Torpillllll

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan exilegs
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Bende yazayım.İlk olarak Mustafa Özdil değil.Yılmaz Özdil. :) Şöyle bir durum var.O kadar üniversite kuruyoruz diye bangır bangır propaganda yapılıyor.Bizden adam çıkmıyor mu da başka ülkelere paramızı kaptırıyoruz.Bu kadar üniversite var madem biz yapalım her şeyi.Dış pazar olmaktan kurtulalım.Euro birliğine girmek için eğitim seviyesini yüksek göstermek kolay.SSK'lı olmaya mecbur bırakılarak işsizliği az göstermek kolay. Dahası yaptığı güzel şeyler görevidir.Kimse lütfetmedi.Kimse zorla iktidar da yapmadı.Tabi ki yapacak.100 km yol yapıyorsa 100 km denir arkadaşım.Eksiltili cümle kurmak yalan söylemekle bire birdir.Evet hizmet için hakkı vardır.Ama deprem vergilerini yola kullanmak ve bunu PROPAGANDA zamanında söylememek büyük bir ayıptır.Yaptık ettik derken Deprem vergisiyle yaptığını da bir zahmet yazsaydı ben bunda art niyet ararım.Cumhuriyet dönemimden beri değil 1938'den beri yapılmadı.Ve ben 10 senedir oy kullanıyorum. ;) Ve o dönemin patilerini savunmadım.Son olarak benim kime oy verdiğim ikinci mesajımda kime neden verdiğim açıkça yazıyor. :)
 
Arkadaşlar fikirlerinizi yazarken uzun uzun yazmanıza gerek yok, ayrıca gerek iktidar gerekse muhalefet partileri hakkında yorum yaparken dikkartli olalım, yazılan bir hatalı kelime yanlış anlaşılmalara, kırgınlıklara, tansiyonun yükselmesine neden olur.

- OYAK Bank 2007 yılında İNG banka satıldı.
- Ülkenin önemli kuruluşlarının değil yabancılara satılmasına kiralanmasına bile karşıyım. Herhangi bir olumsuzlukta şalterlerin indirilmeyeceği ne malüm?
- Ülkede nelerin satıldığı, kimlere satıldığı, kaça satıldığı az çok ortada. Sonuçta yok pahasına sayılmış, bu saatten sonra hangisini geri alabiliriz ki?
- 12 Eylül döneminde talebe+memur olan, T.Özal'ın göz yumduğu terör konusunda yorum bile yapmak istemiyorum, çünkü içim gerçekten çok yanıyor.
- Belli seneler baz alınarak yapılan icraatların reklam yapılmasına son derece karşıyım. Unutmayalım ki daha düne kadar teğetin nereden geçtiğini tartışıyorduk, biraz daha geri gidersek masaya atılan bir kitapcığın nelere mal olduğunu da bir çoğumuz hatırlar. Tüm bunlar yaşanırken Kurtuluş savaşından yeni çıkmış, maliye kasaları daha para yüzü görmeden 2 nci dünya savaşının eşiğinden dönmüş yoklukla boğuşan, yeniden kurulan bir devletin yaptığı icraatlar yabana atılmamalıdır. Şimdi maliye de bol para var (sağa sola uçaklar dolusu yardım götürüyoruz ya) elbette bir takım icraatları yapmak zorundalar.
 
Hocam, bu tür haberlerde duyumdam çok yazılı belgelere bakma taraftarıyimdir. Özelleştirme idaresinde ve Telekom ana sayfasında satıldığı belirtilmiş. Danıştay ana sayfasına da baktım, oradaki Karar No : 2011/205'da belirttiği üzere, satışın blok satış olduğu kabulü geçiyor.
Ayrıca bu kararın esas konusu, çalışan personel ile ilgili açılabilecek davalar hakkında bir bildirim niteliğinde(önceden belirtmiş olduğum işten çıkma/çıkartma konusu).
Ama İnşallah kiraya verilmiştir de yanılıyorumdur,zaten normalde olması gereken de bu.

Not: Şahsi kanaatim, satış değil de kira ise ,kesinlikle bunu yayın kuruluşları
ile açık açık paylaşırlar idi. Maksadım, görüşünüzü çürütmek değil sadece fikir paylaşımı. Ekrandan yazınca farklı düşüncelere mahal vermek istemem.
 
Son düzenleme:
Bu çağda kurumlar arasındaki iletişim kopukluğu çok kötü :(.
 
Ya siyaset seviyeli konuşulduğunda güzeldir üstadlar. Seviyeyi kaçırmayın aman..

