Hız Limitleri, Radar ve Van tipi araçlar

Benim amacım bunu kötü ye kullanmak değil art niyetli insanlar her zaman olacaktır. Buradaki amaç kimiz hız limitinin 100 olduğu yerler sanarak çıkıyoruz birde bakmışız 90km'ymiş saat 1 km için ceza kesiliyor. Buna dikkat etmek amaçlı yoksa güzel bir laf var. Silahlar insan öldürmez. İnsanlar insan ölüdürür.

Yorumunuz için teşekkür ederim Alpmurat bey.

Diğer yorumlara gelirsek,

Konuyu işte bilmem kaçla yanımdan TIR geçti, Mersedesidir basabilir de, öbürü basamaz, ya da 160 ile Trafiğin önünden geçtim de, Trafikte başkaca canavarlar diye dramatize etmenin hiç gereği yok. Önce 160'a siz basmayın ki, millet de birileri için canavar demesin.

Neymiş o gün birilerinin keyfi 160 ile geçtiğinizi görmüş de ceza kesmemiş miş..!

91km/saat ile ceza yedim. Neyi anlatıyorsunuz. Otoyolda 120km ile 270TL ceza verdim ve bir sürü insana da bu yapılıyor.

Türkiyede Van Tipi 2Tona kadar araçlar ile Motosikletlerin hız limitlerine hiç baktınız da mı? ya da bu araçları hiç kullandınız da mı?yorum yapıyorsunuz bunu anlamak mümkün değil.

Sayfada duyurdum İngilterede nasıl uygulama var diye, şimdi de İngilizler bizden centilmendir mi? diyeceksiniz..! Yoksa Almanlar sizden, bizden daha mı? iyi..!

http://hizlimitleri.blogspot.com/2010/01/ingiltere-de-vanlar-icin-yasal-durum.html

Evet bazı yollar çok yoğun trafikte, ama bir sürü de yol bu yoğunlukta değil, ki bunlardan ikisi benim yakın çevremde(İzmir-Aydın ve Çeşme Otoyolları) ve bu saçma sapan limitleri bu yollarda da uygulayıp resmen inek sağıyorlar.

Çok mu zor kendini başka kişilerin yerine koyup ne diyor diye anlamak. Fark etmiyor musunuz ki, Maliyenin verdiği talimatla resmen vergi toplandığının..!

Sorular, sorular

Yoksa kimsenin binek hız limitlerini geçmesini savunmuyoruz. İstisnadır herkes için olabilir. Ama bunu teşvik ettiğimiz gibi yorumları nasıl yapıyorsunuz gerçekten anlayamıyorum.
 
Çok doğru, Trafikte güvenlik için At, deve ve eşşek kullanmalıyız di mi?

Hadi madem çok biliyorsunuz, gelin de şu sayfaya bir yorum yapın bakalım.

http://hizlimitleri.blogspot.com/2010/02/hz-limitleri-neye-gore-belirlenmelidir.html

Fırsat bulabilirseniz şunu da okumaya vakit ayırın.

http://hizlimitleri.blogspot.com/2009/12/hz-limitleri.html

Bir de Anketlere bakmayı atlamayın..!

Ondan sonra yazışalım..!

Not: Dilerseniz yorumlarınızı Blog'da da yapabilirsiniz.
Sağolun ben yorumumu burada yaparım. Bu yorumları sizin blogunuzda yapmamam daha hayırlı olur.

Öncelikle, at, eşşek ve deveye nereden vardığınızı hala çözemedim. Algıda bir problem var sanırım. O yazıdan "at, eşşek daha güvenli" çıkarımını nasıl yaptınız hakikaten merak ediyorum.

Birinci linke gelelim, matematikle aranız iyi belli... Ama fizikle pek ilgilenememişsiniz anlaşılan...

Başta bir referans olsun bunlar size, kendi yanlış bildiklerinizi insanlara da yanlık aktarmayın....

