Karabasan

benm başıma gelmedi ama hamile kadınların başına daha fazla musallat oluyorlarmış,insan kılığında filan ne kadar doğru bilemiyom ama rivayetler öyle..
yönetimden bir korku köşesi açmasını istesek nasıl olur?:D
evet hamile hanımlara çocuklarını düşürmesi maksadıyla fazlasıyla musallat oldukları söylenir fakat bana da çokça hatta bazen haftanın her günü musallat olduklarını söyleyebilirim hamile olmadığım halde :D buradaki bilimsel açıklamaların hepsi bence hikaye bu farklı birşey bence, ben bana neden musallat olduklarını biliyorum birkeresinde onlara cok ağır küfretmiştim 1-2 ay boyunca yakamı hiç bırakmadılar , işin bir de manevi yönüne bakmak lazım ama o taraf da biraz kafa karıştırır, zaten kafası karışık bilim adamları da çaresini bulamadıkları herşeye bu tarz açıklamalar yapar, neymiş efendim rüyamızda gördüğümüzü vücudumuz yapmasın diye kısmi felç olurmuşuz, saçmalığın daniskası ne rüyalar görüyoruz,ağlayarak uyanıyoruz,mutlu uyanıyoruz,çok korkmuş şekilde uyanıyoruz vs.vs. haydi onu da geçtik uykusunda baya bir yürüyenler var, (uyur gezerler) beyin o zaman nerde neden vücudumuzu korumaya almıyor ?! bence bu olayın sebebi basit bir İLAHİ uyarı, maneviyatı hatırlatan küçük bir enstantane, tabii bu benim yorumum (fazla dinle haşır neşir olmasam da) Değerli doktorlara psikologlara sorsak başka şekilde yorumlar, bazen maneviyatı unutmamak gerekir bizi yöneten,yönlendiren çok büyük bir KUVVET ve KUDRET var,ONU hiçe sayıp herşeyi herşeyi psikolojiyle ve ya bilimsel olarak açıklayamayız aksi takdirde dua etmenin manası olmazdı,iki hap alırdık herşey çözülürdü, zira dualar sadece günahlarımızı affettirmek ve ya cenneti garantilemek için yapılmazlar, işin biraz da parapsikolojik,psişik yönlerine,maneviyatına bakmak lazım bence ...
 
bu saatte okurken içim ürperdi geçmiş olsun banada karabasan hiç gelmedi fakat yaklaşık 5 6 ay geceleri dooğru düzgün uyuyamıyordum yurtta kaldığım vakit ama yurtta geceleri bişiyler olduğuna emindim bi gün gece garip garip sesler duymaya başladık bi arkadaşla ki kaldı o gece gene uyuyamamıştım yazarken terliyorum şu an o yaşadıklarımı Allah kimseye yaşatmasın arkadaşlarım hepsi istediği gibi yatarken ben geceleri sabahlıyordum ışık açık yurtta ne varsa rahatsız oluyordum bi keresinde yatağımdan o kadar hızlı bi şekilde kalktımki Allah tan kafamı ranzanın demirine vurmadım yoksa paramparça olurdu kalktım ve pencereye doğru hızlıca yürüdüm sadece karanlığa baktım arkadaş ne oluyor diyince bilmiyorum dedim gerçekten çok zor bir durum psikolojim dağılmıştı o sıralar şu an yazarken bile ter döktüm bu psikolojiyi atmam lazım üzerimden :D
 
Aranızda hiç spinal anestezi (bel bölgesine verilen anestezik iğneyle, belden aşağısının uyuşturulması) yapılan oldumu bilmiyorum ama varsa o çaresizlik hissini biliyordur..

İnsan doğal olarak yaptıklarını yapamaz hale geldiğinde haliyle korku ve panik yaşar. Sonraki süreçte de, geçmişte yaşadığı o panik anını hatırladığında ya güler ve alaya alır, yada abartıp metafizik olgulara kadar ulaşır..

Enkaz altında kalanlarda, trafik kazasında uzun süre araç içinde sıkışanlarda, bir yerde uzun süre kilitli kalanlarda görülen şeylerdir bunlar.

