zorunda kalırdım.

Bir süre sonra buluşma yerimize yanımda başka insanları da getirmeme izin verdiler fakat getirdiğim insanların en azından 500 metre gibi bir uzaklıkta durmaları gerekiyordu. Gene de yanımda gelenler ışık gemilerinin iniş ve kalkışlarını görebiliyorlardı.

Daha sonraları Semjase-Silver-Star-Center’a taşındığımızda nadiren temaslarımı kurmak üzere ormana çağrıldım. Bunun yerine direkt olarak bir ışık gemisine ışınlanıyordum ki bu da bir grup insanın arasında dururken birden bire yok olmam anlamına geliyor. Bir çok insan böyle bir duruma şahit oldu ve bir çoğu ışık gemilerini ve uzaylı varlıklarının bizzat kendilerini gördüler.
1982 yılında sağlığıma ciddi hasarlar veren bir yıkım yaşadım. Sağlığıma tekrar kavuşmam uzun zaman aldı ve benden çok şey götürdü. Bu yüzden ölüme yaşamdan daha yakın olduğum 1982-1989 yılları arasında Pleiades-Plejaran’lılar ofisime yada dışarıda yalnız olduğum zamanlarda bulunduğum yere direkt olarak kendilerini ışınlayarak temaslarını sürdürdüler.
Pleiades-Plejaran’lıların uzayda yolculuk ederek yaşadıkları yerden Dünyamıza gelmeleri ne kadar zamanlarını alıyor? Ve 500 ışık yılı gibi astronomik bir mesafeyi kısa sürelerde aşmayı nasıl başarıyorlar?
Önceki temasları sırasında bizim göremediğimiz Pleiades uzay-zaman boyutundan yer değiştirerek gezegenlerinden Dünyaya gelmeleri 7 saat sürüyordu. Daha sonraları teknolojilerini geliştirerek bu süreyi 7 dakikaya indirdiler. Bu gün en son ulaşım teknolojilerini kullanarak hiç bir zaman kaybı yaşamadan evrende istedikleri noktaya anında ulaşabiliyorlar.
Temaslarımızın ilk yıllarında dünya-dışı varlıklar itici güç sistemlerinde ışın , devinim ve anti-madde teknolojilerini kullanıyorlardı .Bu sistemler sayesinde ışık hızının katlarına çıkarak inanılmaz mesafeleri kısa sürede aşabiliyorlardı. Bu teknolojileri geliştirmeleri sonucu yeni itici güç sistemlerini verici olarak geliştirdiler. Bu vericiler pleiades-Plejaran’lılar tarafından sanal olarak varacakları son noktaya programlanarak yolcuların hedeflerine her hangi bir zaman kaybı olmadan ulaşmalarını sağlıyorlar.
Dünya-dışı varlıklar neden kendilerini mesela Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Sarayı , New York B.M Karargahı yada Beyaz Saray’ın bahçesi gibi merkezi yerlerde halkın önünde göstermiyorlar ?
Bunun çeşitli sebepleri var . Fakat en önemli sebepleri Pleiades/Plejaran’lıların belli kurallar dahilinde hareket etmeleri . Buna göre kendilerini dünyalılara göstermiyor , henüz uzay yolculuğunu keşfetmemiş ve henüz kendi aralarında barışı sağlayıp uyum içerisinde yaşamayı öğrenememiş bir gezegenin toplumunun olaylarına her hangi bir şekilde karışmıyorlar. Bu sebeplerden dolayı kendilerini açık bir şekilde tüm dünyanın önünde göstermeleri mümkün değil.
Nasıl oluyor da uzaylı varlıkların ışın gemilerini ve manevralarını gösteren bu kadar net ve açık fotoğraflar , görüntüler çekebiliyorsunuz ?
Uzaylılar , bizim UFO olarak tanımladığımız uçan cisimlerinin en düzgün ve belirgin fotoğraf ve videolarını çekme işi için beni görevlendirdiler .. Ortaya çıkardığım materyaller , dünyanın her yerinden UFO’lar konusunu tartışan insanlara dünya-dışı zeki yaşamın varlığı hakkında bir mesaj niteliği taşıyorlar .Ayrıca bu kanıtların bir işlevi de hükümet ajanlarının ve askeri yetkililerin ellerindeki UFO’larla ilgili, UFO kazalarını ve içlerinden çıkarılan varlıkları da kapsayan bilgileri sır olarak saklamaya son verip bu bilgiyi tüm halklarla paylaşımına açmaya zorlamak . Pleiades/Plejaran’lılar, elimdeki materyallerin fotoğrafların ve diğer kanıtların tüm dünyaya yayılarak en sonunda karşıt görüşteki insanların engelleyemeyeceği şekilde tüm insanlara ulaşacağından eminler.
 
Geri
Üst