Newton un birinci hareket yasası der ki; Eylemsiz referans sistemi adı verilen öyle referans sistemleri seçebiliriz ki, bu sistemde bulunan bir parçacık üzerine bir net kuvvet etki etmiyorsa cismin hızında herhangi bir değişiklik olmaz. Bu yasa genellikle şu şekilde basitleştirilir: “Bir cisim üzerine dengelenmemiş bir dış kuvvet etkimedikçe, cisim hareket durumunu (durağanlık veya sabit hızlı hareket) korur.”
İkincisi; Eylemsiz bir referans sisteminde, bir parçacık üzerindeki net kuvvet onun çizgisel momentumunun zaman ile değişimi ile orantılıdır: F = d (mv) / dt. Momentum, (mv) kütle ile hızın çarpımına eşittir. Kuvvet ve momentum vektörel nicelikler olduğundan, net kuvvet cisim üzerine etki eden tüm kuvvetlerin vektörel toplamı ile bulunur. Bu yasa sıklıkla şu şekilde ifade edilir: “F=ma: Bir cisim üzerindeki net kuvvet, cismin kütlesi ile ivmesinin çarpımına eşittir.”Bunun bir de üçüncüsü var ama merak ederseniz vikipedi den okursunuz, konumuzla alakası yok çünkü... Bu arada ben de bu yasaların açıklamalarını vikipedi den aldım, kaynak başka bir tarafım değil yani ;)

Buradan ne öğrendik? 1. Hareket halindeki bir kütleyi durdurabilmek için o harekete eş ters kuvvet uygulamak lazım. 2. F=MA eşit değil MG. Yani bize lazım olan kuvvetin hesabı F=ma dan gelecek...

F=MG dediğiniz şey, kütle çekim yasası ile ilgilidir, aslı
b65000f8f887a68545ce63eb1cada232.png
dir, m1-2 kütleyi, g yerçekimi ivmesini, r cisimler arası uzkalığı simgeler. Ancak dünyanın kütlesi bizim ilgilendiğimiz dier kuvvetlerden çok çok küçük olduğu için F=mg olarak sadeleştirilmiştir.

Sürtünme kuvvetine etkisi vardır ama biz arabayı frenlediğimizde kütlesel çekim prensiplerini değil de hareket kanunlarını aracımızda gözlemleriz. Fs'i arabanın arkasından çekilmesi gibi düşünürsek, F=mg yi arabaya üstten bastırmak olarak düşünmeliyiz, ki bu durumda F=mg nin bir vektör bileşeni ancak Fs i etkileyebilir o da F=mg kadar olamaz hiç bir zaman! Yani bize lazım olan F=ma... Kütle ne kadar büyük olursa karşı koymak için o kadar çok kuvvet (F) e ihtiyaç duyarız. Hareket kanunlarında durağan kütlerle değil, momentumlarla işlem yapılır. Orada siz vermişsiniz işte formülünü, aynı hızda 1/2mV^2 kinetik enerjisi ile giden iki araçtan hangisinin hareket momentumu daha büyük?

Bu durumda üzülerek söylüyorum ki kafadan cuvalladınız. Google da aramakla her şey bulunamıyor malesef, biraz bilmek de lazım... Dış kaynaklı yazıları çevirirken hata olmuş olmasın?

Aslında buradan sonrasına bir şey yazmasam da olur ya...

Gelelim çuval ikiye... Bir aracın kütlesi arttıkça eylemsizliği artacağına göre, onu durdurmak için gerekecek kuvvet de artacaktır. Yani sizin mantığınızın tam tersi. Sizin mantığınıza göre (sizinkine mantık demek de pek mantıklı değil de...) 90km/h hızla giden bir Opel Astra ile bir AS900 kamyon aynı anda frene bassalar kamyon daha hızlı durur öyle mi? Hani kamyonun lastik yüzeyleri daha geniş ya, hem daha da ağır. Ohooo kütle fazla sürtünme fazla... kesin daha önce durur... bir deneyin isterseniz :)

O tabloda kinetik enerjiyi hesaplamışsınız da neden kinetik enerjiyi tamamen absorbe edecek sürtünme kuvvetini hesaplamamışsınız sorabilir miyim? Bakkal hesabı olmuş sanki oralar...? Ayrıca doblo dediğiniz araba kamyonet sınıfına girer, o sınıftaki en hafif araba olabilir ama o sınıfta 4 tonluk araçlar da mevcut.

