LPG' li araçlarda düz yolda, yokuş çıkmada ve rölanti esnasında CO salınımı benzinli araçlara göre daha azdır. Haliyle benzinde CO salınımı daha fazla oluyor. CO salınımının fazla olması motor ömrü açısından aslında iyi birşey, şöyle ki bu tam yanmamış, eksik yanmış benzini işaret eder ve bu, yanmayan benzinin yanma odası sıcaklığının yükselmesini engeller demektir. LPG ise daha verimli ve ısıl değeri benzinden fazla olduğu için ister istemez yanma odası sıcaklığının benzine yüksek olmasına sebep olur.
Yeni nesil motorlarda verimi arttırırken, yakıt tüketimini ve emisyonları düşürmek adına özellikle hareketli parçaların daha hafif olması için çelik yerine alüminyum alaşımlı parçalar kullanılmaya başlandı.
Burada şöyle bir tezatlık çıkıyor. Benzinden açığa çıkan enerjiye göğüs gerebilen parçalar LPG' nin enerjisine göğüs geremiyor ve en başta subablar zarar görüyor. Devam edeyim; çelik ile değiştiriliyor fakat o motorun espirisi de kalmıyor o zaman. Çünkü o motor tasarlanırken çelik subaba göre değil alüminyum subaba göre tasarlanmış oluyor.
Kaliteli LPG sistemlerinde yağlama sistemi bulunur ama motordaki yağlama sistemi gibi çalışmaz. Enjektörlerden yanma odasına bir miktar yağ püskürtülerek yukarıda anlattığım eksik yanmış benzini taklit ederek yanma odasını soğutur.
Kaliteli ve usta ellerde montajlanmış bir LPG sistemi sorunsuz çalışır. Fakat uzun vadede subablara, pistonlara ve yataklara kısaca motora zarar verir. LPG' nin motora vereceği zararın açacağı masraflar, yakıttan sağlanan kardan daha az olduğu için tercih edilir. Tüketici her şekilde memnundur
Son olarak forumdaki çevreci yaklaşıma kendimi de dahil ederek öz eleştiri kıvamında 1-2 şey söylemek istiyorum
Avrupa'da car sharing denen bir olay var. Birbirine yakın yaşayan ve iş yeri yada okulu aynı güzergah üzerinde bulunan insanlar kendi araçlarıyla her gün 10' ar litre yakıt yakmaktansa, değişmeli olarak bir kişinin aracında toplanıp tek bir aracın 10 litre yakıt yakmasını sağlıyor ve bunu da toplu taşımadan her hangi bir sebepten dolayı yararlanamayan insanlar yapıyor. Yani, her zaman öncelik toplu taşıma, sonra car sharing ve son olarak kendi aracı. Bu tarz işler artık Türkiye' de bile internet üzerinden ayarlanabiliyor, firmalar her ne kadar yakıt masraflarını paylaşmak üzerine reklam yapsalar da asıl amaç doğayı korumak, bu gidişle parasını dahi versek eski haline getiremeyeceğimiz bir atmosferimiz olacak.
Bizde o kültür daha malesef oturmadı, oturacağa da benzemiyor. Trafiğe çıkıyorum, benim gibi bir sürü insan, koca arabada tek başına gidiyor. Ha LPG' li olmuş, ha benzinli olmuş, ha mazotlu olmuş, o araba 1 kişi için çalışıyor mu, çalışıyor. Salınım yapıyor mu, yapıyor. Başta kendime kızıyorum, ondan sonra benim gibi tek tabanca takılanlara kızıyorum.
Hatta artık her evde 1 araba var, maddi durumu iyi olan eşine, durumu daha da iyiyse çocuğuna da alıyor. Sabah o 2 kişi yada 3 kişi, 2 yada 3 ayrı arabayla trafiğe çıkıyor. 2' si 3'ü de LPG' li olsa kaç yazar toplamda 1 benzinli arabadan hem daha fazla yakıt tüketeceği hem de daha fazla salınım yapılacağı kesin.
Not: Bugün dolmuşa binmeye mecbur kaldım, şartlar uygun olsaydı herkes gibi arabayı çıkartacaktım.