Sizlerden ricam şu videoda Zamanın başbakan yardımcısının anlattıklarını Başbakan Erdoğan'ın bugünlere nasıl geldiğinin altının çizildiği sohbeti dinlemenizdir..

Saygılar..

http://www.youtube.com/watch?v=NgqY7VnfVxg
 
TCDD'nin Yozdil'e verdiği cevap; sakın okumadım demeyin :)

Sayın ÖZDİL,

25 Ağustos tarihli “Ne ördün filan…” başlıklı yazınızı üzülerek okuduk.

Yanlış ve eksik bilgilerle dolu…

İlk demiryolu imtiyazı İngilizlere verildi. İzmir-Aydın demiryolu; 1856…

Bunu yine İngilizlere, Almanlara, Fransızlara, Belçikalılara, Ruslara verilen demiryolu imtiyazları izledi.

Askeri demiryolu hariç, demiryolu işletmeciliği Türklere kapalıydı.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra, 22 Nisan 1924 tarihli yasa ile Anadolu-Bağdat demiryolunun satın alınarak millileştirilmesine karar verildi. 1933 yılında Paris Mukavelesi ile Türkiye’nin yabancı “imtiyazlı” şirketlere borcu tespit edildi. O günün parası ile 8 Milyon 600 bin TL… Bu borcun taksitlerin ödenmesi çeyrek asır sürdü.

Evet, demiryolları millileştirildi. Eş zamanlı olarak devam eden demiryolu yapım seferberliği, yerli endüstrinin de lokomotifi oldu.

Türkiye’nin demiryolu yapım istatistiğine göz atarsak;

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden demiryolu; 4.136 kilometre…

1923–1950 arası yapılan 3.764 kilometre; yılda ortalama 134 kilometreye tekabül ediyor.

1951–2004 arası yapılan 945 kilometre; yılda ortalama 18 kilometre yapılmış…

2004–2011 tarihleri arası yapılan 1076 kilometre; yılda ortalama 135 kilometre…

2011 itibariyle inşası devam eden hatların uzunluğu; 2078 kilometre…

2023 yılına kadar 10 bin kilometre yüksek hızlı tren, 4 bin kilometre konvansiyonel hat yapımı planlandı; bu hatların fizibilite etütleri ve uygulama projelerinin yapım süreçleri devam ediyor.


Sayın ÖZDİL;

Cumhuriyetten sonra yapılan ve bugün yapımı devam eden hatların hiç birisi imtiyaz değil… Yapım ihalesine çıkıyorsunuz, yerli firmalara %15 avantaj sağlıyorsunuz, yapım ihalesine uygun teklifi veren kazanıyor. Siz imtiyazla, müteahhitliği “çok başarılı” mezcediyorsunuz. Sizin “yabancılar” dediğiniz yüklenicilerin büyük ortakları Türk… Bu yolları Türkler yapıyor Sayın Özdil… Yollar da Türkiye Cumhuriyetinin yolları…


Sayın ÖZDİL,

Demiryolları maalesef yarım asırdan fazla ihmale uğradı. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolu hamlesi tersine döndü. Demiryolları bırakın rayı, bağlantı malzemesi temin edemiyordu.. Mevcut hatlar yapıldığı günden bu yana yenilemedi. İşletmecilik yapılamaz hale geldi.

2003’ten itibaren tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi demiryolları yeniden devlet politikası oldu.

Marmaray ve Baku Tiflis Kars projeleriyle Pekinden Londra’ya İpek Demiryolu projesi yeniden hayata geçiriliyor.

Yüksek Hızlı Tren çekirdek ağı oluşturuluyor. Türkiye’nin ikinci yüksek hızlı tren hattı olan Ankara-Konya yerli iş gücünün, yerli yüklenicilerin, yerli mühendislerin emeğiyle inşa edildi.

Yerli bir demiryolu endüstrisi için Adapazarı’na tren fabrikası, Erzincan’a bağlantı elemanları fabrikası, Çankırı’ya hızı tren makasları fabrikası kuruldu. 12 ayrı yerde yüksek hızlı tren travers fabrikaları kuruldu.

KARDEMİR’e yatırım yapılarak sadece normal raylar değil, yüksek hızlı tren rayları da Türkiye’de üretilmeye başlandı. Burada üretilen raylarla yapıldığı günden bu yana yenilenmeyen yolların %70’i yenilendi. Demiryolları kurulduğu günden bu yana rayı yurt dışından alıyordu. Fransa, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Güney Afrika, Sovyetler Birliği, İspanya, Avusturya başta olmak üzere, demiryollarının 2002 yılına kadar ray ihtiyacı ithalatla gideriliyordu. 2002 yılından itibaren durum yerli sanayi lehine döndü. Şu anda ray ihtiyacı %70 oranında yerli karşılanıyor.