İkinci linke cevabı bir üst mesajımda vermiştim, okusaydınız keşke, ya da anlamaya çalışsaydınız... Almanya ile Türkiye'yi bir tutmayın, biz bu ülkede OPEL, BMW, Audi, Mercedes, Porsche, VW marka araçlar üretemiyoruz. Ürettiğimiz arabaların adları Şahin-Doğan-Kartal-Serçeydi... Bu ülkede hala sayıca en çok bulunan araçlar, bilmem anladınız mı bu sefer?

Bilimin fiziğin bu mesaja ekleyeceği kesin çok fazla şey vardır umarım benden daha iyi bilen birileri ekler onları da, varsa yanlışlarımı da gösterir. Maksat öğrenmek değil mi? Bilmemek ayıp değil...

Son olarak, kim tek başına kullanmak için gidip doblo alır ki? Yandan camlı doblo alan ailesiyle biner, kapalı kasa doblo alan yük taşır benim bildiğim. Siz kendinizi kandırmaya devam edin. Ancak şunu bilin, bu forum öyle başka forumlara benzemez, iki link atıp blogunuza reklam yaparken, arkanızda "yürü be abi, kim tutar seni, artırın hız limitlerini" diye bağıran şakşakçılar bulamazsınız...
 
Son düzenleme:
Aşırı hız öldürür.Hız yasaklarını,radar kontrollerini(Tuzak olarak nitelendirilenlerde dahil)çok yerinde buluyorum.Hız limitlerinin arttırılması trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayısını daha da fazlalaştıracaktır.
Bu arada Buğra,eline sağlık çok güzel özetlemişsin konuyu..
 
Savaş bey,

25 yıldır ehliyet sahibiyim toplamda 750.000 km'yi çoktan aştığımı düşünüyorum. Bu süreç içinde hemen hemen bir çok aracı kullanma imkanım oldu. Sorunuza gelirsek, kimseyi kandırmadığım ortada. Bu yorumunuzun üzücü olduğu da. Farklı düşünebilir ve onu da hakkınız olarak seslendirebilirsiniz. Ancak farklı düşünmemiz yazılarımda eğitici yan yok gibi yorum yapmanız yeterince yanıltıcı ve ağır bir itham. Bir sürü dış kaynaklı yazı var blogda, tarafımca çevirilen. Yaşamın ise Türkiye ile sınırlı olmadığı, insanoğlunun bulunduğu her yerde farklı bir yaşamın olduğunu da biliyorum. Avrupanın nerede ise çoğu ülkesini gezdim, gördüm. Bana bu ülkede Lafonten'den, Dedekorkut'tan, Nasrettin Hoca'dan masal anlatmaya çalışanlar da çok oldu. Kendi hallerine bıraktım. Bloğu biraz derinine incelerseniz bu dediklerimi görebilirsiniz. Göremiyorsanız, anlıyamıyorsanız bu da sizin tercihiniz der geçerim.

Size kazasız belasız nice 25 yıllar dilerim. Yaşadığımız ülkenin Türkiye olduğunu, insanlarımızın eğitim seviyesinin (tahsil değil) ne olduğunu unutmamak lazım. Ben bu ülke yollarında araç kullandığım için ne yazık ki benim için yaşam Türkiye ile sınırlı. Tekrar yazıyorum kimse kimseyi kandırmasın. Hepimizin bildiği gibi, şehiriçi hız limiti yol ve yaya durumuna göre 30-50-70 km, şehirdışı yol şartlarına bağlı olarak 90-100-120 arasında değişmektedir. Şimdi siz bana mertçe bu limitleri hiç aşmadığınızı söyleyebilirmisiniz? Düz mantığa göre sürat asla felaket değildir. Neden mi? Bakın cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve bunlara eşlik eden korumalar yollarda nasıl deli gibi gidiyorlar. Bu adamlar salak mı ki, süratin felaket olduğunu bile bile yollarda coşsunlar. Sonuçda şartlarımızı iyi analiz etmeliyiz, analizleri iyi yapamazsak istediğimiz kadar kural koyalım, kanun çıkaralım hepsi boştur.
 
