Aslında DSG'nin hakkı sanal platformlarda çok yeniyor. Ve yanlış yansıtılıyor. Oysa ortada hesaba katılmayan büyük etkenler var.
İlk etken DSG'li araç kullanıcı sayısı.
Trafikteki otomatik vitesli araçları ve kaç tanesinin DSG'li olduğunu düşünün. DSG diğer markalardan çok satıyor ve bu da sorun yaşayan kişi sayısını fazla gösteriyor.
Misal, X markası her 10 araçtan 3 tanesini otomatik vites olarak satarken, VW her 10 araçtan 7'sini DSG ile satıyor (Audi, Skoda, Seat da var işin içinde). Her iki markada da 2 otomatik araçtan biri arızalı olsa X markasında 1 müşteri şikayet ederken VW'de 3 müşteri şikayet ediyor. Ve bu DSG'yi çok sık arızalanan bir şanzıman gibi algılatıyor.
Ha sorunsuz mu? Asla değil. Ama sağda solda diğer markalardan daha fazla şikayet duymamızın sebebi yukarıdaki durum.
Öte yandan bir de Doğuş Oto faktörü var. Bana göre VW gibi bir markayı kesinlikle hak etmeyen bir distrübütör. Yetkili servislerin ilgisizliği, kalifiye eleman eksikliği vb. Doğuş'un eseridir.
Ve bu da şuna sebep oluyor: DSG ile sorun yaşayıp karşısında ilgisiz ve vasıfsız bir yetkili servis bulan kullanıcı geçiyor klavyenin başına, ağzına geleni söylüyor ve her cümlesinde DSG ifadesi geçiyor. Oysa sorun çoğu zaman DSG'de değil vasıfsız eleman barındıran yetkili serviste ve buna müsade eden Doğuş Oto'da.
Tekrar söylüyorum, asla sorunsuz bir şanzıman değil ama DSG bu ülkede biraz bahtsız bedevi. ''Alır mısın?'' deseniz, gözüm kapalı alırım...