Goncolus, karabasan vesaire isimlerle anılan bu durum ise bedenin yorgun, zihnin ise açık olmasından kaynaklanan bir şey.. Stress altında sık görülür. Hamile bir bayanın stress seviyesi ise, ikinci dünya harbinde yoğun düşman ateşi altında kalan ve ölümü bekleyen bir askerden 2 kat daha fazladır. Ayrıca söz konusu bayanın bedeninin, içinde büyüyen canlıya verdiği alerjik tepkiler vardır; bozulan bir biyolojik yapı vardır; yoğun bir fizyolojik aktivasyon vardır.. Yani beden yorgun, zihin ise meşgul.. Bu dediklerimi bayanlar çok daha iyi tarif edebilir.

Aynı korku ve çaresizlik hissi kalp krizi geçirenlerde de olur.. Bu yüzden kalp krizinde ilk uygulanan ilaç morfindir. Yani ağrının kesilmesinden ziyade, hastanın sakinleştirilerek kendisine daha fazla zarar vermemesine çalışılır.
 
ohoooo bana çocukluğumdan beri çok defa olmuştur. en son perşembe gecesi oldu. uyandığımda sırtüstü yatıyordum. bende genelde sırtüstü yatınca ve öğlen uykusunda olur. askerde öğlenleri olacak diye kestiremezdim mesela... bazıları sadece felç hali oluyor nefesim kesiliyor herşeyi duyuyorum ama uyanamıyorum sakinleşip birden fırlayarak uyanıyorum k bu normali ama perşembe geceki gibi kabuslu olanlar kötü oluyor. bende skyeye gibi alıştım artık. sık sık olursa nefesinizi kontrol eymeye çalışın. vücut istemsiz şekilde nefes aldırarak uyandırır sizi zaten merak etmeyin...ama o anda bişey yapamıyorsunuz orası ayrı. moralinizi bozmayın olağan bir durum...dua etmek te sizi manen rahatlatır ama dua etsenizde olursa olur merak etmeyin...
 
evet hamile hanımlara çocuklarını düşürmesi maksadıyla fazlasıyla musallat oldukları söylenir fakat bana da çokça hatta bazen haftanın her günü musallat olduklarını söyleyebilirim hamile olmadığım halde :D buradaki bilimsel açıklamaların hepsi bence hikaye bu farklı birşey bence, ben bana neden musallat olduklarını biliyorum birkeresinde onlara cok ağır küfretmiştim 1-2 ay boyunca yakamı hiç bırakmadılar , işin bir de manevi yönüne bakmak lazım ama o taraf da biraz kafa karıştırır, zaten kafası karışık bilim adamları da çaresini bulamadıkları herşeye bu tarz açıklamalar yapar, neymiş efendim rüyamızda gördüğümüzü vücudumuz yapmasın diye kısmi felç olurmuşuz, saçmalığın daniskası ne rüyalar görüyoruz,ağlayarak uyanıyoruz,mutlu uyanıyoruz,çok korkmuş şekilde uyanıyoruz vs.vs. haydi onu da geçtik uykusunda baya bir yürüyenler var, (uyur gezerler) beyin o zaman nerde neden vücudumuzu korumaya almıyor ?! bence bu olayın sebebi basit bir İLAHİ uyarı, maneviyatı hatırlatan küçük bir enstantane, tabii bu benim yorumum (fazla dinle haşır neşir olmasam da) Değerli doktorlara psikologlara sorsak başka şekilde yorumlar, bazen maneviyatı unutmamak gerekir bizi yöneten,yönlendiren çok büyük bir KUVVET ve KUDRET var,ONU hiçe sayıp herşeyi herşeyi psikolojiyle ve ya bilimsel olarak açıklayamayız aksi takdirde dua etmenin manası olmazdı,iki hap alırdık herşey çözülürdü, zira dualar sadece günahlarımızı affettirmek ve ya cenneti garantilemek için yapılmazlar, işin biraz da parapsikolojik,psişik yönlerine,maneviyatına bakmak lazım bence ...


bilimsel gerçekleri ilahi diyerek geçirmek bana yanlış geliyor. Elhamdürillah müslümanım ama psikoloji ve bilimi bi yana atmak ne kadar mantıklı? iyi o zaman başımız ağrıdığında oturup dua edelim ilaç almayalım. olaya böyle bakınca saçma gelmiyor mu? küçüklüğümde uyur gezerliğim vardı ama küçükken yaklaşık 5-8 yaşındayken falan. o yaşta bana maneviyat mı hatırlatılıyor. ben buna inanmıyorum.

hamile kadınlara görükmesi olayı tamamen hormanlarla alakalı. hamile kadınların hormonları tavan yapmış olur. o yüzden böyle şeyler hisstemeler/görmeleri normaldir....
 