Türkiye’de yüksek hızlı tren traverslerini üreten fabrikalar açıldı. Bunların tamamı Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar ithal ediliyordu.


Sayın Özdil,

Son on yılda demiryollarında nasıl bir dönüşüm yaşandığını anlatarak vaktinizi almak istemiyoruz.

Yazınızla ilgili son birkaç yanlışı daha düzeltmek istiyoruz:

Türkiye’de yük vagon fabrikası 1953 yılında, yolcu vagon fabrikası 1962 yılında kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti ilk yıllarında vagon üretemiyordu.

Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren yolunu Türk-Çinli konsorsiyum inşa ediyor. Parasal pay dağılımı %25 Çinli, %75 Türk…

İspanya’dan lokomotif alınmadı.

Makinistlerin eğitimi Türkiye’de yapıldı. Staj için yüksek hızlı tren işletmecisi olan ülkelere gönderildi.

Köprü asfaltında Almanya dünyada tek üretici…

Deniz otobüsleri önce ithal ediliyordu, şimdi yerli yapılıyor.

Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz!
…

Sayın ÖZDİL,

Özetle yazınız eksik ve yanlış bilgilerle dolu. Hürriyet Gazetesi’nin kağıdı hangi ülkeden, foto muhabirleri hangi ülkenin fotoğraf makinelerini kullanıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor, gazetenin internet altyapısı programları hangi ülkenin programları… Hürriyet Gazetesi nasıl Türkiye’nin gazetesiyse, TCDD de bu ülkenin ve bu milletin değeridir. İmtiyaz filan yok. Yoksa siz hala “imtiyazlı” olduğumuzu/olduğunuzu mu sanıyorsunuz.

Açıklamamızı basın ilkelerine yürekten bağlı Yılmaz ÖZDİL’in köşesinde görmek isteriz.

Saygılarımızla.

T.C DEVLET DEMİRYOLLARI
 
Bende yazayım.İlk olarak Mustafa Özdil değil.Yılmaz Özdil. :)

Mustafa özdil benim asker arkadışımdı :D Ne alaka mustafa yazmışım bende anlamadım özür dilerim.. Diğer konularda hizmet yapan hükümet elbette bunu söyleyip bundan övünecek. Görevi olduğunu kimse inkar etmiyor. Onlarda görevlerini yerine getirdiklerini söylüyorlar.. Yollar illaki bir kaynak kullanılarak yapılacak. Kimse cebinden yaptırdığını idda etmiyor zaten :D.. Bu kaynak legal bir gelir kaynağı olduğu sürece benim adıma sorun yok. senin için sorun varsa saygı duyarım.

Ben konuyu parti çakişmesine çekme taraftarı değilim ama Devlet Bahçeli seçimden önce ne dedi Seçimden sonra ne yaptı diye bir yazı vardı. iktidara geldiği dönem ile ilgili olarak.. Bi araştır oku. Senin oy verdiklerin kesinlikle daha iyi, dürüst insanlar değil emin ol.
 
Arkadaşlar fikirlerinizi yazarken uzun uzun yazmanıza gerek yok, ayrıca gerek iktidar gerekse muhalefet partileri hakkında yorum yaparken dikkartli olalım, yazılan bir hatalı kelime yanlış anlaşılmalara, kırgınlıklara, tansiyonun yükselmesine neden olur.

- OYAK Bank 2007 yılında İNG banka satıldı.
- Ülkenin önemli kuruluşlarının değil yabancılara satılmasına kiralanmasına bile karşıyım. Herhangi bir olumsuzlukta şalterlerin indirilmeyeceği ne malüm?
- Ülkede nelerin satıldığı, kimlere satıldığı, kaça satıldığı az çok ortada. Sonuçta yok pahasına sayılmış, bu saatten sonra hangisini geri alabiliriz ki?
- 12 Eylül döneminde talebe+memur olan, T.Özal'ın göz yumduğu terör konusunda yorum bile yapmak istemiyorum, çünkü içim gerçekten çok yanıyor.
- Belli seneler baz alınarak yapılan icraatların reklam yapılmasına son derece karşıyım. Unutmayalım ki daha düne kadar teğetin nereden geçtiğini tartışıyorduk, biraz daha geri gidersek masaya atılan bir kitapcığın nelere mal olduğunu da bir çoğumuz hatırlar. Tüm bunlar yaşanırken Kurtuluş savaşından yeni çıkmış, maliye kasaları daha para yüzü görmeden 2 nci dünya savaşının eşiğinden dönmüş yoklukla boğuşan, yeniden kurulan bir devletin yaptığı icraatlar yabana atılmamalıdır. Şimdi maliye de bol para var (sağa sola uçaklar dolusu yardım götürüyoruz ya) elbette bir takım icraatları yapmak zorundalar.