Size kazasız belasız nice 25 yıllar dilerim. Yaşadığımız ülkenin Türkiye olduğunu, insanlarımızın eğitim seviyesinin (tahsil değil) ne olduğunu unutmamak lazım. Ben bu ülke yollarında araç kullandığım için ne yazık ki benim için yaşam Türkiye ile sınırlı. Tekrar yazıyorum kimse kimseyi kandırmasın. Hepimizin bildiği gibi, şehiriçi hız limiti yol ve yaya durumuna göre 30-50-70 km, şehirdışı yol şartlarına bağlı olarak 90-100-120 arasında değişmektedir. Şimdi siz bana mertçe bu limitleri hiç aşmadığınızı söyleyebilirmisiniz? Düz mantığa göre sürat asla felaket değildir. Neden mi? Bakın cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve bunlara eşlik eden korumalar yollarda nasıl deli gibi gidiyorlar. Bu adamlar salak mı ki, süratin felaket olduğunu bile bile yollarda coşsunlar. Sonuçda şartlarımızı iyi analiz etmeliyiz, analizleri iyi yapamazsak istediğimiz kadar kural koyalım, kanun çıkaralım hepsi boştur.

Öncelikle bu forumu takip edenlere Günaydın demek isterim.

Bölüm sorumluları, moderatörler arasında yaptığımız yazışmalara bakınca kendimce bir açıklama yapma gereği hissediyorum.

Neden bu foruma üye oldum?

Bu forumun Opel araç kullanıcılarının bir forumu olduğunu görerek, bu marka araç kullananlar arasında Opel Combo ve Corsa Van Model adına ticari denen araç sahipleri olabileceğini düşünerek, gelip burada bu araç kategorilerini ilgilendiren bir saçmalığı duyurmak ve çözüm için paylaşım yapmayı amaçladım.

Yoksa benim başkaca şu an için Opel araçlarla bir özel ilgim yoktur. Bir önceki aile aracım Vectra idi. Opeli şahsen sever ve beğenirim.

Gelelim bu forumda yapılan yazışmaların geldiği son noktaya.

Bugün duyurusunu yaptığım blog'da bir vatandaş gelip şunu demiş:

Blogtan anladığım kadarıyla tamamen kişisel gayretinizle tüm şöförleri ilgilendiren bir konuya açıklık getirmek için çaba göstermektesiniz.Ele aldığınız bu konu hepimizi ilgilendirmektedir.Bloğunuz kısa yoluna kullanmış olduğum Kangoo aracım için bilgi sahibi olurum diye üye olduğum bir sitede rastladım.
Bu kadar düzeyli üretken bir sayfa ile ilk defa karşılaştım.Gereksiz geyik muhabbetlerinin yapıldığı forum sitelerine olan ilginin! neden bloğunuza yapılmadığını ve ankete katılım olmadığını anlayabilmiş değilim.

Çalışma ve gayretiniz için bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.
Bir de burada yapılan son yorumlara bakıyorum, şaşırmamak mümkün değil.

Savaş bey bana mertçe hız limitlerine uyup uymadığımı soruyor. Oysa uyamayacağım limitler var diye bas bas bağırıyor ve bunu ifade ediyorum. Ve diyor ki,
Tekrar yazıyorum kimse kimseyi kandırmasın
daha ne diyeyim ki..!

Sonra dönüp bakıyorum Buğra'nın yazdıklarına.

Merak ediyorum acaba kiminle yazıştığını biliyor ve yazanın hiç yaşına başına bakıyor mu? diye..! Sanırım buna dikkat etmeyen biri bir ODTÜ’lü Mühendis bir büyüğü ile yazıştığını hiç anlayamacak.

Muhtemelen farkında değil ki, almış sazı eline burada sanki çok gerekli gibi Fizik Kanunlarını yazmış, kendince yorumlar yapmış.

Ne gerek var bunlara.

Ben kendisine okumasını tavsiye ettiğim sayfada Hız Limitinin yanlışlığını İSPAT ettim. Varsa söyleyeceği kanun, formül alıntılamak yerine çürütsün iddiamı saygı duyayım.

Ben ilgili sayfada işin momentum ve çarpışma kısmına hiç girmedim. Olayı karışıklaştırmak değil bilakis geniş kitlelerce anlaşılabilir olması için basit bir hesap koydum ortaya. Ve dedim ki Otoyollarda 2 tona kadar ağırlıkta araçlar için hız limiti kıyaslamalı olarak binekler için 120 ise bu araçlar da 107-110 km/s olmalı.