bütün cevapları okudum benim hiç başıma gelmedi ama şimdi gelde yat bakalım yatabilirsen bu saatte
 
bütün cevapları okudum benim hiç başıma gelmedi ama şimdi gelde yat bakalım yatabilirsen bu saatte

+1, benimde başıma hiç gelmedi.. Birçok arkadaşımda, buradaki üyeler gibi başlarından geçen olayları anlatmıştı ve birçok sefer korkmuştum..

ama dediğim gibi, Allah'a şükür başıma gelmedi, gelmez de inşallah :D
 
İlk kez yaşadığımda ben de acayip tırsmıştım da 2. ve 3.'de bitse de gitsek moduna girmiştim artık. :)


ahahah aynen :D:D
 
Ben çok sık yaşıyorum neden bilmiyorum. Sırt üstü uyanıyorum hep hatta bir keresinde annem çok kötü duruyordun tabutta gibi dedi, ellerimi bağdaş yapmışım dimdik uzanır vaziyette kalktım. Bir yere seslenme, nefes alamama gibi problemlerim olmuyor genelde ama sürekli kaçıyorum, koşturuyorum ve öyle bir yoruluyorum ki sanki gerçek gibi. Uyandıktan sonra ise yarım saat kendime gelemiyorum, heryerim ağrıyor, elim kolum tutmuyor.. İlginç bişey ben anlam veremedim ama bir bağlılık oluyor sonuçta dine karşı, öylesine fal baktırmaya gittiğim zaman falcının dediği şey: sende uyku problemimi var?. Bundan sonra 3 saat okudu, tam geçmez dedi, bişeyler yazılı muska verdi boynumda hep. Yararı oldu mu bilmiyorum gene oldu çünkü ama bakalım biraz taşımam gerektiğini söyledi. Ve de bunun bir cin olmadığını uğrak olduğunu söyledi. Bence gerçekten dinle alakalı birşeylerde var işin içinde. Durup dururken, kağıt falı bakarken uyku problemimi bana söyleyemez hiç kimse...
 
bilimsel gerçekleri ilahi diyerek geçirmek bana yanlış geliyor. Elhamdürillah müslümanım ama psikoloji ve bilimi bi yana atmak ne kadar mantıklı? iyi o zaman başımız ağrıdığında oturup dua edelim ilaç almayalım. olaya böyle bakınca saçma gelmiyor mu? küçüklüğümde uyur gezerliğim vardı ama küçükken yaklaşık 5-8 yaşındayken falan. o yaşta bana maneviyat mı hatırlatılıyor. ben buna inanmıyorum.

hamile kadınlara görükmesi olayı tamamen hormanlarla alakalı. hamile kadınların hormonları tavan yapmış olur. o yüzden böyle şeyler hisstemeler/görmeleri normaldir....
ben bilimi bir kenara atın demedim ki herşeyi tıp veya bilim açıklayamaz dedim ya da açıklarsa da bazı mantıksız sonuçlar ortaya çıkar dedim bu benim görüşümdür ben sofu falan değilim,hacıya hocaya pek itibar etmem vs ama bu dini gerçekleri de göz ardı edeceğim manasına gelmez ben doğaüstü varlıklara inanırım koskoca kainatı ALLAH sadece insanlar için yaratmamıştır herhalde

altta da bir din adamının karabasan yorumu ve alınacak tedbirler hakkındaki tavsiyeleri var yani herkesin görüşü farklı ben alttaki yazanlara inanıyorum siz uyku felcine ben neden hergün uykumda felç olayım ki zorum ne :D neyse bunlar benim şahsi görüşümdür beni bağlar son olarak da evet bir yeriniz ağrıdığında dua edin bundan zarar gelmez aksine faydasını görürüz dua insanın en büyük silahıdır her anlamda ...

Değerli Kardeşimiz;

Bu olaya karabasan veya kıllı yaratık deniliyor. Bu olayın aslı vardır. Ancak tehlikeli bir tarafı yoktur. Bazı cinlerin manyetik yönü ağır basan bazı insanlara değişik şekillerde görünmesidir. Cinler bünyesi hassas ve manyetik özellik taşıyanlar ile irtibat kurabilirler. Aynı yerde sadece bir kişi fark eder diğerleri anlayamayabilir. Demek ki manyetik bir durumunuz söz konusu. Tehlikeli bir durum yoktur.

Buna benzer konular için yapacağımız tavsiyeler şunlardır:

1- Abdest alıp 2 rekat namaz kılıp abdestli yatmak.

