aslında "dinci iktidar" deyince onlara oy veren %47 ye dinci dendiğini anlamak yanlış. hakikaten dinci olan, din satan, insanların dini duygularını, vicdanını, inançlarını, en ince noktasından yakalayıp, "bizde sizdeniz, aynı saftayız" imajıyla oy toplayan, rant ve çıkar sağlayan bir iktidar oldugunu düşünebiliriz. ancak bu iktidarın her ne kadar secimle geldiğini söylesek de, aslında bu %47'nin buyuk bi kesimi, bu buyuk yalana inanan, aldatmaya kanan çogunluktur. iş "dincilik" değil de "dindarlık" adı altında incelenirse zaten bu milletin tamamına yakın bi kısmını görürdük. ama işte laiklik ilkesinin ihlali boyle yanlış yollara sürüklüyor bu milleti
Bence %47 nin büyük kesimi, temelde aynı ideolojik düşünceye sahip olmasa da, diğer partilerin şu ana kadar "yaptığı icraatlar!" dan bıkıp usanmış, malum partiyi bir umut ışığı olarak görmüş ve oyunu verirken bu yönde düşünerek hareket etmiş vatandaşımızdır.
taksimdeki taciz olayı, dinimize aykırılığından öte, insanlığa yakışmayacak bi ayıptır. ama iktidarın bu kdr din propogandası yaptıgı, insanları bu telden yakaladıgı bi ortamda bu çirkin olay bi tezat oluşturuyo. dolayısyıla da bu konuya boyle bi başlık atmamak da zor olsa gerek.
Peki yılbaşı gecesi ne yapılmalıydı? Kastettiğin parti, bu eylemi gerçekleştirecek potansiyele sahip tüm adamları içeri mi almalıydı? Yoksa şehrin bütün panolarına "tehlikenin farkındamısınız!!" afişlerimi asmalıydı? Yoksa basın açıklaması yapıp "vatandaş ortalıkta insanlıktan nasibini almamış bir abaza ordusu gezmekte, lütfen karınıza kızınıza sahip çıkın!" mesajımı vermeliydi?
[/quote]