Sadece bu da değil elbet, bugün için içinde yer aldığımız Trafiği ayda bir, hafta da bir, günde bir ve gün boyu kullananlar var. Evet, cahili de var ustası da. Kötü yolu da var iyisi de var. Ancak bir sürü insan yaşamını şoförlük ile kazanıyor. Çoğu da emekçi, ve patronunun verdiği bu araçları kullanıyor ve açılan şapkalara atış yapmak zorunda kalıyorlar.


Blog’da zaten Araç ve Yol bakımından hız limitleri konusundaki yanlışlıkları seslendiriyorum. İddia etmiyorum ki, 150-160 ile gitmek herkese serbest olsun. Kimisi de diyor ki, Hız Felakettir. Hayır efendim hız değil, cahillik felakettir. Konunun alt açılımlarına bakmadan bu klişe söz çok kullanılır, kabul. Ama hızdan neyi anladığınızı anlatmadan hız felakettir derseniz, çok önemli gerçekleri eksik bırakırsınız, atı, deveyi, eşeği yeğlersiniz.


Aşırı hız nedir diye sorsam, herkes farklı farklı değerler verecek.


Geçmişte 15 yıl kadar çalıştığım sanayide eski ustalar çalışan makinelerin hızlanması için yapılanlara hep tepki duyarlardı. O günlerde 70-80dk/m hızlarda gitmenin kalite için önemli bir katkısı var diye açıklama yaparlar, Kendilerine 120-150 hıza çıkarmak için gerekenleri yapma konusunu açınca, sürekli tepki verirlerdi.

O makineler önce 150, sonra 250 daha da sonra 450-500’e geldi ve bugün 750-1000mt/dklar uygulamaya geçer oldu.

Tabii sen makine’de hızın yaratacağı sorunları engelleyemezsen doğrudur, yavaş giderim, bu durmaktan daha verimlidir diyebilirsin. Bir süre kendini kandırmana müsaade ederler. Ancak bir süre sonra aynı adam sayısı ile günlük üretim rakamlarına bakınca yurtdışında veya içinde rakiplerin senin 3-5 hatta 10 mislini yapmaya başlayınca, başlarsın başarısızlık hikayeleri anlatmaya, maiyetini şişik olduğunu söylemeye, dövünmeye.
.
İşte burada kimin kimi kandırdığı ortaya çıkar.

Evet, ülkemizde cahil çok kabul, ama sanmayın ki o kurallar ile onların cahilliği gideriliyor. Ülkenin ayağına pranga vuruyorsunuz ve bunu yaşam böyle diye anlatıyorsunuz. Daha önce de dedim, 25 yıldır araç kullanırım. Allaha şükür kazam yok. Gereken yerde basarken gereken yerde de tedbirli biri olduğum için önlemimi alıyorum çünkü. Yerleşim yeri ve kavşaklarda ayrı bir özen gösteriyor ve o cahillerin yaratacağı muhtemel sorunları öngörüyor ve engelliyorum. Allah beterlerinden korusun.

Cahilin de ötesinde yola fırlayabilecek ve güvenlik sorunu yaratabilecek hayvan gibi unsurları göz önüne alıyorum. Çünkü ben de en az diğerleri kadar can taşıdığımı iyi biliyorum. Ama ne olursa olsun bunlar, bugün için iddia ettiğim,

1)2tona kadar ticari diye anılan VANT TİPİ araçlara uygulanan hız limitlerini,
2)Motosikletlere uygulanan hız limitlerini,
3)Duble yollar için uygulanan hız limitlerini,
4)Trafik denetimlerini maliyenin talimatları ile yapanların topladığı vergileri
5)vb

bir sürü hususu haksız ve kandırmaca olarak ortadan kaldırmıyor.

Yani kısaca ne 120 ile giden Berlingo’nun freni patlar ne de konulan her kural KUTSAL ve DEĞİŞMEZ dir. Araç muayenelerini adam gibi yaparsan, saçma sapan yasaklara gerek kalmaz. Kurallar insan hayatını kolaylaştırmak için vardır ve her gün de yenisi ile değişmektedir. 100 yıl sonra da hız acaba 200 mü, 300 mü olsun diye başka tartışmalar çıkar.