2- 33 defa sübhanellah, 33 defa elhamdülillah ve 34 defa allahü ekber diyerek uyumak.

3- 7 defa ayetelkürsiyi okuyup sağa, sola, arkaya, öne, alta ve üste üfleyip yedincisini üflemeden uyumak

4- Fatiha, nas, felak, ihlas surelerini okumak

5- Cevşen duasını okumak ve üzerinizde cevşen duasını bulundurmak

Korku gibi şeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım" O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez. Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı (Ebu Davııd, Nesâî, Tirmizî).

Ancak bunları istismar edip sanat haline getiren ve saf kadınlarla teşriki mesai edip onlarla haşr ve neşir olmak kesinlikle haramdır. (Günümüz meselelerine Fetvalar – 2, Yasin Yayınevi, s: 258 )

Okuyup üflemek konusu:

Ayet-el kürsi, felak , nas, fatiha gibi sureleri veya ayetleri okuduğu zaman Peygamberimizin sağına soluna önüne arkasına ellerine ve hasta olan herhangi bir kimseye üflediği hadis kitaplarımızda yazılıdır.
Bunun sebebi insanın maddi hastalıklardan korunmak için maddi tedbirler aldığı gibi manevi ve zararlı şeylerden korunmak için de böyle tedbirler alması içindir. Bizi yaratan Allah Peygamberimiz vasıtasıyla nasıl korunacağımızın yollarından birisini göstermiştir.

Bu konuyu izah eden hadislerden birini açıklamasıyla beraber takdim ediyoruz.

Hz.Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizateyn'i ( felak ve nas sureleri) ve kulhüvallabu ahad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi". [Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb 39, Da'avât 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn t5, (2,942); Tirmizî, Da'avât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902).>

AÇIKLAMA:

1- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in Kur'ân-ı Kerim'i hastalığı sırasında şifa için okuduğu, mevsuk rivayetlerde gelmiştir. Esasen Kur'ân'ın mü'minler için maddi ve manevî şifa olduğu âyet-i kerimede belirtilmiştir: "Kur'ân'dan, iman edenlere rahmet ve şifâ olan şeyler indiriyoruz, O, zâlimlerin ise sadece kaybını artırır" (İsra suresi, 82). Keza: "Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana bir şifa, mü'minlere doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir" (Yunus suresi,57 ).

2- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kendi vücuduna icra ettiği "nefes"in mahiyeti hakkında bilgi vermek için, İbnu Hacer, rivayetin farklı vecihlerini kaydeder. Buna göre, önce ellerini cemeder, sonra ellerine üfler, sonra okur ve okuma sırasında eline üflerdi. İbnu Hacer, bu üflemenin tükrüksüz veya hafif
tükrüklü olabileceğini belirtir. Bu maksadla Felak, Nâs ve İhlas sûreleri okunmuştur.

Meshetme işi, bereket düşüncesiyle yapılmıştır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) ellerini önce başına, yüzüne sürer, ondan sonra elinin yetişebildiği yerlere kadar bütün vücuduna sürerdi. Hz. Aişe der ki: "Resûlullah, kendini götüren hastalığa yakalanınca, ben okuyup üzerine üflüyordum. Kendi elleriyle de vücudunu meshediyordum. Çünkü onun elleri bereket yönüyle benim elimden çok üstün idi". Bir başka rivayette Hz. Aişe meshedip, şifa için dua ederken kendine gelen Resûlullah'ın: "Artık hayır, (şifa değil), Allah'tan Refîk-i A'la'yı istiyorum" dediği belirtilir.

3- Bazı rivayetler, Kur'ân'dan okuyup nefes ederek tedaviyi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ailesi efradına da uyguladığını tasrih eder. Sahabe veTâbi in de aynı tedavi usulüne başvurmuştur. Ulema bunun cevazında ittifak etmiştir.

4- Nefes'i "tükrüksüz hafif üfürük" diye tarifeden Nevevî, rukyede bunun müstehab olduğunu, ulemanın cevazında icma ettiğini belirtir. Hz.Aişe (radıyallahu anhâ)'ye Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'in rukyede yer verdiği nefes'ten sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Onun nefesi, kuru üzüm yiyenin üfürüğü gibi idi, kesinlikle tükrük yoktu.'' Kasıtsız olarak nefesle birlikte çıkacak olan rutubetin tükrük sayılmayacağı belirtilmiştir.

Kaynak: Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı, 7. cilt, Akçağ Basım Yayın, Ankara, 1988, s. 50-51
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 
Geri
Üst