Hıncal Uluç Bugünkü Yazısı
Valiyi önce kutlayalım!..
Bursa Valisini önce kutlamak lazım, kararından dolayı.. Herkesin ağzında ayni laf.. "Bunlar bir kaç çapulcu.."
Öyledir de, devleti bir kaç çapulcuya mı teslim edeceğiz, peki?..
Üç beş çapulcu yüzünden vatandaşın anayasal seyahat hakkı askıya mı alınacak?. Üç beş çapulcu terör estiriyor diye insanlar, özünde, dostluk, sevgi ve yakınlaşma olan bir güzelliği izleme haklarını kayıp mı edecekler?.
Beşiktaşlılar Bursa'ya gelemez.. Bursalılar da Beşiktaş'a..
Bu mudur?. Devlet bu mudur?.
Peki ya Bursa, diyelim Fenerbahçe ile şampiyonluk yarışında.. Fener, seyircisini alıp İnönü'ye gidecek. Bursa, sadece Beşiktaşlılarla dolu bir statta oynayacak. Bu nasıl eşitlik, adalet anlayışıdır?.
Bugün Bursa, Beşiktaş.. Yarın emsal olacak.. Galatasaraylılar Sivas'a, Fenerliler Trabzon'a.. Sonra..
Sonu ne söyler misiniz?. Sonu gücü gücü yetene.. Sonu anarşi..
Peki devlet nerde o zaman?.
Devlet kaçmaz.. Devlet örtbas etmez. Devlet göz yummaz..
O bir kaç çapulcu bilirse ki, devlet vardır, bir daha çapulculuk yapmaz. Yapmağa kalksa, devletten önce Bursalılar önler onları.. "Sizin yüzünüzden başımıza gelmeyen kalmadı" diyerek..
Vali, sorunu ertelemeye son vermiştir. İşte bu sebeple önce kutlanması gerekir..
Önlem açısından eksikler var mıdır?. Bu da soruşturulur. Ama bilinmelidir ki, vali, bir devlet adamının vermesi gereken kararı almıştır.
Şimdi iş, Bursa savcılarına ve federasyona kalıyor..
Futbolda şiddet yasası, cezalar ağırlaştırılarak yenilendi. Bu yasanın hükümleri aynen uygulanmalıdır. Bunun ilk sorumlusu da, Bursa savcılarıdır.
Bu bir avuç çapulcu, bir yığın kayıtta var. Olayın şahitleri var. Yani failler hemen hemen belli.. Bunlar yasadaki en ağır ceza talepleriyle mahkemeye sevk edilmelidirler.. Mahkeme yasadaki en sert cezaları vermekten çekinmemelidir. Bu uygulama yapılırsa, holiganlığı besleyen "Ben yaparım. Cezayı kulüp öder, benim kılıma dokunulmaz" inancı biter. Suç ve cezaların şahsiliği hükmü işlemeye başlar.. O çapulcu, yaptığı haince eylem sonunda kabağın artık kendi başında patladığını görür.. O zaman görelim boyunu bakalım..
Bursa savcıları ve mahkemelerinin eline, bu ülkedeki futbol terörü ile savaş için tarihi bir fırsat geçmiştir. Yasaların raflarda kalmadığını, sahaya indiğini gösterme fırsatı. Bursa, Türkiye bu fırsatı kaçırmamalıdır.
Türkiye Futbol Federasyonu'nu da tarihi bir karar bekliyor..
Bursa bu çapulcuları yıllardır biliyor.. Bunlar için futbol bahane.. Zevk aldıkları şey şiddet.. Bursa bu ülkede benim en sevdiğim kent. En iyi dostlarım orda. En çok gittiğim yerdi.. Taa o uğursuz maça kadar.. Hem de Bursa'nın kazandığı bir Galatasaray maçından sonra, Ertekin, Orhan ve benim hayatımızı, büyük bir cesaretle yanımızda duran ve "Atlayın bunların niyeti kötü" diyen Bursalı şöför kurtardı. Maç bitmiş, o zaman cep telefonu yok. Ben yazdırmak için beklemiştim. 45 dakika sonra çıktım basın tribününden.. Ertekin'le Orhan kapıda bekliyor.. Ama karşı kaldırımda da 30- 40 kişilik bir gurup bekliyor.. "İşte bunlar Galatasaraylı" diye haykırdı liderleri.. Bize doğru yürümeye başladılar.. Biz hızlandık, onlar hızlandı. Biz koşmaya başladık. Onlar koşmaya başladı.. Onlar genç, bizim yaşımız belli.. Ertekin 70'lik o zaman.. Nereye kadar?. İşte o sırada taksi durdu yanımızda..
O gün bugün Bursa'ya, o cennete, o dost insanlar kentine mecbur kalmadıkça gitmedim..
Yani bu çapulcular hep var.. Peki Bursaspor kulübü ne yapıyor mücadele için..
Bir maçın oynanmasını engelleyenler için "Bu çapulcular, Bursa'ya, Bursaspor'a mal edilemez" demek, gelecek maçları da tehlikeye atmak demektir. Bu çapulcular, en büyük zararı Bursa'ya verdiklerini de bilmek zorundadırlar.
Bunun yolu da maçın oynatılmasını sağlayamayan ev sahibi Bursaspor'un hükmen mağlup ilan edilmesidir.. Bu federasyon, edebilir mi?.
Bağdat Caddesi olaylarını görmezden gelenlerin, bir başka sokak olayı için Bursa'ya ceza verebileceklerini sanmıyorum!..
Bu yüzden tekrar ediyorum. Bu ülkede futbolun geleceği, Şiddet yasasının uygulanıp uygulanmayacağını gösterecek Bursa savcı ve yargıçlarının ellerindedir.