Yaşamda değişmeden kalan tek şey değişimin kendisidir.

Bu, bu forumdaki son yazımdır. Mecbur bırakılmadıkça yazmak istemiyorum.



Verilmeye çalışılan mesaj ortada. Daha da ilave edecek bir husus yok, tartışmayı uzatmanın ise kimseye faydası yok. İlgi duyan gelir blog’a bakar, istemeyen de bakmaz o kadar.

Blogum itibari ile reklam verdiğimi söyleyenler ise, blog’da bir adet ticari reklam olmadığını fark etmezken, imzalarını yanındaki koca koca resimlerin reklam olduğunu görmezden gelip kendi forumlarının, işte eşi benzeri görülmemiş forum olduğu hikayeleri anlatır dururlar. Bakalım göreceğiz yazımı modere ederek mi? yoksa etmeden mi? yayınlayacaklar. Nasılsa o zaman anlarız.

Anlayan anlar, anlamayan da yoluna öyle devam eder. Maksadımız kalp kırmak değil.

- - - THE END- - -

Saygılarımla
http://hizlimitleri.blogspot.com/
 
Son düzenleme:
bende hız limitlerinin biraz daha artırılması taraftarıyım ancak herhalde yetkili mercilerde bulunan ve danışmanlar ülkemizin bizim göremediğimiz yönelrini görüyor ve kuralları ona göre uyguluyorlar diye düşünüyorum.... kavgaya gerek yok bunun için.
 
Güven bey alıngan davranmanıza hiç gerek yok. Yapılan yorumlarda kısım kısım da olsa sizi haklı çıkaran satırlar da mevcut. Ortak noktamız otokontrol yönünde. Hız limitleri konusunda karmaşalar yaşanan ülkemizde en kolay yol seçilerek herkesi aynı küfede değerlendirerek (aynı cinsdeki araçlar için) ortak hız limitler uygulanıyor. Mesela benim güvenlik donanımlarına haiz bir aracım, bir de (imal yılı nedeniyle orjinalinde dahi yok) emniyet kemeri dahi olmayan eski bir aracım var. Bu araçların ikisi de trafik kanunlarında binek tip otomobil olarak tanımlanıyor. Yani trafik kanunumuza göre eşit şartlara haizler. Opel'le otobanda rahatlıkla 120 km hızla giderken, eski model aracımda 120 km hıza çıkmaya açıkcası tırsıyorum, çünkü bu aracın ideal son hızı en fazla 100 km. Diğer taraftan güvenlik donanımlarına haiz son model bir minibüs ise ne yazıkki benim eski model aracımdan bile daha düşük olan hız kategorisinde yer alıyor. O nedenle bazı konularda sizinle ayrı fikirde gibi görünüyoruz, ama aslında anlatmak istediklerimiz aynı, tek fark bazılarımız şeytanın avukatlığını daha fazla yaparak eksi ve artı görüşleri ortaya koyuyor. Keşke imkan olsa da donanım farkları, araçların teknik özellikleri, modelleri, yaşları, ağırlıkları, motor güçleri gibi detaylar gündeme gelse ama bunun zor bir sınıflama olduğunun ben de farkındayım. Baksanıza biz daha MTV bile halledemedik. Yıllarca kilo ile vergi tahakkuk ettirdik, şimdi de motor kapasitesi ile. Piyasada 3-5 bin liraya satılan büyük hacimli eski bir aracın vergisi neredeyse kendinden fazla. Durum böyle olunca vatandaşın tercihi iki yönde oluyor. Birinci yol hiç MTV ödemiyor, ikinci yol olarakta sahte belgelerle aracların motor hacimlerini küçük gösteriyorlar. Siz hiç 1300 cc lik 2 tonluk 1957 model bir amerikan arabasına denk geldiniz mi? Komik değil mi? İnanın kayıtlarda 1300-1600 cc arasında olan çok sayıda 5000 cc nin üzerinde motora sahip amerikan arabası var. Zaten bir yerden sonra insanları çaresizliğe, sahtekarlığa iten devletin vurdumduymazlığı değilmidir.
 
Ben navigasyon cihazı kullanmanızı öneririm. Köy yolları için bile hız sınırı kayıtlıdır. Sınırı geçtiğiniz anda sizi uyarır. Ayrıca radar noktaları ve hız kameraları enlem ve boylam noktaları esas alınarak kaydedilmekte ve cihaz şurda radar şurada kamera var diye gereken uyarıyı yapmaktadır. navigasyon forumlarında bu bilgiler güncel olarak yayınlanıyor.
 
Ben sizi tanımam, siz beni tanımazsınız. Ama beni bu forum tanır. Benim bu forumda saygısızlık yaptığımı gören olmamıştır, ne büyüğüme ne küçüğüme. Saygısızlık olarak algıladıysanız kusura bakmayın, öyle bir niyetim yoktu. Sizin üslubunuza yakın bir üslup kullanmış olmam sizi rahatsız ettiyse de...

Benim artık bu konuda söyleyeceğim veya bu konuya ekleyeceğim bir şey yok...
 
dün sapancada yağmura yakalandım otobanda. deli gibi yağıyordu... hızımı hemen 90 a çektim sağdan sağdan gitmeye başladım tırlar bile yanımdan 100 110 ile beni geçmeye başladılar. birde dibime girip yürrrüü selektörü yapan malları saymıyorum bile. ulan deve deli gibi yağmur yağıyo hızım 90 en sağdayım sxxxxr git ortadan soldan cehennemn dibine kadar yolun var. 3 arabayız çekip dövsen hangi birini dövecen döv döv yolmu biter...
şimdi bu ayılar yollardayken bu cahiller yoldayken ben 2 sene önce sivasta 91 km ile van araçla yediğim cezayı dibine kadar hakettiğime inanıp bu radar noktalarını öğrensem neyime yarar. ben zaten gerektiği yerde gereken hızı yapıyorum ama ben bile kendimi dikkatli sanarken aracın kamyonet olduğunu unutup 99 u geçmeyecem derken 88 hız sınırını aşıp ceza yedim. banada ters geldi ama polis kim ayı kim akıllı bilmiyo. bilmesin zaten... dün gene 2 kere mengen ve kurucaşile taraflarında çevrildim ama radarada girmemiştim kağıtlarımda tamdı. yollaaar bozuk dikket edin deyip yolladılar... ama o yolda sınır 90+9 99 iken ben 50 60 gittim niye çünki yol bomboş dümdüz görünüyo ama (gece gidiyorum) o çukurları görmelisiniz durarak geçiyordum çoğunu. rampa tırmanıyonuz o yolları bilen bilir yurdumuzun en tehlikeli yolarıdır çukur birden karşınızda rampa iniyorsunuz yol dik mıcır çukur ne ararsan var. diğer iki araba amcaoğulları radar meraklısı onlarda asıldılar birinin amortissörler şu an patlak birininde jantlar eğri büğrü... resimdeki c3 ile gittiğim gibi geldim Allaha şükür... şimdi birde bunlar radarların yerini bilse düşünün artık nasıl giderler... birde kurucaşile taraflarında beni durduran radarı bunlara söyledim yavaşlayın diye... yazık paralarına diye söylemesen yeseler cezayı akıllanırlarmı hayır. benle yavaş gidiyon diye dalga geçenler istanbula dönüşte avrupa yakasına benden 45 dakika önümde olmalarına rağmen benden 10 dakika geç geldiler... (aynı köprüden 1.den geçtik ama ben yol durumunu öğrenip bostancı bağdat caddesi kozyatağı altunizade beylerbeyi köprü şeklinde geldim) o kadar sürati boşa yaptılar anlayacağınız...
son olarak inanın aynı marka araçla ankaraya kadar gidelim atıyorum corsa c ben 90 ortalama ile gideyim siz 130 hadi sınırı geçin 150 basın gidinönünüze konvoy çıkıyor yol kalabalık oluyor vs ortalamanız gene düşüyor benden 1 saat önce gidersiniz... atlattığınız tehlikeye inanın değmez... ama yukarda almanya konusundaki gibi olur otobanlarımız yollarımız insanlarımız eğitimli olur o zaman bende basarım yoksa inanın bir tutam bal için 1 kilo keçiboynuzu yemeye değmez...
hepimize kazasız belasız yollar...
 
Son düzenleme:
Geri
Üst