Oyak bank zaten devlet bankası değildi.

Oyakbank'ın kurulması, 1984 yılında Bank of Boston'un İstanbul Şubesi'nin kurulmasıyla başlar.
Bank of Boston, 1990'da The First National Bank of Boston adını alarak Oyak, Alarko ve Cerrahoğlu'yla beraber 4 ortaklı bir Türk Bankası olarak faaliyetini sürdürdü. 1991'de Bankanın adı Türk Boston Bank A.Ş. olarak değişti ve 1994'te Oyak diğer bütün hisseleri alarak bankanın tek sahibi oldu. 10 Mayıs 1996'da Türk Boston Bank A.Ş.'ın ismi değiştirilerek Oyak Bank A.Ş. oldu.
Bugün Oyak Bank A.Ş.'nin %100 sahibi olan Oyak Grubu, 31 Mayıs 1994'da İrlanda'da Oyak European Finance Plc ve 1 Ocak 1996'da Almanya'da Oyak Anker Bank GmbH 'ı satın aldı.
Oyak Bank A.Ş. 1996 yılına kadar sadece kurumsal bankacılık alanında hizmet vermiştir. 1996 yılında sadece Ankara, Adana, İzmir ve Bursa'da, ağırlıklı olarak grup firma ve çalışanlarına hizmet veren şubeleri mevcuttu. 1998 yılında alınan kararla müşteri ağını daha fazla genişletmek ve daha fazla noktada hizmet vermek amacıyla, bireysel bankacılık alanında çalışmalar başlatıldı. Bu amaçla şube sayısını artırma ve büyüme Oyak Bank A.Ş.'nin başlıca hedeflerini oluşturdu.
Bu hedefler doğrultusunda Sümerbank A.Ş. 10 Ağustos 2001 tarihinde Oyak tarafından alınmış ve 11 Ocak 2002'de Oyak Bank A.Ş.'ye birleşmiştir.
Bu birleşme sonucunda ortaya çıkan "yeni" Oyak Bank A.Ş. yurt sathına yayılmış 359 şubesiyle Türkiye'nin her yerinde hizmet vermeye başlamıştır.
20 Mayıs 2008'de Hollanda'nın ING bankası tarafından 2 milyar 600 bin dolara yaklaşan bir fiyatla satın alınmıştır. Banka 1 Temmuz 2008'dan beri, ING Bank adıyla yoluna devam etmesiyle varlığı sona ermiştir.


Şimdi 94 de 96 yabancı bankaları alırken iyide satarken mi kötü? Dünyanın heryerinde sen işletme al ama kimsde senden almasın :D

Yabancı sermayeyi ülkeye çekmeden refaha ulaşan bir ülke varsa örnek gösterin bizde görelim.

Felaket senaryosu yaparken mantıklı düşünecek olursak, bu insanlar para için yapıyorlar bu işi devletler arası olumsuzluklarda inan en büyük zararı onlar görür.. ve kimsenin şalter indirme şansı yok. Sen Amerikada kendine bir liman alsan..Yada banka, vaya başka bir işletme.. Daha sonra Türkiye Amerika ile savşa girse korkması gereken senmi olursun Amerika mı? :D
 
Hocam, bu tür haberlerde duyumdam çok yazılı belgelere bakma taraftarıyimdir. Özelleştirme idaresinde ve Telekom ana sayfasında satıldığı belirtilmiş. Danıştay ana sayfasına da baktım, oradaki Karar No : 2011/205'da belirttiği üzere, satışın blok satış olduğu kabulü geçiyor.
Ayrıca bu kararın esas konusu, çalışan personel ile ilgili açılabilecek davalar hakkında bir bildirim niteliğinde(önceden belirtmiş olduğum işten çıkma/çıkartma konusu).
Ama İnşallah kiraya verilmiştir de yanılıyorumdur,zaten normalde olması gereken de bu.

Not: Şahsi kanaatim, satış değil de kira ise ,kesinlikle bunu yayın kuruluşları
ile açık açık paylaşırlar idi. Maksadım, görüşünüzü çürütmek değil sadece fikir paylaşımı. Ekrandan yazınca farklı düşüncelere mahal vermek istemem.


Haklısınız resmi kanallarda dahi bilgilendirme eksikliği var. Fakat şirket yönetiminden yapılan ve iç bilgilendirmerde kiralama yönünde, 21 yıllık süre dolduğunda tekrar ihale açılacaktır muhtemelen.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst